YKKED: “Açlık, yoksulluk ve gerici dayatmalarla eğitim olmaz!”

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği'nden yeni eğitim yılı öncesi sert manifesto, "Öğrenciler karanlıkta yola çıkıyor, öğretmenler geçim sıkıntısında"

8 Eylül’de başlayacak yeni eğitim öğretim yılı öncesinde Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Türk eğitim sisteminin içinde bulunduğu derin krize dikkat çeken kapsamlı bir açıklama yayınladı. “Bilimsel ve Laik Eğitim İçin Mücadeleden Vazgeçmeyeceğiz!” başlıklı manifestoda, öğretmen maaşlarından öğrenci açlığına, kalıcı yaz saati uygulamasından ÇEDES gibi tartışmalı projelere kadar eğitimin tüm sorunları masaya yatırıldı.

“BİNLERCE ÇOCUK OKULA AÇ GİDİYOR”

Derneğin açıklamasında en çarpıcı tespit, öğrenci yoksulluğuna ilişkin oldu. “Yoksulluk nedeniyle binlerce çocuk okula aç gitmekte, beslenme çantalarını dolduramamakta, derse boş mideyle girmektedir” ifadeleriyle durumun vahameti ortaya konuldu.

Açıklamada, “Açlık çeken bir çocuğa nasıl nitelikli eğitim verilebilir?” sorusu yöneltilerek, eğitimin yoksullukla iç içe geçmesinin “iktidarın bilinçli tercihlerinin sonucu” olduğu vurgulandı.

ÖĞRETMENLER İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR

Öğretmenlerin durumu da manifestonun odak noktalarından biri oldu. “İnsanca yaşayamayacakları ücretlerle ayakta kalmaya çalışan” öğretmenlerin aynı zamanda itibarsızlaştırıldığı belirtildi.

Dernek yetkilileri, tayin ve atamalarda liyakat yerine siyasi kayırmaların belirleyici olduğunu, bu durumun öğretmen motivasyonunu zedelediğini ve öğrencilerin “sürekli değişen müfredat ve sınav sistemleriyle geleceğe güvensiz baktığını” ifade etti.

OKULLARIN FİZİKİ KOŞULLARI YETERSİZ

Eğitim altyapısındaki eksiklikler de detaylı şekilde sıralandı:

Açıklamada, eğitim yatırımlarının belirli okul türlerine yönlendirilmesinin fırsat eşitliğini yaraladığı tespiti yapıldı.

ÇEDES HEDEFTE

Dernek, eğitimin “laik ve bilimsel temellerden uzaklaştırılmaya çalışıldığını” iddia ederek, ÇEDES başta olmak üzere birçok projeyi “gerici” olarak nitelendirdi.

“Okullar, çağdaş eğitimin yuvası olması gerekirken siyasi ve ideolojik projelerin sahasına dönüştürülmektedir” denilen açıklamada, eğitimin dini ve siyasi baskılardan arındırılması gerektiği savunuldu.

KALICI YAZ SAATİ ELEŞTİRİSİ

Manifestoda dikkat çeken bir başka konu da kalıcı yaz saati uygulamasına yönelik eleştiriler oldu. Dernek yetkilileri, çocukların “henüz gün ağarmadan, karanlıkta yollara düştüğünü” belirterek, bunun hem güvenlik hem de sağlık açısından risk yarattığını vurguladı.

“Uyku düzeni bozulan, biyolojik ritmi aksayan öğrenciler derse yorgun ve dikkat dağınıklığıyla girmekte” tespiti yapılırken, bu durumun eğitimde başarıyı olumsuz etkilediği kaydedildi.

KÖY ENSTİTÜLERİ MİRASI VURGUSU

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, “Köy Enstitülerinden miras aldığımız aydınlanmacı geleneğin sorumluluğu” vurgusuyla, çocukların “sağlıklı, güvenli, bilimsel, eşitlikçi ve laik bir eğitim hakkı” olduğunu hatırlattı.

Açıklamanın sonunda, “Geleceğin aydınlık Türkiye’si için eğitimde eşitliği, bilimselliği ve insan onuruna yakışan koşulları savunmaya devam edeceğiz” mesajı verildi.

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nden yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

“Bilimsel ve Laik Eğitim İçin Mücadeleden Vazgeçmeyeceğiz!”

8 Eylül 2025’te yeni eğitim öğretim yılı başlıyor. Ancak bu başlangıç, umut dolu bir sürecin değil, derinleşen sorunların habercisi olmaktadır. Bugün ülkemizde eğitim, öğretmenlerin geçim sıkıntısı, öğrencilerin açlığı, okulların donanımsızlığı ve liyakatsiz atamaların gölgesinde yeni döneme adım atmaktadır.

Öğretmenler, insanca yaşayamayacakları ücretlerle ayakta kalmaya çalışırken itibarsızlaştırılmakta; tayin ve atamalarda liyakat değil, siyasi kayırmalar belirleyici olmaktadır. Bu koşullar altında öğretmenin motivasyonu zedelenirken, öğrenciler sürekli değişen müfredat ve sınav sistemleriyle geleceğe güvensiz bakmaktadır.

Öğrencilerimizin yaşadığı tablo ise çok daha acıdır. Yoksulluk nedeniyle binlerce çocuk okula aç gitmekte, beslenme çantalarını dolduramamakta, derse boş mideyle girmektedir. Açlık çeken bir çocuğa nasıl nitelikli eğitim verilebilir? Çocuklarımızın en temel hakkı olan eğitim, yoksullukla iç içe geçmiştir ve bu, iktidarın bilinçli tercihlerinin sonucudur.

Öte yandan okullarımızda laboratuvar, spor salonu, kütüphane ve teknolojik donanım eksiklikleri devam etmektedir. Eğitim yatırımlarının belirli okul türlerine yönlendirilmesi, diğer okulları geri plana itmekte; fırsat eşitliği yara almaktadır. Kadrolu öğretmen açığı, alan dışı ders uygulamalarıyla birleşince öğrenciler nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır. Temizlik ve sağlık hizmetlerinde kadrolu personel eksikliği nedeniyle okulların hijyen koşulları ciddi bir tehdit altındadır.

Tüm bu sorunların yanı sıra eğitim alanı, laik ve bilimsel temellerden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. ÇEDES başta olmak üzere birçok gerici proje ve protokol, öğrencilerimizin eğitim hakkını gasp etmekte; bilimin, aklın ve çağdaş pedagojinin yerine dogmatik anlayışları dayatmaktadır. Okullar, çağdaş eğitimin yuvası olması gerekirken siyasi ve ideolojik projelerin sahasına dönüştürülmektedir. Bu kabul edilemez. Eğitimin içeriği, dini ve siyasi baskılardan arındırılmalı; çocuklarımızın özgür düşünebilen, sorgulayan, üretken bireyler olarak yetişmesi sağlanmalıdır.

Buna ek olarak, kalıcı yaz saati uygulaması da eğitim hayatında ciddi sorunlara yol açmaktadır. Çocuklarımız henüz gün ağarmadan, karanlıkta yollara düşmekte; bu durum hem güvenlik hem de sağlık açısından büyük riskler yaratmaktadır. Uyku düzeni bozulan, biyolojik ritmi aksayan öğrenciler derse 

yorgun ve dikkat dağınıklığıyla girmekte; öğretmenler ise verim kaybı yaşamaktadır. Eğitimde başarıyı olumsuz etkileyen bu uygulama, toplumun genel yaşam kalitesini de düşürmektedir.

Öğretmenlerini yoksulluğa, öğrencilerini açlığa mahkûm eden, okullarını sahipsiz bırakan; üzerine gerici dayatmalar ve yanlış uygulamalarla baskı altına alan bir eğitim anlayışı ülkeyi karanlığa sürükler.

Bizler Köy Enstitülerinden miras aldığımız aydınlanmacı geleneğin sorumluluğuyla şunu vurguluyoruz: Çocuklarımızın sağlıklı, güvenli, bilimsel, eşitlikçi ve laik bir eğitim hakkı vardır. Bu hak günübirlik politikalarla zayıflatılamaz, ideolojik tercihlere feda edilemez. Öğretmenin geçim sıkıntısı çözülmeden, liyakate dayalı atama sistemi kurulmadan, tüm okullara eşit yatırımlar yapılmadan, öğrencilerin açlığı giderilmeden, eğitimde bilimsellikten sapılmadan ve kalıcı yaz saati uygulaması gibi yanlış kararlar son bulmadan nitelikli eğitimden söz etmek mümkün değildir.

Yeni eğitim yılına girerken bizler, geleceğin aydınlık Türkiye’si için eğitimde eşitliği, bilimselliği ve insan onuruna yakışan koşulları savunmaya devam edeceğiz.

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Merkez Yönetim Kurulu ve Şubeleri                                            

Demokrat Gündem

Exit mobile version