Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Ayayorgi’de betonlaşmaya yeşil ışık mı? CHP’li belediyelerden itiraz!

İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Grubu, Çeşme’nin doğal güzelliği Ayayorgi Koyu’nda yapılaşmanın önünü açan planlara karşı hukuk mücadelesi başlattı. Emlak Konut’un ihaleye çıktığı bölgede 20 yıldır süren rant tartışmaları yeniden alevlendi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Grubu, Çeşme'nin doğal güzelliği Ayayorgi

DEMOKRAT GÜNDEM- İzmir’in en değerli doğal alanlarından biri olan Çeşme Ayayorgi bölgesinde, yıllardır süren yapılaşma tartışmaları yeni bir boyut kazandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ikinci kez imar planları askıya çıkarılan bölgeyle ilgili olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Grubu sert bir açıklama yaptı.

20 YILLIK PLANLAMA SÜRECİ NASIL İLERLEDİ?

Ayayorgi bölgesi, 2002 yılında üst ölçekli planlarda “Bölge Parkı” olarak belirlenmişti. 2005’te hazırlanan alt ölçekli planlarda da doğal ve arkeolojik sit kararlarına uygun şekilde “Park, Dinlenme Alanları ve Rekreasyon Alanları” olarak tanımlanmıştı.

Ancak 2020’de Bakanlık, bölgenin statüsünü yapılaşmaya izin veren “Tercihli Kullanım Alanı”na dönüştürdü. Bu değişiklik karşısında İzmir Büyükşehir ve Çeşme Belediyeleri dava açtı ve Danıştay 6. Dairesi Ocak 2024’te yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Bakanlık ise bu kararın üzerinden sadece 4 ay geçtikten sonra, Mayıs 2024’te alanı bu kez “Rezerv alan” ilan ederek planları yeniden askıya çıkardı ve alan adını “Gelişme Konut Alanı” olarak değiştirdi.

İHALE SÜRECİ BAŞLADI, YEREL YÖNETİMLER KARŞI ÇIKIYOR

Bu süreçte Emlak Konut, henüz planlar kesinleşmeden bölgede bulunan üç parsel için “arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı” ihalesi açtı. Dalyan Mahallesi’ndeki toplam 47 bin 84 metrekarelik alan için pazarlama ve satış faaliyetleri ihalesi yapıldı. Parsellere 0,30 emsal ve 2 kat yapılaşma hakkı tanındı.

İzmir Büyükşehir ve Çeşme Belediyeleri, planların askı sürecinde itirazlarını sunmuş ancak Aralık 2024’te itirazların reddedildiği bildirilmişti. Bunun üzerine belediyeler Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak yürütmeyi durdurma talebinde bulundu.

DOĞAL ALAN MI RANT ALANI MI?

CHP’li meclis üyeleri, söz konusu planın 372 bin metrekarelik alanın yüzde 54’ünü konut ve ticaret alanlarına ayırırken, sadece yüzde 22,5’ini yeşil alan olarak bıraktığını vurguluyor.

“KAMUSAL ALAN KAYBI YAŞANIYOR”

İBB CHP Meclis Grubu açıklamasında, “Özelleştirme İdaresi, TOKİ, Emlak Konut ve bakanlıklar eliyle kamu mülklerinin hızla satıldığını ve planlama uygulamalarının toplumsal ihtiyaçlar değil, arazileri ‘cazip kılmak’ odaklı olduğunu” belirtti.

Grup, “Bu satışlar, bugün ve gelecekte kentsel alanda yurttaşların ihtiyacı olan kamu hizmetlerinden faydalanacağı alanların kaybı anlamını taşımaktadır” ifadelerini kullandı ve belediye hizmet alanı olarak ayrılan alanın tüm bölgenin yüzde 1’inden bile küçük olduğunu vurguladı.

İBB CHP Meclis Grubu, yasal süreç devam ederken bakanlığın alanı satışa çıkarmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, plan iptali durumunda hem kent hem de ihaleyi alacak yatırımcılar için geri dönülmesi güç zararlar doğacağı uyarısında bulundu.

İBB CHP Meclis Grubu’nun yaptığı basın açıklamasının tamamı:

Çeşme Planları Ranta Kurban Edilemez!

Süreç hakkında hatırlatma:

  • 2002 yılında üst ölçekli planlarda “Bölge Parkı” kullanım kararı getirilen alanda 2005 yılında alt ölçekli planlar hazırlandı ve Doğal ve Arkeolojik Sit kararlarına, üst planlarla uyumlu “Park, Dinlenme Alanları ve Rekreasyon Alanları” kullanım kararları getirildi.
  • 2020 yılına gelindiğinde Bakanlık planlama alanına ilişkin “Bölge Parkı” kullanım kararını, alanda yapılaşmanın önünü açacak “Tercihli Kullanım Alanı” kararı ile değişiklik yaparak onadı. 372.000 metrekare rekreasyon alanının ortadan kaldırılması riski gündeme geldi.
  • Söz konusu alana ilişkin değişikliğinin de bulunduğu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesi’nin Danıştay 6. İdaresine açtığı dava sonucu İdarenin 15.01.2024 tarihli kararı ile planlama konusu alana ilişkin “tercihli kullanım alanı” amaçlı düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi. 
  • Bakanlık, plan iptalinden sadece 4 ay sonra Mayıs 2024’te bu alanı “Rezerv alan” ilan etti, bundan kısa bir süre sonra da yeniden planları askıya çıkardı. Bir önceki planda “Tercihli Kullanım Alanı” lejantı ile tanımlı alanın adı değiştirildi ve “Gelişme Konut Alanı” olarak belirledi.

Bakanlık, yine 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunu dayanak alarak bu alanı rezerv alan ilan etti. Yani bu alanın Çeşme’de afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde, yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere belirlendiği iddiasında bulundu.  Çeşme’de böyle bir alan ihtiyacı tartışmaya açıkken, iptal edilen planla bire bir aynı planın tekrar önümüze getirilmesi, Rezerv Alan ilanı, mahkemenin iptal kararının arkasından dolaşmak için bir yöntem olarak kullanıldığı açıkça ortadadır. 

Söz konusu planda,

372 bin 161 metrekarelik planlama alanının yaklaşık yüzde 54’ü konut ve ticaret alanlarına ayrılmış, sadece yüzde 22,5’i yeşil alan olarak kullanılacakken planlama alanında ayrıca belediye hizmet, okul, sosyal ve kültürel tesis, sağlık ve otopark alanları da ayrılmıştır. Bu planın içerik olarak,

  • Sosyal donatı alanlarını azaltıcı nitelikte olması, 
  • Rant artışına yönelik bir plan olması,
  • Mahkeme kararlarına rağmen aynı içerikteki planların yeniden onaylanarak gündeme getirilmesi olması,
  • Tamamı “Doğal Sit Alanı” olan planlama alanın bir kısmı “3. Derece Arkeolojik Sit Alanı’nda kalması,
  • Alanın bitişiğinde 1.Derece Doğal Sit Alanı ve 3.Arkeolojik Sit Alanının bulunması, 
  • Alanın güney ve doğu bölümlerinde üzerinde zeytin ağaçlarının da olduğu tespit edilen yoğun yerleşim dokusu içerisinde korunmuş doğal flora ve fauna yapısı ile tampon ve geçiş zonu özelliği göstermesi, 
  • Çevresindeki yapılaşmaya rağmen doğal alan ve habitat özelliğini kaybetmediğinin görülmesi, 
  • Flora ve fauna yapıları için alandaki tek yaşam alanı olması ve 
  • Ulusal ölçekte tarihi, doğal ve kültürel nitelikli Ayayorgi Koyu ve Bölgesi’nin geri dönüşü olmayacak bir şekilde yok olmasına neden olacağı açıkça görülmektedir.

Devam eden süreçte, İmar planları ile ‘rekreasyon alanı’ ve ‘park’ alanı iken kentsel gelişme alanı olarak ilan edilen bölge için Emlak Konut harekete geçmiş ve plan alanında kalan 3 parsel için arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı ihalesine çıkmıştır.

Dalyan Mahallesi 8920 ada 2 parsel, 8921 ada 1 parsel ve 8922 ada 2 parsel için pazarlama ve satış faaliyetleri ihalesi yapılmış ve ihaleye çıkan alanların toplam büyüklüğü ise 47 bin 84 metrekare ve konut alanında kalan parsellere 0,30 emsal ve 2 kat yapılaşma hakkı tanınmıştır.

Sonuç olarak,

Endişe ile görüyoruz ki, Özelleştirme İdaresi, TOKİ, Emlak Konut ve bakanlıklar eliyle kamu mülkleri hızla satılmaktadır. Bakanlıklar tarafından yapılan şehir planlama uygulamalarının çıkış noktasının toplumsal ihtiyaçlar ve kamu faydası değil, maalesef ki satışa çıkarılacak ya da tahsis verilecek arazileri “cazip kılmak” olduğunu üzülerek görüyoruz. Yıllardır Kent merkezinde imar planlarında kamusal fonksiyona ayrılmış kamu mülkleri benzer bir yöntemle plan değişiklikleri ile rantı artırılarak satıldı. Hükümet kötü yönettiği ekonominin yarattığı bütçe açığını kapatmak için, kentsel alanlarımızı satışa çıkarmakta, imar planlarını da bir pazarlama aracı haline getirmektedir. Doğal kaynaklarımız, ormanlarımız, zeytinliklerimiz ve kent topraklarımız hızla talan edilmekte, toplumsal değerler göz ardı edilmektedir. Bu satışlar, bugün ve gelecekte kentsel alanda yurttaşların ihtiyacı olan kamu hizmetlerinden faydalanacağı alanların kaybı anlamını taşımaktadır. Bu nedenle kentlerin gelecek öngörüsüyle yapılan planlarda kamusal fonksiyona ayrılmış ve kamu mülkiyetinde olan alanların korunması esastır.

Aya Yorgi Koyu planlama sürecinde de aynı talanın gerçekleştiğini görüyoruz. Yapılaşmanın düşük yoğunluklu verilmiş olması, kentimizin nefes aldığı en önemli alanlardan birinin yok edildiği gerçeğini değiştirmemektedir. Üstelik burada kamu yararına ayrılan alanların son derece kısıtlı olduğunu, belediye hizmet alanı olarak ayrılan alanın ise tüm alanın yüzde 1’inden bile küçük olduğunu görmekteyiz. 

Hem İzmir Büyükşehir Belediyesi hem de Çeşme Belediyesi tarafından planın askı sürecinde gerekli itirazlar yapılmış ancak Aralık 2024 itibariyle itirazlarımızın idare tarafından reddedildiği tarafımıza bildirilmiştir. Bunun üzerine Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği’ne yürütmeyi durdurma istemi ile tarafımızca işlem başlatılmıştır.

Yasal süreç devam ederken bakanlığın alanı satışa çıkarmış olması kabul edilebilir bir durum olmamakla beraber plan iptali durumunda hem kentimiz için hem de ihaleyi alacak yatırımcılar için geri dönülmesi güç zararlar doğacaktır. İBB CHP Meclis grubumuz olarak kentimizin ranta kurban edilmemesi ve Çeşme’de sağlıklı bir kentsel gelişme sağlanması için bu sürecin her aşamada takipçisi olacağımızı ve gelişmelerle ilgili hemşerilerimizi bilgilendirmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz. (HABER MERKEZİ)

Demokrat Gündem