Türkiye’nin en tanınmış oyuncu menajerlerinden Ayşe Barım, 27 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden ilk kez konuştu. “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla 30 yıla kadar hapsi istenen ID İletişim’in kurucu ortağı Barım, kendisinin bir sektör adına rehin tutulduğunu söyledi.
T24’e konuşan Barım, “Ben neymişim, ne etkiliymişim! Eğer öyleyse, o zaman ben bir sektör adına burada rehin tutuluyorum demektir. Bir insanın hayatı ile böyle oynanabilir mi?” diye sordu.
BEYİNDE İKİNCİ ANEVRİZMA TESPİT EDİLDİ
240 gündür tutuklu bulunan Barım’ın sağlık durumunun kritik seviyeye ulaştığı öğrenildi. Avukat Deniz Ketenci, müvekkilinin kalp pili takılması gerektiğini, durumun kalp nakline kadar gidebileceğini açıklamıştı.
Barım, kalp rahatsızlığının yanı sıra beynindeki anevrizma nedeniyle hayati risk taşıdığını belirtti: “Beynimde 10 yıl önce oluşan anevrizmaya karşı takılmış iki stent var. Son hastane raporuna göre beynimde yeni bir anevrizma daha oluşmuş ve bu yeni anevrizma mevcut iki stente çok yakın bir noktadaymış. Kanarsa geri dönülmesi imkânsız.”
Tedavinin riskli olduğunu ve açık beyin ameliyatına dönüşebileceğini belirten Barım, şu anki durumunda böyle bir ameliyatın yapılamayacağını söyledi.
“ÇALMADIĞIM KAPI KALMADI, SAHİP ÇIKMADILAR”
Sektörde tekelleşmeye neden olduğu iddialarıyla başlayan sürecin Gezi davasına evrilmesinden büyük hayal kırıklığı yaşadığını belirten Barım, yapımcılardan destek göremediğini açıkladı:
“Bu olayların başlangıcında sektörün içerisinde aktif olan yapımcılara gittim. ‘Bir menajer bir sektörde böyle bir tekelleşme yaratamaz, gerçeği açıklayın’ diye çalmadığım kapı kalmadı. İki yapımcı dışında kimse karışmak istemedi. Bana sahip çıkmadılar, bunu ömrüm boyunca unutmayacağım.”
Oyuncuların kendisini ziyaret etmek için yaptıkları başvuruların reddedildiğini belirten Barım, “Milletvekili dışında da izin alan o kadar çok kişi oldu ki, neden ben yalnızlaştırılıyorum anlayabilmiş değilim” dedi.
TEKELLEŞME İDDİALARINDAN GEZİ DAVASINA
Süreç, geçen yıl Eylül ayında bazı yapım şirketleri ve ajanslara “kartelleşme ve piyasadaki hakimiyetlerini kötüye kullanma” gerekçesiyle yapılan baskınlarla başlamıştı. Rekabet Kurulu’nun Ocak ayında 21 şirket hakkında soruşturma açmasının ardından, İstanbul Başsavcılığı Barım hakkında önce yurt dışı yasağı koymuş, ardından “Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu” gerekçesiyle re’sen soruşturma başlatmıştı.
27 Ocak’ta tutuklanan Barım’ın tahliye talebi, 17 Şubat’ta kabul edilmişti. Ancak İstanbul Başsavcılığı’nın itirazı üzerine ağır ceza mahkemesi, Barım henüz cezaevinden çıkmadan yeniden tutuklama kararı almıştı.
“BEN HER ZAMAN APOLİTİKTİM”
Siyasetin hiçbir zaman içinde olmadığını vurgulayan Barım, “Sanatla, doğayla, hayvanlarla ilgili biriyim. Ben her zaman apolitiktim. Hiçbir zaman siyasi bir duruş gölgesinde yaşamadım hayatımı, işimi de öyle yapmadım” ifadelerini kullandı.
Silivri’deki tutukluluğunu “beton bir kafes içerisinde ne kadar süreceğini bilmediğin bir tutukluluk hali” olarak tanımlayan Barım, “Gerçekten mücadeleci ve güçlü bir kadınım. Ama haksızlık karşısında düşündüğüm kadar güçlü olmadığımı burada fark ettim” dedi.
Ayşe Barım davasının ikinci duruşması 30 Eylül’de görülecek. İstanbul Başsavcılığı, Barım hakkında 30 yıla kadar hapis cezası istiyor.