Bağırsak kanseri, her yıl on binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan ölümcül bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Ancak son dönemde bilim insanları bu korkunç hastalığa karşı umut verici bir gelişmeye imza attı. Bağırsak kanseri tedavisinde yeni bir “yol haritası” keşfeden araştırmacılar, bu hastalığın üstesinden gelmek için önemli bir adım attılar.
Amerikan Kanser Derneği‘nin istatistiklerine göre, her yıl yaklaşık 150.000 yeni rektum ve kolon kanseri vakası teşhis ediliyor. Yaşa bağlı önleyici taramaların artmasıyla bu sayının yavaş yavaş düşmeye başlaması olumlu bir gelişme olsa da, bağırsak kanseri Türkiye’de en yaygın 5 kanser türünden biri olarak görülüyor. ABD’de ise hala en büyük üçüncü kanser türü olarak kabul ediliyor ve her 23 erkekten birini veya 26 kadından birini etkiliyor. Ancak bilim insanları, bu tehdidi azaltmak ve tedaviyi iyileştirmek için umut verici bir yolda ilerliyorlar.
Bağırsak kanseriyle savaşta ileri adım
Bağırsak kanseri, sık görülen bir kanser türü olmanın yanı sıra tedavi açısından da büyük bir zorluk teşkil ediyor. Şu ana kadar yapılan çalışmalara göre, hastaların sadece %10’u mevcut immünoterapilere yanıt veriyor, bu da çoğu zaman kanserli dokunun ameliyatla çıkarılması gerektiği anlamına geliyor. Bu tedavi yöntemi hayatta kalma oranlarını artırabilir, ancak hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Ancak, yakın bir zamanda Avustralya’daki La Trobe Üniversitesi Olivia Newton-John Kanser Araştırma Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, bağırsak kanserine verilen yanıtın, bağırsakta bulunan bir grup bağışıklık hücresinin ne kadar etkili olduğuna bağlı olduğunu keşfettiler. Olivia Newton-John Kanser Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Lisa Mielke, “Gamma delta T hücreleri, bağırsaktaki önemli savunucularımızdır. Bu özel bağışıklık hücreleri, potansiyel kanser tehditlerine karşı savaşçılar gibi davranarak bağırsakları koruyan epitel hücreleri üzerinde devriye gezerler” dedi.
Yapılan araştırmalar sonucunda, tümörlerinde daha fazla gamma delta T hücresi bulunan hastaların sağ kalım oranlarının arttığı ve tedavilere daha iyi yanıt verdikleri gözlendi. Ancak bu hikayenin yalnızca bir kısmı. Araştırmacılar, bağırsaktaki mikrobiyomun tamamını inceleyerek, gamma delta T hücrelerinin içinde TCF-1 molekülünün daha yüksek konsantrasyonlarda bulunduğunu tespit ettiler. Bu molekül, bağışıklık tepkimizi kontrol eden gamma delta T hücrelerinin bağırsak kanseri ile mücadelesini baskılıyor gibi görünüyor.
Klinik öncesi modellerde bu molekülün engellendiği denemelerde, bilim insanları bağışıklık hücrelerinin davranışlarında temel değişiklikler gördüler ve bağırsak kanseri tümörlerinin boyutunda belirgin bir azalma gözlemlediler. Bu, bağırsak kanseri hastalarının daha etkili bir şekilde tedavi edilmesi için yeni bir yol haritası sunuyor.
News
