İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kasım ayı Meclis oturumu Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlığında gerçekleşti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in de katıldığı toplantıda İBB 2022 Mali Yılı Bütçe görüşmeleri gerçekleşti. Bütçe görüşmeleri yapılırken ana gündemlerden biri de döviz kurundaki yüksek artış nedeniyle ekonominin son durumu oldu. Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili Mustafa Özuslu, Büyükşehir Belediyesinin finansal durumunun güçlü olduğunu, kur farkı nedeniyle borçların arttığını belirterek, “Bu borç artmasıyla 46 kat daha fazla ayni ve nakdi yatırım yapabilirdik. Daha fazla kooperatife destek sağlayabilirdik. Bir tane daha Buca Metrosu yapabilirdik. 739 otopark, 11 tane Çiğli tramvayı, on binlerce yeni otobüs, feribot, vapur alabilirdik. İBB bütçesi çok güvenli ve istikrarlıdır. Pandemi, deprem, sele rağmen dimdik ayakta. Borçlanma limitini biz daha yüzde 42'sini kullanıyoruz. Döndürülemeyecek bir borç yok öyle. Bunu anlattık. 2022 yılı mali bütçesinin nerelerde ve nasıl değerlendirileceği anlatıldı. İBB toplumcu belediyeciliğin en güçlü seslerindendir. Bu bütçe ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran, İzmir Modelini ortaya koyması bakımından önemli ve tarihidir. Kamucu ve toplumcu yönetimin, aklın bütçesidir bu bütçe” dedi.
DEMOKRAT GÜNDEM-Büyükşehir Belediye Meclisi'nde 2022 yılı bütçesi Kasım ayı altıncı birleşiminde görüşüldü.
İBB'nin 2022 mali yılı bütçesi değerlendirmesi öncesinde kürsüye gelerek, önce Türkiye ekonomisinin geçtiği zor günler, döviz kurundaki son yüksek artışları değerlendirdi.
Başkanvekili Mustafa Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin borç batağında olmadığını, sürdürülebilir bir borcun olduğunu ancak kur farkındandolayı artan borç miktarıyla 46 kat daha fazla ayni ve nakdi yardım yapabilme olanağı kalmadığını belirtti.
ÖZUSLU: BÜYÜKŞEHİR BORÇ YATAĞINDA DEĞİLDİR, BU BİR ALGI YÖNETİMİ
“Bütçe açık seçik bir tercihtir. Gelir ve giderlerimiz kalem kalem üzerinde çalışılarak en öncelikli hizmeti nasıl yapabiliriz üzerinden bakılıyor. Yoksulluk yönetilmez. Yoksullukla ancak ve ancak mücadele edilir. Kamucu, halkçı insanlar olarak yoksullukla mücadeleyi merkeze alıyoruz. Yatırımlarımızdan, metrodan, otobüsten ödün vermeden elimizden geleni yapıyoruz” diyen Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin borç batağında olduğu iddialarının algı yönetimi olduğunu söyledi.
'KUR FARKINDAN BORÇ ARTMASI NEDENİYLE 46 KAT FAZLA AYNİ-NAKDİ YARDIM YAPABİLİRDİK'
Özuslu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi bir borç yatağında değildir. Bu bir algı yönetimi. Borçlarıın ödeyemeyecek durumda zinhar değildir. Sürdürülebilir borcumuz vardır. Bu iddialarda bulunmak mesnetsizdir. Abesle iştigaldir. Eğer hakikaten rakamları doğru okumuyorsak da ondan ötesi iyi niyetli yaklaşımlar olmaz. 4.5 milyar borçlanma yapılmış. 3.0 milyar borç ödemesi yapılmış. Toplam borç 5 milyar TL. Aradaki fark 600 milyon TL. Yani kur artışı olmasaydı, 5 milyon 600 milyon olacak iken, borcumuz 10.2 milyara ulaşmıştır, kur farkı nedeniyle. Yani kur farkından kaynaklanan borçlardaki artış farkı bugün itibariyle 5 oldu. Faiz giderlerimiz kaç arttı? Kur farkı nedeniyle yüzde 140. ülke çapındaki ekonomik istikrarsızlığın göstergesi değil de nedir bu 4.6 milyar lira. Merkez Bankası'na dokunmayın. Kur farkından borç artmasıyla 46 kat daha fazla ayni ve nakdi yatırım yapabilirdik. Daha fazla kooperatife destek sağlayabilirdik. Bir tane daha Buca Metrosu yapabilirdik. 739 otopark, 11 tane Çiğli tramvayı, on binlerce yeni otobüs, feribot, vapur alabilirdik. İBB bütçesi çok güvenli ve istikrarlıdır. Pandemi, deprem, sele rağmen dimdik ayakta. Borçlanma limitini biz daha yüzde 42'sini kullanıyoruz. Döndürülemeyecek bir borç yok öyle. Bunu anlattık. 2022 yılı mali bütçesinin nerelerde ve nasıl değerlendirileceği anlatıldı. İBB toplumcu belediyeciliğin en güçlü seslerindendir. Bu bütçe ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran, İzmir Modelini ortaya koyması bakımından önemli ve tarihidir. Kamucu ve toplumcu yönetimin, aklın bütçesidir bu bütçe. İBB kapitalizmin çok boyutlu krizinin yarattığı tahribatına karşı İzmirliyi koruyan, üretken-sağlıklı-mutlu yaşayacağı kent hedefine ısrarla yürümeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.
ÖZUSLU: EKONOMİYİ BU HALE GETİRENLERİ ELEŞTİRMEK BİR VATAN GÖREVİDİR
Ekonomi politikalarını eleştirmenin herkesin vatan görevi olduğunu vurgulayan İBB Başkan Vekili Mustafa Özuslu, “Bütçenin etraflıca değerlendirilebilmesi ancak ve ancak bağlı bulunduğu devletin ekonomik koşulları bağlamında düşünülürse anlamlı olur. Tüm vatandaşlar gibi kurumlar da ülkenin ekonomik durumundan etkilenir. Bu ekonomik durumun yansımalarını doğrudan tecrübe ederler bu kurumlar. Bu sebeple konuşmamın ilk kısmını ülke ekonomisi değerlendirmesine ayırmak zorundayım. Kur, faiz, enflasyon. Bu üçgeni anlamadan görmeden dikkate almadan tabi ki ne ekonomiyi anlamayabilmek mümkün değildir. Üç derdim var, biribirinden seçilmez, bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm gibi. Karacaoğlan der. Karacaoğlan bugün yaşasaydı, bunları yazabilirdi ancak. Bugün ülke ekonomisi vatandaşıın derin bir yoksulluğa iten caresizlikle baş başa bırakan bir ekonomidir. Bu ekonomik girdap vatandaşlar arasındaki uçurumun derinleşmesine, t oplumsal kesimlerin birbiriden daha da kopmasına sebep olabilmektedir. Konuştuğumuz bütçe bir rakam değildir. Bütçe aslında yaşamın ta kendisidir. İyi yönetilmeyen, pandemi etkisiyle yoksullaşan Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. İktidarıyla muhalefetiyle hepimizin bu fotoğrafa iyi bakmak lazım. Valilik önünde iş bulamıyorum diye kendisini yakan bu ülkenin çocuğuydu. Çocuklarını ısıtamadığı için fön makinesini çalıştırıp diğer odada kendini tavana asan anne de bu ülkenin çocuğuydu. Ekonomiyi bu hale getirenleri kıyasıya eleştirmek, vatan görevi, hepimizin görevi” diye konuştu.
ÖZUSLU: 'EVDE YANGIN VARSA BÜYÜKŞEHİR BİGANE KALAMAZ, KALMAZ'
İşsizlik rakamlarına da değinen Mustafa Özuslu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Derin yoksulluk diye bir kavram üzerinde çalışıyor her parti. Sosyal yardımların artması, artan yoksulluk ve yardım alan hanelerin artması bütçemize de ek yük getiriyor. Helali hoş olsun. Dayanışmanın gereği budur. Evde yangın varsa İBB bu yangına bigane kalamaz. Kalmamalıyız da. Kotalar uygulanmaya başladı. Ülkece aşabiliriz. İBB kendi sorumluluk sahası içinde bunu yapmaya zaten amade. İşsizlik resmi rakamlara göre 11.5. genç işsizlik yüzde 23. neredeyse her 4 gençten biri işsiz. İşsiz çok. Bu kadim bir problem. İşsiz sayısı 9-10 milyon arasında değişiyor. İş aramaktan vazgeçenler bunun içine dahil değil. Vatandaş, yoksulluk, enflasyon ve işsizliğin netice olduğunu biliyor. 20 yıldır bu ülkeyi yöneten bir yönetim var. İktidarın buradaki sorumluluğunu konuşmayacağız da neyi konuşacağız? Bütçeyi konuşacağız. Eskiden IMF devalüasyon yapın derdi. Acayip bir rant sağlanırdı. Sıcak parayla bir müddet işler yürütüldü. Ama bugün aynı yerde değiliz. Kurun oynaması, enflasyonun tırmanması, milli gelirdeki düşüş biraraya geldiğinde daha az yol, daha az park,daha az metro, daha az çocuğa süt, daha az aileye sosyal yardım, daha az kişiye istihdam olarak bize dönüyor. Mış gibi yapamayız, yapmamalıyız ayrıca. Güven duyduğu zaman Uluslar arası finans kapital gerekli yatırımı sana yapabilir”
ÖZUSLU: 'BİZİM BÜTÇEYİ YUMURTA, TUZ ETKİLEMİYOR'
üyükşehir Belediyesi bütçesinin akılcı, gerçekçi, doğru bir şekilde hazırlandığını kaydeden Başkanvekili Mustafa Özuslu, İzmir'in 23 büyükşehirin toplamı kadar vergi toplayarak en fazla vergi toplayan 3. kent olmasına karşın merkezi iktidardan yüzde 2 oranında yatırım harcaması aldığını söyledi.
'İZMİR EN FAZLA VERGİ TOPLAYAN 3. İL, YÜZDE 2'SİNİ GERİ ALIYOR'
Özuslu, İzmirlilerin daha yatırım bütçesi almayı hak etmediğini vurgulayarak, konuya dair şu değerlendirmeyi yaptı: “Gelelim İzmir'e. Zor bir yıl geçirdiğimiz kesin. Daha zor bir yılı geçirmek için kılı kırk yararak bir bütçe hazırladı büyükşehir. Üzerimize gelen yükün ağırlığını biliyoruz. Temmuz ayında başlıyor bütçe çalışmaları. Temmuzda 9,5 idi döviz kuru. Biz kaçla bu bütçeyi tahmin ettik? 10,5. Kur bugün kaç? Gelin de reel, yönetilebilir bir bütçeden söz edin arkadaşlar. Akılcı, gerçekçi, doğru bütçe yönetimi nasıl icra edilir dersini vermiştir. Bu bütçe tam da böyle bir bütçedir. Bizim bütçeyi yumurta etkilemiyor, tuz da etkilemez. Pinpon topu hiç etkilemez bizim bütçeyi. Ama bizim bütçemizi saydığım maddeler, fen işlerini, etkiler. Neden müteahhitler isteksiz kalıyor? İBB finansal sıkıntısı ve gecikmeye uğramış tek bir yatırımı yoktur. Finansal sıkıntı ve ödeme güçlüğünden dolayı. Ekonominin kitabı bir yerlerde yeniden yazılıyorsa, biri de burada İBB'de yazılmaktadır. Gerçekleştirme oranları, herşeye rağmen gayet başarılı. Bu gurur İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yani hepimizin. Türkiye'de en fazla vergiyi toplayan 3. il İzmir. Yüzde 11.35 oranı ile. Bu haliyle 23 büyükşehirin toplamından daha fazla vergi toplamış durumundayız. Ne yazık ki, maalesef, şehrimiz, herşey aşkla kentimiz İzmir vergi gelirlerinin sadece ve sadece yüzde 2'sini yatırım harcaması olarak merkezi hükümetten almış durumda. 2021 yatırımında yer alan 550 projenin 41 tanesini bitirmiş merkezi hükümet. Bu kent İzmirliler bunu hak etmek için ne yapmış olabilir? Ne yaptık da, Türkiye'nin neredeyse yatırım harcaması alan ili olduk? Yoksa hür iradesiyle yaptığı tercihinin sonucu mu bu arkadaşlar? Bugün bu muameleyi İzmir'e yapanların İzmirle helalleşecekleri gün olsun. Biz İBB olarak kaynaklarımızı seferber ediyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir eylemimiz yoktur. İzmir kendisine uygulanan bu haksız muamelenin hesabını sormalıdır. İzmir'de U işareti görmüyoruz. Çünkü buralara bir metre bile ray döşenmedi merkezi hükümet tarafından.”
News
