DOLAR 32,3718 0.02%
EURO 34,8114 0.02%
ALTIN 2.393,94-0,10
BITCOIN 19170732,65%
İzmir
21°

AZ BULUTLU

üst menü altı
CHP Karabağlar Adayı Helil Kınay ile Seçim Özel: ‘Herkes Karabağlar’ı konuşacak’

CHP Karabağlar Adayı Helil Kınay ile Seçim Özel: ‘Herkes Karabağlar’ı konuşacak’

ABONE OL
26 Mart 2024 15:15
CHP Karabağlar Adayı Helil Kınay ile Seçim Özel: ‘Herkes Karabağlar’ı konuşacak’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEMOKRAT GÜNDEM-HABER MERKEZİ-(GÖRÜNTÜLER: ERDEM ASLAN)-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabağlar Belediye Başkan Adayı Sayın Helil Kınay, sahada hız kesmeden sokak sokak mahalle mahalle birebir yüz yüze seçim çalışmasını yoğun bir şekilde sürdürüyor. 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı.

Kendisiyle sahada buluştuk. Saha çalışmasına tanıklık edip ardından saha röportajımızı gerçekleştirdik. Kentsel dönüşüm, ulaşım ve sosyal demokrat belediyecilik anlayışı, projeleri ve vaatleriyle ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

HELİL KINAY KENTSEL DÖNÜŞÜMDE MURAT KARAYALÇIN’IN PORTAKAL ÇİÇEĞİ-DİKMEN VADİSİ MODELİNİ UYGULAYACAK

Karabağlar’ın öncelikleri arasında yer alan ‘kentsel dönüşüm’ için oldukça iddialı olan CHP Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil Kınay, kentte CHP Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı ve CHP Genel eski Başkanı Murat Karayalçın’ın Ankara’da Dikmen ve Portakal Çiçeği Vadisi Proje modelini hayata geçirecekleri sözünü verdi.

kınay

HERKES KARABAĞLAR’I KONUŞACAK

Murat Karayalçın’ın dönüşüm konusunda büyük takdir toplayan bu modeliyle ilgili deneyim ve bilgilerine de başvuracaklarını açıklayan CHP Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil Kınay, “Bizler Karabağlar’da da onun danışmanlığı ile onun yol göstericiliği ile beraber Karabağlar’daki modelimizi oluşturacağız. Herkesin Karabağlar’ı konuşacağı, Karabağlar’daki çalışmaları konuşacağı bir beş yılı beraber yaşayacağız. O yüzden ‘Karabağlar’da biz varız ‘diyoruz” dedi.

İŞTE SAYIN HELİL KINAY İLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ RÖPORTAJ VE VİDEOSU:

DEMOKRAT GÜNDEM-Demokrat gündemden merhabalar. 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. Adaylar sahada çalışmalarını, son çalışmalarını yapıyorlar diyebiliriz. Bugün Karabağlar’dayız. Cumhuriyet Halk Partisi Karabağlar Belediye Başkan Adayı Sayın Halil Kınay konuğumuz. Sahada kendisini yakaladık. Yaklaşık bir saattir kendisiyle beraberiz ve hiç durmadan vatandaşlarla bir araya geldi. Yoruldunuz mu?

HELİL KINAY: Öncelikle çok yorulmadım. Çünkü biz bu tempomuzu seçimden sonra da devam edeceğiz. Benim hayatım boyunca tempom böyleydi. Bir arada olmayı seviyorum. Konuşmayı seviyorum. Bir belediye başkanı olarak da yapılan çalışmaların vatandaşa, sokağa dokunup  okunmadığını ancak bir arada olursak görebiliriz. O yüzden seçimden sonra da sık sık bir arada olacağız, Bu sokaklarda olacağız.

D.G: Tekrar hoşgeldiniz, teşekkür ederiz. Yani Karabağlar hep sokakta vatandaşla beraber olan bir başkan mı görecek?

H.K: Kesinlikle görecek. Şu anda da karşılaştığımız vatandaşlarımızla çok hoş sohbetler geçiyor aramızda. Seçimden sonra da sık sık karşılaşacağımız beraber ama daha çay sohbetleri yapıp uzun uzun konuşabileceğimiz, aslında bir masada oturabilekleri bir başkanla beraber olacaklar.

kınay

D.G: Halkla iç içe olmanın, vatandaşın sürekli başkanla irtibat halinde olabilmesi ya da başkanın ulaşabilir olmasının önemi nedir?  Çünkü genelde bilirsiniz adaylar derler ki; ‘Biz seçildiğimizde hep sokakta olacağız, hep sahada olacağız’. Sonra tabi çalışmaların yoğunluğu da olur,  unutulur ya da sonra sokakta hiç kimse onları göremez.

H.K: Yaptığımız işler, vatandaşa hizmet için yapılan işler. Ben çevre mühendisiyim. 25 yıllık bir mesleki hayatım var. 30 yıllık bir toplumsal mücadelem var. Mühendis olarak da halktan yana mühendislik yaparak hiçbir zaman masa başında olmadım.

Hep sokakta oldum. Mücadelede de öyle oldum. Çünkü hangi projeyi yaparsanız yapın, belediye yönetirken de, belediyenin çalışmalarını yaparken de sokakta olmazsanız vatandaşın sesini duymazsınız. O çalışmalar halkla buluşamaz.

O yüzden bizler Karabağlar’daki çalışmalarımızdan da bahsederken tabi ki bir belediye başkanının yaklaşık 500 bin nüfusu olan Karabağlar’da herkese tek tek ulaşması mümkün değil.

Bizler mahalle meclisleri, muhtarlarımızla, danışma kurullarımız da gençlik, çocuk, kadın, engelli meclisimiz ile beraber tüm mahallelerimizin sözünü alacağımız, Karabağlar’daki her kesimin sözünü yönetime ortak edeceğimiz ve belediyenin çalışmalarında her eve aktaracağımız bir belediyecilik anlayışını götüreceğiz.

kınay

Tabi ki ben de bunun içerisinde sokaklarda tüm o çalışmaları şu an nasıl bize oy verilmesini isterken, hizmet yapmak için bu oyu istiyoruz ve bizler bu oyların emaneten verildiğini biliyoruz. Bu emanetin karşılığını yaptığımız hizmetlerle verip veremediğimiz de yine sokaktaki sohbetlerimizde bir arada içtiğimiz kahveler ile beraber aslında değerlendirmiş olacağız, kendi karnemizi de almış olacağız, anketleri yapmış olacağız.

SADECE SEÇİMDEN SEÇİME DEĞİL SOKAKLARDA OLACAĞIZ

Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in de dediği gibi bizler önümüzdeki 5 yılda sadece seçimden seçime sokaklarda olan belediye başkanları değil, tüm çalışmalarını halkla iç içe yürüten, başarısını ölçen, bir başarısızlığı varsa bunun değerlendirmesini yapan ve iyileştiren bir belediye anlayışıyla beraber denge-denetleme mekanizmasını burada da uygulayacağız diyoruz.

D.G: Peki sahadaki son durum ne? Sahada sokak sokak geziyoruz. Adaylığımız açıklandığı andan itibaren Karabağlar’ın tüm mahallelerinde, tüm sokaklarında, esnafla, parklarda, kadınlarla, evlerde, merkezlerinde her yerde sohbetler ettik. Kadınlar, çocuklar, gençler, emeklilerle. Sokakta çok büyük bir coşku var.

DAYANIŞMAYI BÜYÜTTÜĞÜMÜZ BİR SÜREÇ OLACAK

Karabağlar’da birlikte olmanın heyecanı var. Bir de tabi 22 yıldır ülkeyi yönetemeyen bir iktidarın artık yalanlarına doymuş, o ötekileştiren, düşmanlaştıran, emeğimizle ekmeğimizi soframızdan alan, bugün emeklilerin açlık sınırının altında yaşadığı asgari ücret alanların, gençlerin iş bulamadığı, kadınların sokağa çıkamadığı, çocuklarımızın geleceğinin olmadığı bir iktidarın içerisinde bizler önümüzdeki seçimde aslında AKP’ye çok büyük bir ders vereceğimizi ve sokaklarda bunun coşkusuyla beraber Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla ve Karabağlar’da bir kadın belediye başkanıyla da aslında birbirimizi anladığımız, dayanışmayı büyüttüğümüz, kent için hizmetleri büyüttüğümüz bir çalışmayı birlikte yürüteceğimiz görüyoruz. Her sohbetimizde bunun coşkusunu alıyoruz. Eminim sandıklarda da bunun karşılığını çok daha fazla olarak göreceğiz.

kınay

D.G: Tam bu noktada aslında bir yerel seçime giriyoruz fakat bir genel seçim havası var sanki… Sizce seçmenlerin oy verme davranışını yaşanan ekonomik sıkıntılar ya da şikayetler etkileyecek mi?

H.K: Seçimleri konuştuğumuz zaman bugün iktidar partisinin yerel seçimleri genel siyasetten ayırdığı, hatta İzmir’de adayların AKP’nin amblemini bile kullanmadığı, kendisini AKP’nin adayı olarak göstermeyip kişisel aday, sanki bağımsız aday gibi çalışmalar yaptığını görüyoruz.

Genel siyaseti konuşmadan yerel siyaseti ve çalışmalarımızı konuşmak mümkün değil. Bugün ekonomiyi konuşmadan, evimizdeki içtiğimiz bir bardak çayın bile yarın hangi fiyata alacağımızı bilmeden konuşmamız mümkün değil.

‘DAHA İYİ YÖNETECEĞİM’ YALANININ SOKAKTA KARŞILIK BULMADIĞINI BİLİYORUZ

Ekonomi, sağlık, güvenlik, işsizlik. Bütün bunlar hayatımızı etkiliyor. Bu değerlendirmenin içerisinde 22 yıldır ülkeyi yönetemeyen, ülkemizi karanlığa sürükleyen, ekonomiyi batıran, sağlık politikalarını batıran, güvenlik sosyal güvencemiz ortadan kaldıran, işsizliği arttıran, gençlerin iş olanaklarını ortadan kaldıran, hatta kendi ülkemizde sığınmacı gibi olduğumuz, barış ve huzurun olmadığı bir ortam yaratan bir iktidara karşı ülkeyi yönetemeyen, şimdi kentlerimizde ‘AKP belediyeciliği yapacağım, daha iyi yöneteceğim’ yalanının aslında sokakta karşılık bulmadığını biliyoruz.

kınay

Bu değerlendirmeyle beraber bizler de kendi partisine ve ambleminde bile sahip çıkamayan adayların kendisini partisinden ayırarak bağımsız aday imiş gibi gösteren, dolayısıyla daha seçim sürecinde yalan söylemeye başlayan, partisine, sözlerine, politikasına sahip çıkamayan adayların ülkeye nasıl sahip çıkacağı sorusunun cevabını zaten vatandaşımız da biliyor.

Bu değerlendirmeyle. Sözlerimiz de yıllardır söylediğimiz gibi, ben de 30 yıldır bir emek savunucusuyum, yaşam mücadelesi yürütüyorum. Bu kentin her yerinde, ülkenin her yerinde hakkımızı, emeğimizi, yaşamımızı savunduk. Şimdi kentlerimizi de daha çok savunarak, ülkeye dair haklarımızı da geri alacağımız bir yolculuğu başlatacağız. Karabağlar’da da durum böyle.

D.G: Mesela sizin proje lansmanında biz de takip ettik. Diğer partileri de tabii gazeteci olarak takip ediyoruz. Şöyle bir açıklamanız olmuştu. Yani belediye vaatlerini aşan, bakanlık düzeyinde vaatler var demiştiniz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Neden böyle bir vaatler yığını ya da belediye yetkilerini aşan ya da bütçesini aşan vaatler sunuluyor?

BAKANLIKLARIN YAPACAĞI İŞLERİ VAAT OLARAK ORTAYA KOYUYORLAR AMA..

H.K: Şu anda Karabağlar’da da İzmir’de de özellikle adayların vaatlerine baktığımız zaman AKP’nin amblemini afişlerine koymayan, AKP’nin adını ağzına almayan ama vaatlerinde aslında bakanlıkların kamu yatırımı olarak kente ortaya koyacakları çalışmaları, yani bizim vergilerimizle devletin kurumlarının yapması gereken çalışmaları sanki belediyecilik hizmeti imiş gibi anlatan, bizlere aktaran, vaat olarak koyan bir anlayış var. Hastaneler yapacaklarını söylüyorlar, çevre yolu yapacaklarını söylüyorlar. Körfez Geçişi projesi gibi bu kentin mücadele ettiği ve aslında bu kente talanı getirecek bir projeye tekrar hayata geçireceklerini söylüyorlar.

kınay

Oysa bu yetkiler ve bu çalışmalar Ulaştırma Bakanlığı’nın, Sağlık Bakanlığının hatta güvenlikle ilgili çalışmalarda İçişleri Bakanlığı’nın projeleri.

D.G: Bu projelerde sanırım halkın görüşünün alınması gereken projeler?

H.K: Bu kentin yıllardır mücadele ettiği Körfez Geçişi Projesi gibi, İnciraltı Projesi gibi farklı çalışmalarLa kenti ranta açacak, aslında İzmirlinin hakkını yandaşa aktaracak rant odaklı bir anlayışa karşı çıktığımız, İzmir’de hep beraber sendikalar, meslek odaları, belediyeler, İzmir halkıyla birlikte mücadele ettiğimiz projeler.

Şimdi bu projeleri, mahkemelerle reddedilen projeleri, hukuku yok sayarak, mahkemeleri-halkın tepkisini yok sayarak tekrar ‘yapacağız’ diyen bir anlayış. Biraz önce söylediğim gibi halkı düşünen bir anlayış değil.

Bu noktada bizler isterdik ki belediyecilik hizmetleriyle ilgili belediyenin yetki alanındaki çalışmalar değerlendirilsin.

D.G: Siz proje lansmanınızda ‘Benim çılgın projelerim olmayacak’ demiştiniz.

H.K: Kesinlikle Ben çılgın projeler, yapamayacağımız projeler vaat etmiyorum.

30 yıldır bu kentin her bir mahallesinde, Karabağlar’da, her bir mahallesindeki yoksulluğu, yoksulluğu, işsizliği, kadınların, gençlerin, çocukların yaşadığı sorunları biliyoruz. Bunlar için gönüllü olarak mücadeleler yürütüyoruz.

DERİNLEŞEN YOKSULLUK EN ÇOK KADINLARI VE ÇOCUKLARI ETKİLİYOR

Bu ülkedeki en büyük proje; işsizliği ve yoksulluğu bitirmek olmalı. Bu ülkedeki en büyük proje ekonominin getirdiği ağır darbeden kadınları, çocukları, gençleri korumak olmalı. Bakın her gün haberlerde artık aklımızı uçuracak akla ziyan vahşet haberleri görüyoruz.

Bizler kadın cinayetleri, çocuklarımızın başına gelenler, hırsızlık, dolandırıcılık. Artık hayatımıza sahip olmadığımız günlerin içerisindeyiz. Yoksulluk ya da giderek derinleşen yoksulluk en çok kadınları ve çocukları etkiliyor.

kınay

D.G: Kadınlara, gençlere, çocuklara, engellilere yönelik vaatlerin var. Neler yapacaksınız?

H.K: Karabağlar Türkiye’nin aynası. Ülkede yaşadığımız her türlü yoksulluğu Karabağlar’da çok daha ağır yaşıyoruz ve burada memleketin her yerinden gelen insanlarımızın yeni bir hayat kurmak için kendine bir ev ve hayat yaratma şansı olan Karabağlar’da bu yoksulluğu en çok kadınlar, çocuklar ve gençler yaşıyor.

Bugün sokaklarda adım adım dolaşırken. Kadınlar. Evden çıkamadığı, sokakların güvenli olmadığı, çocukların okulda açlıktan bayıldığı hikayeleri dinliyoruz. Bunlar hiçbirimize yabancı hikayeler değil.

Gençlerin uyuşturucu batağına, suç batağına sürüklendiği, iş bulamadığı, bütün gününü kahvelerde geçirdiği, cebinde parası olmadığı, umudu olmadığı, dolayısıyla toplumun içerisinde bir öfkenin büyüdüğü ve büyütüldüğü bir yoksulluğu yaşıyoruz.

Özellikle yoksul ulaştırılan, yoksullaştırıldığı sürece de o öfkeden beslenen bir iktidara karşı bizler Karabağlar’da kadınların, çocukların ve gençlerin elinden tutacağız. Sağlık merkezlerimizde gençler için oluşturacağımız istihdam merkezi ile bölge istihdam  merkezi belediye bünyesinde böyle bir merkez açacağız. Gençlerimizin iş bulma olanaklarını arttırmak, sektördeki firmalarla bir araya gelmesini sağlamak, onlara çeşitli eğitimler vererek aslında onları geleceğe hazırlamak.

KENT LOKANTALARI AÇACAĞIZ; EMEKÇİDEN-KADINDAN-ÇOCUKTAN YANA OLACAĞIZ

Belediye bünyesinde sosyal tesisler açacağı. Kent lokantaları, sosyal tesisler, semt merkezleri, çocuk parkları ..Bu parklardaki emeklilerin, emekçilerin, kadınların, çocukların gidebileceği çay bahçeleri, spor alanları gibi alanları hem hepimizin sokakta olacağı, hayatın içerisinde olacağı ama aynı zamanda belediyede istihdam olanaklarının da artacağı, buralarda da Karabağlar’daki kadınların ve gençlerin çalışacağı alanlar olarak düşünüyoruz.

Gençler sadece iş bulma ile ilgili imkanlarına baktığınız zaman aslında Karabağlar’da Karabağlar’ın ekonomisiyle, ticaret sektörüyle yaptığımız çalışmalar var.

kınay

Bugün mobilyada bir marka olması gereken Karabağlar Mobilya Akademisi kuracağım. Mobilya Akademisi’ni Karabağlar Belediyemiz ile Mobilyacılar Odamızla beraber kurmuş, biz bunu geliştireceğiz.

Tekstilde gömlek sektöründe marka olma değerini yükselteceğiz. Bunları yaparken de vereceğimiz desteklerle meslek kurslarını açacağımız bu sektördeki istihdamı yine Karabağlar’ın gençleri ve çocuklarına iş olanakları yaratmak için kullanacağımız ama kadınların çalışabilmesi için çocuklarını anaokulları ve kreşler de yapacağımız bir alandır.

D.G: Sanırım 10 anaokulu ve 4 kreş sözü vermiştiniz.

H.K: Evet.. 4 kreş ve 10 anaokulu ilk 5 yıl içerisinde planladığımız çalışmalar. Biz 58 mahallemizin tamamına hizmet edecek semt evlerini gerçekleştireceğiz. Burada açacağımız kurslarla bu kurslardan çıkan ürünlerin kooperatifler ile kooperatif modeliyle satılmasını, kadının, gençlerin ekonomisine katkı sağlamasını sağlayacağız.

SOSYAL DESTEKLERİMİZİ BÜYÜTECEĞİZ

Sosyal desteklerimizi büyüteceğiz. Karabağlar’da pek çok çocuğumuzun üniversitede sınavlara hazırlıkla destek aldığı bir yer. Bizler bu dershanenin şubesini arttıracağız. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarımıza destek vermiyor.

Okullarımızda çocuklarımıza bir öğün yemek vermediler. Çocuklarımıza sahip çıkılmadığı bir noktada biz eğitim desteklerimiz ile sosyal desteklerimiz ile dershaneleri ile, etütleri ile, kreşleri ile ana okullarımızda tüm mahallelerdeki çocuklarımızın, kadınlarımızın ve o tesislerde çalışacak gençlerimizle beraber aslında dayanışma içerisinde yoksulluğu azaltacağız.

DAYANIŞMA İÇİNDE YOKSULLUĞU AZALTACAĞIZ

Birbirimizle hiç bırakmayacağız. Karabağlar’da bir aileyi birlikte oluşturacağız. Şimdi bu bahsettiğimiz konularla bağlantılı olarak aslında burada sosyal belediyecilik da sosyal demokrat belediyeciliğin önemi ortaya çıkıyor. Çünkü mesela hem iktidar cephesinden hem başka yerel yönetimlerde işte şu kadar sosyal yardım dağıttık, şu kadar sayıyı. Bu aslında yoksulluğun ne kadar arttığının göstergesi değil mi?

D.G: Giderek artan kent yoksulluğunu bitirmek istediğinizi belirttiniz. Sosyal yardımların artması aynı zamanda yoksulluğun artması demek değil midir peki?

EN BÜYÜK UTANÇ ŞU KADAR YARDIM YAPTIM DİYE GURUR DUYMAK

H.K: Bu ülkede en büyük utanç; ‘Şu kadar Ramazan kolisi dağıttım, bu kadar yardım yaptım’ diye gurur duymaktır bu. Ne kadar yoksul olduğunuzu, ekonominizin ne kadar kötü olduğunu, insanların hayatında kendi emeğini kazanamayız.

Yardımlara muhtaç olunduğunu gösteren en büyük utançtır. Bizler bu utancı azaltabilmek için yoksulluğu büyütmek değil, yardım kolileri ile değil, oraya işiyle, emeğiyle hayatını sürdürebileceği desteği vererek yoksulluğu azalttığı çalışmalarla gurur duyacağımız bir belediyecilik yapacağız.

D.G:  Yardım değil de ‘dayanışma’ mı diyelim buna sizce? Yardım çok üstenci bir üslup gibi değil mi?

H.K:  Evet. Biz dayanışmayla beraber yardıma ihtiyaç duymayacak bir şekilde ailelerimizin işe yerleşeceği, (bugün AKP, Ramazan kolilerini dağıtacağı ailelere iş olanakları verseydi, istihdam olanaklarını sorsaydı, vatandaşa vermesi gereken hizmeti yandaşa aktaracağını, o hizmetleri vatandaşlarımıza aktarma olsayd), biz Ramazan ya da yardım kolillerinin sayısıyla değil, aslında vatandaşlarımızın sağlıklı, güvenli hayatlarını beraber konuşuyor olacaktık.

D.G: Sizce Karabağlar’ın ilk 3 en önemli sorunu ve.  Siz başkan olarak seçilip koltuğa oturduğunuzda ilk yapacağınız şey ne olacak? Nereden başlayacaksınız?

H.K: Karabağlar’da kentsel dönüşüm, ulaşım ve sosyal belediyecilik ilk dokunacağımız konular olacak. Kentsel dönüşüm aslında ülkenin genel sorunu.

D.G: Siz kentsel dönüşüm taahhütnamesini de imzaladınız.

H.K: Kentsel dönüşüm bir barınma hakkımız olan tüm vatandaşlarımızın devlet tarafından, devletin halka, vatandaşlık hakkı olarak vermesi gereken sağlıklı ve güvenli binalarda barınma hakkıdır.

Bizim yapılarımız içerisinde sadece belli bölgelerde, kentsel dönüşüm alanlarında değil, Karabağlar’ın tamamında (hele bir deprem ülkesi olduğumuz ve İzmir gerçeğini düşündüğümüzde) bizler çok hızlı bir şekilde planları hayata geçireceğimiz ama vatandaşlarımızın yerinde-evlerinde kalarak sadece bina olarak dönüştüğü değil, sosyal alanları, yeşil alanları, parkları, kültürel sosyal tesisleriyle hayatlarına dönüştüğü, sağlıklı, güvenli bir kent yaşamına kavuştuğu bir kentsel dönüşümü vatandaşın ekonomisine de yük getirmeden hayata geçireceğiz.

KARABAĞLAR’DA DİKMEN-PORTAKAL ÇİÇEĞİ MODELİYLE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Tıpkı geçmiş yıllarda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Murat Karayalçın’ın Dikmen Vadisi’nde yaptığı örnekler gibi, o gecekondu bölgesine vatandaşlarımız için sağlıklı, güvenli bir alana çevirdiğimiz örnekler gibi. Tıpkı İzmir Büyükşehir Belediyesinin Uzundere’de yaptığı örnekler gibi. Sosyal konutlarla doğru projelerle yürüteceğimiz bir çalışma yapacağız.

D.G: Yani Karabağlar’da Sayın Karayalçın’ın Dikmen Vadisi, Portakal Çiçeği Vadisi modelini mi uygulayacaksınız? Sizin de bildiğiniz gibi kentsel dönüşüm bir süreç, zorlu bir süreçtir. Hak sahiplerini ikna etmek vesaire..

H.K: Tam da bu nedenle bakın, bundan 30 yıl önce bu dönüşümü gerçekleştirmiş bir Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan’ından bahsediyoruz.  Ve Sayın Murat Karayalçın da uzun yıllardır konuşmalarımızda kentsel dönüşüm modelini anlatırken bizler Karabağlar’da da onun danışmanlığı ile onun yol göstericiliği ile beraber Karabağlar’daki modelimizi oluşturacağız ve sizin söylediğiniz gibi teknik ve bilimsel çalışmaları yaparken bu işin ekonomisiyle ilgili, sosyal boyutlarıyla ilgili çalışma yaparken o masanın etrafında belediyemiz, meslek odalarımız ve vatandaşlarımızın da olacağı ortak bir karar mekanizmasıyla oluşturacağımız kentsel dönüşüm komisyonları ile derneklerimiz ile beraber hepimizin o masadan ortak bir kararla çıkacağı, yani demokrasiyi de kentsel dönüşüm modelini de hayata geçirdiğimiz bir uygulamayı Karabağlar’da başlatıp aslında Türkiye’ye yaymayı planlıyoruz.

kınay

D.G: Bu çok ciddi bir proje ve aslında Karabağlar’ın en çok ihtiyaç duyduğu alanlardan birisi. 5 yıl içerisinde hedefiniz ne?

H.K:  Şehrimizde projelerimizi her gün açıklıyoruz. Sosyal medya hesaplarımızda da bahsettiğim gibi ‘Ben hayali projeler-yapamayacağım işler ortaya koymadım.’

İnsanımıza da sunacağımız her bir eve gireceğimiz belediyecilik hizmetlerini daha iyi kalitede yapacağımız, bununla ilgili mesleki birikimimiz, teknik birikimimiz ve en önemlisi yürüttüğümüz ve inancımızla beraber şu ana kadar yürüdüğümüz yollarda nasıl çalıştıysa bundan sonra da o şekilde çalışarak bu çalışmaları yapacağız.

D.G: Anladığım; Karabağlar’da bir nevi Ankara ve Eskişehir modeli mi yükselecek ve bir kadın eli değecek?

HERKESİN KARABAĞLAR’I KONUŞACAĞI BİR BEŞ YILI BERABER YAŞAYACAĞIZ

H.K:  Bugün Türkiye’de belediyecilik örneklerine baktığımız zaman 5 belediye başkanı, en fazla 10 belediye başkanı sayabiliriz. Bir Terzi Fikri örneğinden, Fatih Maçoğlu, Belediyeciliğin Eskişehir’den Nilüfer, Bursa, Nilüfer den bahsederiz, Ahmet Piriştina’dan bahsederiz, Aziz Kocaoğlu’ndan bahsederiz. Bizler kendi belediyelerimizde de bu örnekleri yürüteceğimiz, aslında artık herkesin Karabağlar’ı konuşacağı, Karabağlar’daki çalışmaları konuşacağı bir beş yılı beraber yaşayacağız. Bunu ben tek başıma yapmayacağım. Bir belediye başkanının tek başına hiçbir şey yapması mümkün değil.

D.G: Siz aynı zamanda çevre mühendisisiniziniz ve tüm o süreçlere aslında hakimsiniz.

H.K: Yıllardır aslında kente dair sözlerimizi, kentin adaleti ile ilgili, kentin yaşamı ile ilgili, sağlıklı, güvenli bir kent yaşamı ile ilgili söylediğimiz sözleri Karabağlar’da hayata geçireceğiz.

Bunu yaparken belediyemizin imkanlarıyla, belediyemizin imkanlarının yetmediği yerde, kent dayanışmasıyla 30 yıldır hukukta, sokakta, masa başında yaptığımız gibi meslek odalarımız da derneklerimiz de buna el verecek. Herkesle beraber yapacağız.

O yüzden ‘Karabağlar’da biz varız ‘diyoruz. Sadece bir belediye başkanı yok. Bu inancı taşıyan herkes var. Biz ülkeye dair değişimi, sözlerimizi, kendi partimizden başlattığımız değişimi yerel illerimizde, belediyelerimizle de hayata geçirerek sözlerimizi büyüteceğiz.

D.G: Karabağlar’ın bir kent meydanı ihtiyacı da var ve İzmir’in ikinci en büyük kent meydanı sözü verdiniz.

KARABAĞLAR’A İKİNCİ KENT MEYDANINI KAZANDIRACAĞIZ

H.K:  Karabağlar da yeşil alanımız yok. Karabağlar İzmir’in en eski yerleşimi. Eski İzmir adı üzerinde. Bu yerleşim içerisinde parkların, yeşil alanların, meydanların olmadığı bir yer. Oysa biz insanlarımız sokakta, o şehirlerde, sokakta insanlarımız olur. Birbiriyle sohbet eder, dayanışmasını, birlikteliğini büyütür.

Bugün Uğur Mumcu Meydanı’nda kullandığımız bir alanda biz önümüzdeki dönemde ikinci bir kent meydanını hayata geçireceğiz.

Yine Tahsin Yazıcı da en büyük yeşil kuşağımızı, bir yeşil alanımızı hayata geçireceğiz. İzmir’in en büyük ikinci parkı olacak. Bu parkın içerisinde sosyal alanlarıyla, spor alanlarıyla, çim bahçeleri, su tutma bahçeleri gibi aslında nefes alabileceğimiz bir alan yaratacağız.

Diğer yapacağımız 11 parkımızı da beraber biz Karabağlar’da çocuklarımız için oyun alanları sorununu ortadan kaldıracağız.

Bu parkları aynı zamanda spor yapabileceğimiz, belediyenin sosyal tesisleriyle kadınların, gençlerin, çocukların, emeklilerin, yaşlılarımızın ailecek gidebileceği alanlar haline getireceğimiz ama aynı zamanda afet toplanma alanı niteliği taşıyan (Şu an en büyük sorunlarımızdan bir tanesi o çünkü.

Karabağlar’da 90 civarında afet toplanma alanı var. Ama bunlar afet toplanma alanı niteliği taşımayan alanlar. Ülkemizdeki sayılara baktığınızda zaten teknik yetersizlikler var. Biz o nedenle Karabağlar’daki tüm park düzenlemelerinde bu yeşil alanlarımızın, kamusal alanlarımızın sayısını arttırarak AKP’nin kamusal alanlarımızı nasıl ranta teslim ettiğini, nasıl alışveriş merkezleri inşaat sektörünü heba ettiğini düşünürsek, bizler kamusal alanlarımıza sahip çıkarak bu alanları kentin yeşil kuşağı haline getireceğimiz, parklar haline getireceğimiz ama afet toplanma alanı niteliği taşıyan parklar olarak dönüştüreceğiz.

Ama en önemlisi güvenli parklar haline getireceğimiz aydınlatması ile güvenlik butonları ile kadınların, çocukların, gençlerin güvenle o parka gidip ailelerin hayatını geçirebileceği yaşayan bir Karabağlar birlikte yaşayacağız.

D.G: Engellilerden de bahsettiniz ama mesela engelli deyince genelde fiziki engel algılanır ama engel olmayanlar da vardır. Otizm gibi down sendromlular gibi. Lansmanınızda bunlardan da bahsettiniz. Mola evlerinden bahsettiniz. Ailelere destek olmaktan bahsettiniz kısaca. Ondan da bahsedelim mi? Karabağlar yüzde 16 engelli nüfus.

H.K:  Oranına baktığımızda engelli nüfusunun en yoğun olduğu yer ve bu kadar yokluklar içerisinde engellilerimizin nefes alma şansı yok. Ülkeye dair sözlere baktığımızda işsizlik, yoksulluk bu kadar devam ederken bunun acısını en çok engellilerimiz de yaşıyor ve engellilerimizin aileleri, anne babalar yaşıyor.

ENGELSİZ YAŞAM KÖYÜ KURACAĞIZ VE…

Bu sürecin içerisinde biz Karabağlar’da bir engelli meclisi oluşturacağız. Ben engelli kelimesini kullanmıyorum aslında bunu da sık sık dile getiriyorum. Çünkü hayatta adalete, emeğe, özgürlüğe, sözlerimize, sokağa çıkmaya engelli olduğumuz bir dönemin içerisindeyiz.

D.G: Mesela Konak Engelsiz Yaşam Köyü var ve büyük teveccüh kazanıyor… Karabağlar’da da olacak mı?

H.K: Karabağlar’da bir engelli meclisi oluşturacağız. Oradaki alınan kararlarla her bir mahallemizdeki ihtiyacı olan ailelerimize ulaşarak oradan çıkacak kararlarla düzenlememiz yapacağız.

Karabağlar’da bir Engelli Köyü oluşturacağız. Burada engellilerimizin sosyal hayata katılabilmeleri için ihtiyaçlarını ortaya koyarken aynı zamanda bir istihdam ofisi de oluşturacağız. Çünkü bugün işsizlik hepimiz için sorun.

Ama engelli vatandaşlarımız için daha çok sorun. Geçen haftalarda bir mahallemizde bir vatandaşımız benden tek bir şey istedi. ‘Engelliyim, engelli raporum var ve iş bulamıyorum’ dedi. Biz bu noktada işsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir yerde engellilerin söz ve yaşam hakkının ortadan kaldırıldığı günlerdeyiz.

Biz bu istihdam ofisimizde engellilerimizin de hayatın içerisinde olacağı, kendi durumlarına göre yapabileceği işleri hayata geçireceğimiz çalışmaları yapacağız. Aslında İzmir’de de belediyelerimiz de, Türkiye’deki Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde de buna ilişkin yapılan çalışmalar var.

ÖZEL GEREKSİNİMLİLERE VE AİLELERİNE MOLA EVLERİ

Etüt merkezleriyle özel eğitim merkezleri ile özel eğitim destekleriyle evde bakım hizmetlerine vereceğimiz desteklerle aynı zamanda yapacağımız konuk evleri ve bu engelli köyümüzde ailelerin de zaman zaman nefes almasını sağlayacak ya da bir işi varsa çocuğunu yakınını bırakabileceği alanlar-mola evleri yaratarak onların hayatlarına da dokunmuş olacağız.

Bu çalışmaların içerisinde biraz önce söylediğim gibi hayatın içerisinde beraber olduğumuz, hayata engel olmadığı bir Karabağlar’da tüm dostlarımızla beraber kimsenin öteki hissetmediği, kimsenin kendini dışarıda hissetmediği, herkesin evine ulaştığımız, herkesin sözünü ve ihtiyacını ortaya koyduğumuz bir belediyeciliği Karabağlar’da beraber hayata geçireceğiz.

D.G:  Son sorum Cumhuriyet Halk Partisi bu dönem 9 kadın belediye başkan adayı gösterdi. Var olanlar da var içlerinde. Siz de Karabağlar’da olan bir kadın belediye başkanısınız ve kadın başkan duyarlılığı galiba kentte tüm alanlara yansıyacak. Sayılı günler kala seçmenlere mesajınız nedir?

H.K:  Karabağlar’da ilk aday olarak gösterildiğinde kimileri dedi ki Karabağlar’da kadın başkanın ne işi var?

Karabağlar’da kadınlar Karabağlar’ın sorunlarını en ağır yaşayanlar. Çocuklarımız da gençlerimiz de. Bizler Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Atatürk’ün, Cumhuriyet’in devrimlerinin vatandaşlarımıza verdiği haklarla beraber kadınların haklarını aldığı (ve benim de bu ülkenin devlet okullarında okumuş, bu ülkenin vatandaşı olarak) bugün karşınızda Karabağlar Belediye Başkan adayı olarak bulunmanın gururuyla beraber, ne yazık ki kadınların hayattan, evden, sokaktan koparıldığı, haklarımızın elinden alındığı bir süreçteyiz.

KADINLARIMIZA, GENÇLERİMİZE, ÇOCUKLARIMIZA, HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ

Kadının fotoğrafına bile katlanamayanların mecliste milletin vekili yapıldığı bir anlayışa karşı mücadele ediyoruz. Ve ben biliyorum ki Karabağlar’daki kadınlar Karabağlar’da aydınlığı, geleceği savunan, çocuklarını, gençlerini savunan herkes, tüm vatandaşlarımız kadınıyla erkeğiyle Karabağlar’da da haklarımıza kadınlarımıza, gençlerimize, çocuklarımıza sahip çıkacaktır.

Bir kadın belediye başkanı olarak ben de kadınlarımızın yaşadığı tüm sorunları 2 çocuk annesi olarak kendim de yaşayan, onu anlayan, bu sürecin içerisinde Karabağlar’da kadınları daha görünür kılacağım.

Kadının yoksulluğunu, kadının ihtiyaçlarını daha görünür kılacak, o ihtiyaçlara daha çok el atacağımız bir belediyecilik yapacağız.

Bizler 31 Mart’ta bir oy kullanacağız ve geleceğimizi seçeceğiz. Bizim geleceğimizi elimizden alanlara karşı bu mücadeleyi yürütenler arasında bir tercih yapacağız. Eminim Karabağlar bana da mücadelemize de geleceğimize de sahip çıkacaktır. Teşekkür ediyorum.

D.G: Çok teşekkür ederiz. Yoğun çalışma içerisine vakit ayırdığınız için. Tekrar başarılar. Çok teşekkür ediyorum.

H.K:  Güzel günler bizimle birlikte olacak.

İlginizi çekebilir: CHP Çiğli Adayı Yıldız kararsız seçmene seslendi: “Son pişmanlık fayda etmez”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP