*- FENANIN İYİSİ…
Gecen aya ya da yıla göre yine de iyi sayılırım.
Aylık raporum geldi!
Buna göre Temmuz ayında 2 kilometre yürümüşüm, bu da toplam bir saat sürmüş.
Halbuki bazı dostlarıma söz vermiştim, ‘yürümeye çalışacağım!’ diye…
464 kilometre araba kullanmışım bu da 28 saatimi almış!
Ziyaret edilen şehir olarak iki yer gösteriliyor:
Urla ve İzmir!…
Özevler Sitesine, Dramalılar Köşküne, Qookah cafeye, konum geçmişime bağlı olarak en çok ziyaret ettiğim yerlerin sayısı 343…
‘Google Maps Timeline’ benim her hareketimi gözetliyor, sonra da aylık olarak raporunu sunuyor…
Yani ben nasıl gözetleniyorsam, sizin de her hareketiniz adım adım hatta santimetre santimetre ve saniye olarak biliniyor.
Artık gizlimiz, saklımız, özelimiz yok!
Bunu belirtmek için yazıyorum…
*- BASİT AMA ÇOK ÖNEMLİ…
‘İmece’ usulünü ilkokuldan biliyorum.
Şimdi var mı, yok mu?
Bunda tereddüttüm var.
Çünkü artık ‘yardımlaşma’ duygusunun yerine ‘menfaat’ aldı ya özeti bu…
Efes Selçuk’ta domattan salçaya gelenekselleşen iş birliği var.
Kadınlar seçiyor, erkekler kesiyor, belediye eziyor…
Efes Selçuk Belediyesi’nin geleneksel uygulamalarından biri olan salça makinesi ile merkez mahalleler ve köylerde salça sıkım işleri kolaylaşıyor.
Efes Selçuk’ta kadınların seçtiği domatesleri, erkekler kesiyor, belediye emekçileri salça makinesi ile sıkım işlemini tamamlıyor.
Bu kolaylığı ancak kadınlar bilir…
Bu haberi sizlerle paylaşırken, birçok ahbabın da kulağını çınlattım.
Eşiyle birlikte salça yaptığını belirten Mehmet Ali Tanrıgülü; ‘Ben zaten eşime yardım ediyorum. Salçanın domateslerini ben kendim doğradım. Ben eşime yardım ediyorum. Makine de bize yardım ediyor. Belediyeye teşekkürler’ diyor.
Düşünün bazı belediyeler, temizlik işlerini bile çözemez, sokaklar caddeler delik içerisinde buna çözüm bulamazken, Selçuk Efes’in kadın başkanı, kadınların haline acıyıp, nasıl bir çözüm üretiyor…
Basit ama çok önemli bir hizmet olarak kabul ediyorum, bu salça makinası çalışmasını…
*- SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Amerika Birleşik Devleti, sığınmacı aileler için gözaltı yerine başlattığı sokağa çıkma yasağı uygulamasını, 13 noktaya çıkarma kararı aldı. Uygulama Mayıs ayında 4 kentte başlamıştı.
ABD Göç ve Gümrük Dairesi yetkilileri Boston, Providence, Rhode Island ile California’daki San Diego, San Francisco ve San Jose şehirlerinin uygulama kapsamına girdiğini açıkladı. New Orleans ve Houston da uygulamaya 28 Temmuz’da başlamıştı.
Amerikalı bir yetkiliye göre Eylül sonuna kadar bu sayının 40’a çıkması bekleniyor.
Uygulama çerçevesinde, aile reislerine gece 11 ile sabah 5 arasında sokağa çıkma yasağı getiriliyor.
Yasak, sığınma hakkı talep edenlerin gerçek tehditlerle karşı karşıya olup olmadıklarını anlamak için yapılan mülakata girdikleri tarihe kadar uygulamada kalıyor. Bu mülakatlara ‘inandırıcı korku’ mülakatı deniyor.
Bu süreci geçenler genellikle sığınma davalarını mahkemede sürdürüyor ve sokağa çıkma yasağı uygulamasından da muaf oluyor.
Mülakatları geçemeyenler ise sınır dışı ediliyor.
*- ARILAR VE SİNEKLER…
Arıları ve sinekleri bir şişeye koymuşlar.
Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşmüşler.
Ama şişenin tabanı kapalı olduğundan çıkmayı başaramamışlar.
Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşmuşlar ve karanlıkta dışarı çıkıp kaybolmuşlar.
*- TEK ARI BİLE…
Ağzı açık olan şişenin karanlık tarafına doğru tek bir arı bile gelmemiş! Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam etmişler.
İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak daha derinlemesine düşününce; karşımıza bir anıt gibi dikilen gerçek çok farklı oluyor.
Bilim adamlarına göre arılar olmazsa, insan yaşamı da olmaz. Ayrıca nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulan ve o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hiç şaşırmadan uygulayabilen bir canlıdır arı.. Nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi?
*- ENGEL HER ZAMAN VAR
Işığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuşkusuz…
Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.
Ve bu uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran…
Kendine saygı, yaşadığı topluma saygıdır.
*- YEMEĞE GİDERLER
Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır.
Karanlığa yürüyenlerdir.
Karanlık düşüncelerdir.
Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiçbir önemi yoktur.
Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
Sadece kendi yaşamları söz konusudur.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler.
Onlar için karanlık olması önemli değildir; açık ağızların…
*- ARI SAVAŞIR
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır.
Engellere aldırmaz.
Amacı sadece ışığa ulaşmaktır.
İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır.
Ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar.
Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız yere…
Yemeklerinize, kollarınızın üstüne tünerler Pis ayaklarıyla ezerler; yaşadığımız her yeri…
*- İŞTE FARK
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Çöplüklerde, tuvaletlerde, bataklıklarda…
Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur.
*- SORU ŞU
Sinek olup karanlığa mı?
Arı olup aydınlığa mı?
Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun…
*-
YORUMLAR