Çocuk işçiliğinin, Türkiye’de hala ciddi bir sorun olduğuna dikkat çekilen açıklamada, yüz binlerce çocuğun 4857 Sayılı İş Kanunu’nun dışına çıkılarak tarım, mevsimlik işçilik, sanayi, hizmet, ev işleri, medya, madenler ve taş ocakları ile sokaklarda çalıştırıldığı vurgulandı. Çalışmaya zorlanan çocuklar, eğitim, oyun ve sağlık hizmetlerine erişememe gibi hak ihlallerine maruz kalmakta ve birçok riskle karşı karşıya bulunmaktadır.
İSİG Meclisi’nin Çocuk İş Cinayetleri Raporu’na göre, son on yılda en az 616 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, yaşamını yitiren çocukların yaş aralığına dikkat çekildi. 14 yaş ve altı olan 211 çocuğun yanı sıra 405 çocuğun ise 15-17 yaş grubunda olduğu ifade edildi.
TÜİK’in yaptığı araştırmalara göre, çocukların çalışmak zorunda bırakılmasının en yaygın nedenlerinin hane gelirine katkıda bulunma, iş öğrenme/meslek edinme ve kendi ihtiyaçlarını karşılama olduğu belirtilen açıklamada, 2019 yılında Türkiye’de 720 bin çocuğun çalışmak zorunda bırakıldığı ve zaman içinde bu sayının ve oranının düştüğü ancak gerçek rakamların daha yüksek ve ağırlıklı olduğu ifade edildi.
Açıklamada, mevcut verilerin eksik olduğu, çocuk işçiliği konusunda daha güncel ve doğru bilgilere ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Özellikle mevsimlik işçilik dönemlerinde yapılan araştırmaların eksikliği, MEB verilerine göre hala yüz binlerce çocuğun eğitime devam ettiğinin bilinmesi, pandemi sonrasında dünyadaki çalışmak zorunda bırakılan çocuk sayısının artması ve mülteci/göçmen çocuklarına ilişkin verilerin sağlıklı bir şekilde toplanmamış olabileceği belirtilerek, güncel sayıların çok daha artma riskinin bulunduğu ifade edildi.
Açıklamada, çocukların zorla çalıştırılmasının derin yoksulluk ve devreden yoksulluk kavramlarıyla ilişkili olduğu vurgulandı. Bir yanda servetlerine servet katanların olduğu, diğer yanda ise okullarda açlıktan bayılan çocukların bulunduğu gerçeğinin Türkiye’nin utanç verici bir durumu olduğu belirtildi.
İzmir Barosu, çocuk haklarına saygı gösterilmesi, çocukların sağlığı, eğitimi ve gelişimi için ciddi tehlikeler yaratan çocuk işçiliğinin önlenmesi adına acil eylem planlarının oluşturulmasını ve uygulanmasını talep etti. Bu kapsamda mevcut sosyal politikaların tüm çocukların ve bakım verenlerinin sosyal korumadan yararlanabileceği şekilde tasarlanması, kamu kaynaklarının çocuk hakları perspektifiyle değerlendirilmesi ve ekonomi politikalarının çocukların çalıştırılması gibi ekonomik şiddet ve istismarla mücadele edecek şekilde dönüştürülmesi gerektiği vurgulandı.
Son olarak, açıklamada demokratik ilkelere bağlı, hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir ülkenin inşa edilmesinin önemine vurgu yapıldı.
News
