Adalet Bakanlığı, 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin Kadıköy’deki bit pazarında bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili davada kullanılan bıçağın “yasaklı bıçak” olarak değerlendirilmemesinin ardından yükselen tepkilere yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Bakanlık, bir aletin yasaklı kategorisinde olmamasının, onun suç aleti olarak değerlendirilmeyeceği anlamına gelmediğini vurguladı.
TEKNİK DEĞERLENDİRME SÖZ KONUSU
Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, olayda kullanılan bıçağın 6136 sayılı “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun” kapsamında yasaklı silahlar arasında değerlendirilmediği belirtildi. Açıklamada, bir bıçağın yasaklı kapsamına girmesi için belirli şekil ve uzunluk kriterlerini karşılaması gerektiği, bunun tamamen teknik bir değerlendirme olduğu vurgulandı.
Bakanlık, bu teknik değerlendirmenin, söz konusu bıçağın cinayet suçunda kullanılmasının ciddiyetini azaltmadığını özellikle belirtti.
“YASAK OLMAYAN HER ALET DE SUÇ ALETİ OLABİLİR”
Açıklamada dikkat çekici bir örnek verilerek, “Evde kullandığımız bir ekmek bıçağı, yasa dışı bıçaklar arasında yer almaz. Ancak bu bıçakla bir kişiye zarar verirseniz, o bıçak olayın niteliğine göre suç aleti sayılır” ifadelerine yer verildi.
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 6. maddesine atıfta bulunan açıklamada, taş, sopa veya herhangi bir nesneyle yaralama ya da öldürme gerçekleşmesi halinde bu nesnelerin de “silah” olarak kabul edildiği hatırlatıldı.
KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI YASA GEREĞİ
Minguzzi’nin ölümüne neden olan suça sürüklenen çocuk B.B. hakkında, söz konusu bıçağın yasaklı niteliği taşımadığı gerekçesiyle “izinsiz bıçak bulundurma” suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. Bakanlık, bu kararın yasal çerçevede ve teknik inceleme sonucu verildiğini belirtti.
Açıklamada aynı zamanda, “saldırma, kama, hançer, sustalı çakı, kasatura, boğma teli gibi aletlerin yapımı, taşınması ve bulundurulmasının doğrudan suç teşkil ettiği” özellikle vurgulandı. Bu tür aletlerin taşınmasının otomatik olarak 6136 sayılı kanuna aykırı kabul edildiği ifade edildi.
Adalet Bakanlığı’nın açıklaması, kamuoyunda yaşanan tartışmalara teknik ve hukuki bir zemin kazandırırken, cinayet davasının diğer boyutlarının yargılama sürecinde ele alınmaya devam edeceği belirtiliyor.