DOLAR 32,3773 0.08%
EURO 34,9056 0.17%
ALTIN 2.402,730,41
BITCOIN 20771051,46%
İzmir
19°

AÇIK

üst menü altı
Soyer CHP örgütüyle buluştu… Gümrükçü’ye yanıt: ‘Adaylık için hiçbir telkinde bulunmadım’

Soyer CHP örgütüyle buluştu… Gümrükçü’ye yanıt: ‘Adaylık için hiçbir telkinde bulunmadım’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir il ve ilçe yönetimleri ve başkanlarına görev süresince yapılan hizmet ve projeleri değerlendiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Hiç kimse bizi yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi yolculuğundan geri döndüremez. Zaman bölünme, parçalanma değil, bu zorlu mücadelede Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e ve birbirimize güç verme zamanıdır" dedi.

ABONE OL
19 Aralık 2023 17:31
Soyer CHP örgütüyle buluştu… Gümrükçü’ye yanıt: ‘Adaylık için hiçbir telkinde bulunmadım’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir il ve ilçe yönetimleri ve başkanlarına görev süresince yapılan hizmet ve projeleri değerlendiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Hiç kimse bizi yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi yolculuğundan geri döndüremez. Zaman bölünme, parçalanma değil, bu zorlu mücadelede Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e ve birbirimize güç verme zamanıdır” dedi.

Yerel seçim süreci yaklaşırken henüz İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olacağı belli olmadı. Yeniden adaylığını duyuran mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde CHP İzmir İl ve İlçe örgütüne 4.5 yıllık hizmet süresini değerlendirdi.

soyer

TUNÇ SOYER’DEN GÜMRÜKÇÜ’YE YANIT

Toplantıda konuşan Başkan Tunç Soyer, siyasetin bir ekip işi olduğunu belirterek, yerel seçimlerde en iyi sonucu alacaklarını belirtti. Konuşmasının başında ise kendisine yönelik eleştirilerde bulunan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün sözlerine karşılık verdi.

UTKU GÜMRÜKÇÜ NE DEMİŞTİ?

Utku Gümrükçü, bugün gerçekleştirdiği 4.5 yıl sunumunda “Benim siyasi hedefim iki dönem başkanlık yapmak demiştim. Tunç Soyer’in yanındayım diyen arkadaşların büyükşehire aday olduğunu gördüm. Demokratik hakları. Bana aday olacak diyorlardı, ben olmadım. Altını kalın çizgiyle çizmek istiyorum” ifadelerini kullanmıştı.

SOYER’DEN GÜMRÜKÇÜ’YE YANIT: ADAYLIK İÇİN TELKİNDE BULUNMADIM

Tunç Soyer, CHP İzmir İl Örgütü’ne gerçekleştireceği sunumun öncesinde, aday adayı olan yakınındaki isimleri kast ederek, hiçbirine aday olmaları yönünde telkinde bulunmadığını belirterek, “Bazı bürokrat arkadaşlarım adaylık için başvuru yaptılar. Ben onlara adaylık için hiçbir telkinde bulunmadım  bunun da bilinmesini isterim” dedi. 

SİZ YOLDAŞLARIMA GÜVENİYORUM

Toplantıya CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İl Yönetimi, ilçe başkanları da katılım gösterirken., burada CHP örgütüne 4.5 yılda yapılan tüm hizmetleri tek tek anlatan Başkan Soyer, “Siyaset bir ekip işidir. Siyaset kişilerin değil, değerlerin ve hedeflerin yarıştığı bir meydandır. Siyasetin yegane sathı sine-i millettir. Onu kapalı kapıların ardından, menfaat çetelerinin ve popülizmin elinden kurtaracak tek bir güç var. O da biziz. Cumhuriyet Halk Partimiz. Parti delegelerimizin son Kurultay’da verdiği kararın doğruluğuna demokrasinin gereği inanıyorum. Bu zorlu yolda ben en çok siz yoldaşlarıma güveniyorum” diyerek destek istedi.

soyer

TUNÇ SOYER’İN SUNUMUNDAN SATIR BAŞLARI:

Yaklaşık üç ay sonra bir tarihi seçime daha gidiyoruz. Maalesef o erk sahipleri; pervasız, bencil ve kifayetsiz muhteris halleriyle bu memleketi bir kere daha ateşe sürüklemek için canla başla çalışıyorlar.

Ekonominin, siyasetin ve toplumsal yapımızın bu denli dibe sürüklendiği bir dönemde bunu yapmaya hiç hakları yok. Biliyorum ki yuvamız, çatımız ve kökümüz, Cumhuriyet Halk Partimiz bu hazin tabloyu değiştirmeye muktedirdir.

Bizler, Cumhuriyetimizin kalesi olan İzmir’in temsilcileri, ülkemizi içine düştüğü bu dipsiz kuyudan çıkarabilecek çok büyük ve önemli bir gücüz. 

Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı olarak görev yaptığım beş yıl boyunca yalnızca CHP’nin, Cumhuriyetin değerlerine inanmakla yetinmedim. Aynı zamanda bu değerleri geliştirmek için çok sayıda icraat yaptık.

Çünkü devrimler yapılınca bitmiyor. Onların yaşaması için daima canlı kalmaları, yenilenmeleri ve çağın gereklerine göre güçlendirilmeleri lazım.

Yüz yaşındaki Cumhuriyetimiz bizler için birçok anlam taşıyor.  Cumhuriyet, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletimize ait olması demek. Cumhuriyetimiz, kadınların özgürleşmesi, kadın ve erkeğin eşit olması demek.

Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlığımız demek. Ve son olarak Cumhuriyet, bizler için laiklik demek. Hakimiyet kayıtsız şartsız millete aittir diyoruz… Yurtta sulh cihanda sulh diyoruz…

Fakat bunlar yalnızca beş yılda bir sandığa gitmekle olmuyor.  Milletin koşulsuz hakimiyeti ve barış, ancak yaşamın her anına sirayet etmiş bir demokrasiyle mümkün olabilir. 

Yaklaşık beş yıldır İzmir’i bu ilke ve ruhla yönetiyor, İzmirlilerin karar mekanizmalarına doğrudan katılabilmeleri için somut araçlar ve imkanlar yaratıyoruz.

Bu imkanlar sadece oy verme hakkına sahip hemşerilerimizi değil, sandıkta söz hakkı olmayan çocukları, gençleri ve doğayı da kapsıyor. Çünkü demokrasi sadece sesi çok çıkanlara değil, herkese aittir. 

Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.  İzmir’in Çocuk Belediyesi’ni ve Gençlik Belediyesi’ni işte bu nedenle kurduk.  İşte bu yüzden Kent Konseyimiz ve içindeki meclisler bizim yol göstericimiz. 

İzmir’in her bir muhtarı bu nedenle benim ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en değerli rehberleridir. Bu yüzden bugün burada hep birlikteyiz, beraberce düşünüyor ve geleceğe yön veriyoruz.

Cumhuriyet uygarlığımızın ana taşıyıcılarından biri kadınlardır. Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitliğe toplumsal iş bölümünün her alanında ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü kadınların eşit olmadığı sistemler er yada geç çökmeye, kadınların haklarını gözetmeyen toplumlar ise eninde sonunda dağılmaya mahkum.  

Biz İzmir’in kadınlarının önündeki tüm engelleri kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Onların haklı eşitlik talebinin üzerine titriyoruz.

Bunu, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak Türkiye’de en yüksek oranda gerçekleştiren belediye olmanın gururunu yaşıyoruz.

Cumhuriyet bizim için aynı zamanda bir iktisadi bağımsızlık seferberliğidir.

Mustafa Kemal Atatürk kuruluşumuza, yani iktisadi bağımsızlığa giden yolu İzmir’de, İktisat Kongresi’nde ülkenin her bölgesinden gelen çiftçiler, işçiler, sanayici ve tüccarlarla birlikte belirledi. 

Geçtiğimiz Mart ayında Cumhuriyetin iktisadi ayağını oluşturan bu mirasa sahip çıkmanın gururunu yaşadık. Sekiz ay süren uzun bir hazırlık sürecinin ardından 15-21 Mart’ta İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde bir araya geldik. 

Bir Fuarlar kenti olan İzmir’in bu vizyonunu beş yılda fersah fersah ileriye taşıdık. On bir uluslararası iktisat fuarını üç katına çıkardık. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz… Gelecek beklenmez, inşa edilir.

Cumhuriyetimizin kurucusu bize diyor ki “Her fabrika bir kaledir”. Biz bu sözden yola çıkarak dört yılda dört fabrika kurduk… Bayındır Süt Fabrikası, Şaşal Su Fabrikası, Geri Dönüşüm Fabrikası ve Ödemiş Et Entegre Tesisi.

Köylerde de zeytinyağı fabrikaları kurmaya devam ediyoruz. Cumhuriyet bize diyor ki “Bu ülkeyi demir ağlarla öreceğiz”. Biz de İzmir’i beş yılda demir ağlarla ördük.

Değerli arkadaşlar, hafızamızı biraz yoklayalım. Bu şehirde ne zaman üç metro hattı aynı anda inşa edildi?

Narlıdere Metrosunu yüzde 12 seviyesinde aldık. Finansmanını bulduk. İmzaları atsınlar diye saray erkanıyla mücadele ettik. Ve tamamladık. Şubat’ta açıyoruz.

Çiğli Tramvayını sıfırdan başlattık. Temelini attık. Finansmanını bulduk. Ve tamamladık. Onu da Şubat’ta açıyoruz. 

Buca Metrosunu ise tüm engellere, atılmayan imzalara, açılan davalara, yaratılan spekülasyonlara ve ekonomik krize rağmen Buca’ya getirdik. Temelini attık ve dün itibarıyla dev köstebek TBM’leri toprağın altına indirdik. 

Vaat ettiğimiz günde, vaat ettiğimiz biçimde, önümüzdeki dönemin ortalarında Buca Metrosunu da açacağız. Bu anlattıklarım Avrupa’da dört başı mamur bir şehirde yaşanmadı. Burası Tunç Soyer’in başkanı olduğu İzmir.

Burası, bizim şehrimiz. Burası, İzmir. Burada aklına ve vicdanına güvendiğim tüm Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarıma sesleniyorum.  Biz pandemiye, iki büyük depreme, yangınlara, sellere, tsunamiye ve hatta denizin taşmasına rağmen asla mazeret üretmedik.  Daima icraat ürettik. 

Her geçen gün çirkinleşen, sertleşen acımasız bir iktidarın karşısında dimdik durduk. Ekonomik krizin bileğini büktük. Demokrasi mücadelesinde daima en önde yürüdük.  Zehirli gemileri evine gönderdik.  Buca’nın kalbinde eski cezaevi alanının Bucalı nefes alsın diye yeşil alan olmasını sağladık. Çeşme’yi katledecek bir rant projesini durdurduk. 

Kentin rantını yemeye çalışan hiç kimseye izin vermedik. Her şeye rağmen sosyal yardımları beş kat artırdık.

30 Ekim depreminden sonra çadırda kalan her bir İzmirliye sadece bir ay içinde sıcak bir yuva bulduk.  İzmir’de bir daha kimsenin yüreğine sevdiğinin acısı düşmesin diye her şeyden önce güvenli yaşam dedik.

Başlattığımız kentsel dönüşüm seferberliği ile depreme dirençli ve güvenli bir yapı stoğunu odağımıza aldık. İzmir’in 30 ilçesine yayılan bu hareketle şehrimizdeki binlerce yapının deprem karnesini çıkardık.

Tek bir İzmirli’nin ahını almadık. Onların rızasını alarak 6 bölgede toplam 248 hektar alanda kentsel dönüşüm çalışmalarımızı kooperatifçilik modeliyle buluşturduk. 

Meslek Fabrikası birimimizin çalışmalarıyla 36 kurs merkezinde, 224 farklı branşta binlerce kişiye ücretsiz mesleki ve teknik kurslar verdik. Ekmeği aslanın ağzından aldık, emekçiye teslim ettik.

Şehrimizi temiz enerjinin başkenti haline getirdik. Eylem planlarımızla 377 şehir arasından Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu’na seçildik.

Yeşil alanları beş senede yüzde 60 artırdık. Sokak toplayıcılarını istihdam edebilen ve bunu kamu kaynaklarını kullanmadan yapan ilk belediye oldu.

İzmir tarihinde yapılmış yağmur suyu kanalını 4 yılda yüzde 5o artırdık. 642 kilometrede aldık, 945 kilometreye çıkardık.

Göreve geldiğimde koku bu şehrin en büyük sorunuydu. Bunu asla bitiremezsin dediler. Tamamen ortadan kaldırdık.

Çökmüş, çürümüş bir altyapı devraldık. 3090 kilometre içme suyu hattı döşedik. 1500 kilometre kanalizasyon hattı yaptık.

Bozulmuş, perişan, bakımsız bir arıtma tesisi devraldık. Arıtma tesisinin bozuk olan üç fazını sıfır kilometre ayarlarına taşıdık. 10 yıldır yapılamayan dördüncü fazın temelini attık ve bugün itibarıyla inşaatı yarıladık.

Kemeraltında elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk. 100 yıldır dokunulmayan, sürekli halının altına süpürülen alt yapı sorunlarını çözmeye karar verdik, sokakların altına yer altı nehirleri yaptık, ilk iki etabı yılbaşına tamamlıyoruz. 

Yeni yılı Kemeraltında karşılamaya hepinizi davet ediyorum.

İzmir Tarımı Programı’yla kuraklığa ve yoksulluğa savaş açtık. Başka Bir Tarım Mümkün dedik. Küçük üreticimize alım garantisi verdik. Aldığımız ürünleri “İzmirli” markamızla dünyaya ihraç ettik.

Şehrimizin bereketine, üreticimizin alın terine, geleceğimize sahip çıktık. Refahı ve adaleti büyüttük. Küçük üreticimiz doğduğu yerde doyabilsin diye her fırsatta kooperatifçiliği destekledik. Bu yolda önümüze taş koyanlar olsa da, üretenin örgütlü gücünü hiç kimsenin yenemeyeceğini gösterdik. 

Kadınıyla çocuğuyla, genci ve yaşlısıyla 4 buçuk milyon İzmirli’nin hepsini kucakladık. Çalmadık kapı, gidilmedik mahalle, sokak, yol bırakmadık. 

İzmir’i bir dünya kenti yapacağız demiştim. Bugün Lonely Planet’te dünyada ziyaret edilmesi gereken 10 şehir arasına girdik. İzmir’e direkt uçuşlar iki kat arttı. Kruvaziyerler yeniden limanımıza gelmeye başladı.

Şehrimize gelen turist sayısı tarihin rekorunu kırdı. Bir buçuk milyondayken aldık, pandemiye rağmen bugün neredeyse üç milyona çıkardık.

Avrupa Konseyi’nin bölgeler Meclisi Başkanı artık İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Böylece hem tabi olmak zorunda kaldığımız mevzuata müdahale gücünü sağladık, hem de fon ve hibe kaynaklarından daha çok yararlanmanın anahtarını elimize almış olduk.

Avrupa Ödülünü tarihte ilk defa İzmir’e getirdik.

Tüm bunlar ne demek biliyor musunuz arkadaşlar? İzmir, Türkiye’nin yeni parlayan yıldızı, herkesin gıpta ettiği, mutlaka gelip görmek istediği, mümkünse hayatının geri kalanını geçirmek istediği bir kent oldu.

Beni bu makama taşıyan ve yüzde 58’lik bir oyla seçilmemi sağlayan seçim beyannamemde 165 proje vaat etmişim. Bu kitapta bu projelerin akıbetini tek tek okuyabilirsiniz. ELDE KİTAP OLMALI

Seçim vaatlerini bu kadar şeffaf bir şekilde masaya yatıran ikinci bir belediye başkanı yok. 

165 vaadim olmuş, 144’ünü tamamlamışız.  14’ünü kısmen tamamlamışız.  Yedisini de büyük oranda hükümetin taş koyması nedeniyle yapamamışız.  Buna karşılık 15 ilave projeye başlamışız ve tamamlamışız. 

Siyaset bir bayrak yarışıdır.  Siyaset bir ekip işidir.  Siyaset kişilerin değil, değerlerin ve hedeflerin yarıştığı bir meydandır. Siyasetin yegane sathı sine-i millettir.

Onu kapalı kapıların ardından, menfaat çetelerinin ve popülizmin elinden kurtaracak tek bir güç var. O da biziz. Cumhuriyet Halk Partimiz. 

Bu zorlu yolda ben en çok siz yoldaşlarıma güveniyorum. Bu ülkede içinde güvenle yaşanan şehirleri ancak biz inşa edebiliriz. Refahın büyümesini ve adil paylaşımını ancak biz sağlayabiliriz.  Demokrasiyi yerelde ve tüm Türkiye’de en güçlü şekilde bizler yüceltebiliriz.

Gençlere, şiddet gören kadınlara, engellilere ve toplumun tüm dezavantajlı kesimlerine ancak biz sahip çıkabilir ve hiç kimseyi geride bırakmadan sosyal gelişimi sadece biz var edebiliriz. 

Doğayla uyumu, geçmişten öğrenmeyi ve geleceğin inşasını ancak biz sağlayabiliriz. 

Tüm bunları yapmaya yalnızca Cumhuriyet Halk Partimiz muktedirdir.  Yeter ki biz ona ve birbirimize sahip çıkalım.  Bu ülkede bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok bizi birleştiren değerlerimiz var. 

Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi işte bu değerleri korumaktır. Onları hiçbir taviz vermeden yaşatmaktır. Bunu hep birlikte, el ele, omuz omuza, büyük bir coşku ve kararlılıkla başaracağız.

Üstelik bu büyük ihtiyaç, tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi bugün de çok namüsait bir mahiyette ortaya çıkmış olabilir. Bizlerin kutuplaşmasından medet umanlar olabilir.  Bunların hiçbiri bizi yıldıramaz. 

Hiç kimse bizi yüz yıllık Cumhuriyet Halk Partisi yolculuğundan geri döndüremez. Zaman bölünme, parçalanma değil, bu zorlu mücadelede Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e ve birbirimize güç verme zamanıdır. 

İlginizi çekebilir: Başkan Utku Gümrükçü: ‘Tunç Soyer’den sonra yine Tunç Soyer olur’

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP