Demokrat Gündem – Özel Röportaj – Gaziemir Belediye Başkanı seçilen Sayın Ünal Işık’a belediyenin mali durumundan son yüz günde yapılanlara ve hedeflere kadar her konuda ayrıntılı sorular yönelttik, kendisi sorduğumuz her soruya ayrıntılı ve samimi yanıtlar verdi..
Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, belediyenin mali durumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ekonomik anlamda rahat olan bir kurumun neredeyse kalmadığını belirten Ünal Işık, ülkenin genel ekonomik durumunun yerel yönetimleri doğrudan etkilediğini vurguladı.
Gaziemir Belediyesi’nin de bu zorluklarla karşı karşıya olduğunu ifade eden Başkan Işık, “Eğer har vurup harman savuran bir belediyecilik yoksa, ülkenin ekonomik durumu iyiyse belediyenin de durumu iyi olur. Kötüyse, belediyenin durumu da kötü olacaktır” dedi.
İlçede artan işsizliğe yönelik çözüm önerilerini paylaşan Işık, Gaziemir Belediyesi’nin geçmişten gelen bir geleneği olduğunu belirterek, CV Bank projesi ile vatandaşlara iş bulmada yardımcı olduklarını ifade etti.
“İşsizlik öyle bir noktada ki şu an elimizde 20 bine yakın CV var. Ancak belediye olarak dışarıya önemli ölçüde eleman kazandırıyoruz” diyen Başkan Ünal Işık, ilerleyen süreçte, özel sektörle işbirliği yaparak vatandaşları iş sahibi yapma projelerine odaklandıklarını da sözlerine ekledi ve ara eleman yetiştirme konusunda da çalışmaların sürdüğünü vurguladı.
Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, seçim sürecinde birlikte çalıştığı ekibin emeğine duyduğu saygıya büyük önem veriyor. Örgüt ve belediye başkanı uyumunun başarıyı da beraberinde getireceğine inanan Başkan Ünal Işık, “Gaziemir’de yaşayan herkes benim için çok kıymetli, ancak örgütüm de gerçekten çok kıymetli. Asla örgütle aramda bir sorun olmaz, olmamalı. Hiçbir belediye başkanıyla örgüt arasında sorun olmamalı diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, sosyal yardım taleplerindeki artışın kendisini ürküttüğünü dile getirerek, ilçedeki ekonomik zorlukların boyutlarına dikkat çekti.
Sosyal yardım bütçesini arttırmaktan başka seçenekleri olmadığını ve gerekli araştırmayı sürdürdüklerini anlatan Başkan Işık, “Kendi bütçemizi oluşturuyoruz ve 2024 yılı bütçesini yasaların elverdiği en üst seviyeye taşımak zorundayız” dedi.
SAYIN ÜNAL IŞIK’A YÖNELTTİĞİMİZ SORULAR VE YANITLARININ İLK BÖLÜMÜ:
DEMOKRAT GÜNDEM- Yeni göreviniz tekrar yerinize hayırlısı olsun.
100 gün tamamlandı. Tabi ki dönem tanıma, tanışma, tebrik derken ancak intibak etmeye başlıyor insan. İlk 100 gününüzü kısaca değerlendirebilir miyiz? Nasıl geçti? Bundan sonrası nasıl geçecek?
ÜNAL IŞIK: İlk 100 gün diye lansmanlar falan yapıldı ama ben kendimi böyle 100 günle falan sınırlamıyorum. Çünkü yola çıktığınızda yani 100 günde kendini sınırladığınız, kendinizi sınırladığınızda hata yapma riskiniz yüksek. Ben kendi adıma böyle düşünüyorum.
Çünkü 100 günde çok şeyi başarabilirsiniz ancak hiçbir şeyi de başaramayabilirsiniz. Çünkü belediye sadece başkanın inisiyatifinde yönetilen bir kurum değil. Bütün kurumlarda olduğu gibi dış paydaşlarınız var. İşte mesela 100 gününüz dolmadan bir yasa çıkıyor. Eliniz kolunuz bağlanabiliyor. Bir tasarruf tedbirleri genelgesi var örneğin, konuşacağız; o çıkıyor eliniz kolunuz bağlanabiliyor ya da ekonomik durumunuz bunu belirliyor. Yasalar belirliyor. Yaşadığınız ilçe çevre bunu belirliyor. Böyle olunca yani bir 100 gün değil bir bütüne bakıp bir de bunun hazırlıklarına bakmak lazım.
D.G: Tutulamayacak sözler verilmemeli yani diyorsunuz. Birçok dış etmen de belirleyici olabiliyor süreçte…
ÜNAL IŞIK: Bizim ne mutlu ki tutulamayacak sözümüz yok. Ancak yolda uğradığımız değişiklikler, işte tasarruf tedbirleri ile bir kanuna uyma zorunluluğu var mesela. Bundan dolayı biz etkilenirsek, bundan etkileneceğiz. Yoksa seçim öncesinde ve çalışma sırasında belirlediğimiz her vaadimiz mutlaka tutulmak üzerine, yapılmak üzerine yapılabilirlik üzerine seçildi. Böyle konuştuk, böyle vaat ettik. Bunları da yapma gayretindeyiz.
Ancak dediğim gibi tasarruf tedbirleriyle gerek fiziksel yatırımlarda, gerek kültürel ve sosyal yatırımlarda birçok konuyu biraz ertelemek veyahut da gündeminizden çıkarmak zorunda kalıyorsunuz.
D.G: Tam bu noktada aslında daha sonraki sorularım arasında vardı ama hazır girmişken tasarruf tedbirleri demişken iki farklı soru soracağım. Bir belediyenin sizin dediğiniz gibi başkanın hedeflerinin, projelerinin gerçekleşmesi için en önemli şey ekonomi. Geldiğinizdeki belediye yapısı, bütçesi nasıldı? Sizi zorlayan bir tabloyla mı karşılaştınız yoksa; ‘Ha iyi şükür yani çok da uğraşmayacağım’ dediğiniz bir tablo mu oldu?
ÜNAL IŞIK: Şu anda ekonomik anlamda rahat olan bir kurum olduğuna inanmıyorum. Yani Gaziemir Belediyesi zordaysa, Konak Belediyesi zordaysa emin olun Ulaştırma Bakanlığı da zorda, Tarım Bakanlığı da zorda, Sağlık Bakanlığı da zorda.
Çünkü belediyenin ekonomik durumunu belirleyen, (Eğer har vurup harman savuran bir belediyecilik ya da bütçesini kontrol edemeyen, gelirini giderini kontrol edemeyen bir belediye yönetimi yoksa) ülkenin ekonomik durumu iyiyse belediyenin de ekonomik durumu yüzde 100 iyi olacaktır. Kötüyse belediyenin ki de kötü olacaktır. Yani şu anda da eli rahat olan belediye sayısının çok az olduğunu biliyorum.
D.G: Sizin eliniz rahat mı yoksa borçlar mı söz konusu? Seçim öncesi pek çok belediyede personel alımı sonrasında sıkıntı oldu biliyorsunuz. İşten çıkarmalar, protestolar vesaire. Sizde durum nasıl?
ÜNAL IŞIK: Ben şöyle bir karar almıştım seçim sürecinde atandığım gün (Atandığımı akşam 18’den sonra öğrendim) o saatten sonra işe alınan arkadaşları işten çıkaracağımı söylemiştim. Çünkü birçok insan geliyordu ya biz işe davet edildik ediliyoruz türünden. Yani ben atandıktan sonra alınanların çağrılanların başlamamasını, aksi durumda işten çıkaracağımı söyledim. Başlamayan arkadaşlar oldu, beni dinlemeyenler oldu.
Bir grup arkadaşımız başlamıştı. Başladıktan sonra üzülerek de olsa, atanan arkadaşlarımızı ben de işten çıkardım.
D.G: Bu belediyenin mali durumu gereğiydi değil mi? Yoksa temayüllere uygun değil gibi bir durumdan kaynaklı mı çıkardınız? Sizin bu duruma bakış açınız nasıl?
ÜNAL IŞIK: İhtiyaçtan dolayı alındığını düşünmemiştim. Birincisi. İkincisi; Belediyenin ekonomik yapısını benim de görmem lazımdı. İkimiz de (Önceki dönem belediye başkanı kast ediliyor) mali müşavirdik ama herkesin mali müşavirliği farklıdır. Ben daha temkinli davranan, daha sağlamcı, işte verilerle ekonomik şartları iyi analiz ederek yönetmeye çalışan bir insanım. Dolayısıyla önümü görmem gerekiyordu.
Bu arkadaşları alıp bir sene sonra çıkarmak, 6 ay sonra çıkarmaktansa işin başında kendilerini uyarmayı yeğledim. Gittiğim her toplantıda da bunu söyledim. Basına da söyledim. Sendikalara da söyledim. Hatta işten çıkardığım çocukların, gençlerin neredeyse tamamına da bu konuyu konuştum.
D.G: Tabii işsizlik en büyük sorun. Belediyeler de bir iş kapısı gibi görülebiliyor. Burada Gaziemir’de genç işsizliği ve genel olarak işsizliğin önüne geçmek için neler yapacaksınız. Geniş tanımlı işsizlik oranları TÜİK verilerine göre de 12 milyona dayandı.
ÜNAL IŞIK: Gaziemir Belediyesi’nin bu konuda geçmişten gelen bir geleneği var. Vatandaşlarına her konuda yardımcı olma geleneği, CV Bank diye bir çalışma olması.
Sarnıç sanayi bölgemiz ve sanayi bölgemiz var. Burada oluşturulan havuzdan ayda en az 5-6 tane iş görüşmesi sağlıyoruz. Firmalarla iş arayan vatandaşlarımız arasında bir köprü olup bu vatandaşlarımızın işsizliğine bir nebze de olsa yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çünkü işsizlik öyle bir noktada ki şu an elimizde 20 bine yakın CV var.
Bizim belediyemize bunların tamamını belediyemize istihdam etme şansımızın olmadığını herkes biliyor ve her zaman da söylüyoruz. Ancak dışarıya da önemli ölçüde biz eleman kazandırıyoruz. Hem firma memnun oluyor hem vatandaşlarımız memnun oluyor.
ARA ELEMAN YETİŞTİRMEK GİBİ BİR DÜŞÜNCEMİZ VAR
İlerleyen süreçlerde biz bunu özel sektörle işbirliği yaparak, eğitimleri bizim aracılığımızla vererek, yani vatandaşı alıp firmanın kendi eğitmesi yerine biz önce eğitimi verip sonra iş sahibi yapma projelerimiz.
Ara eleman yetiştirmek gibi bir düşüncemiz var. Yani bunlar şu an gündemimizde. Çok yoğun olarak arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Bu işlerin üzerinde mümkün olduğu kadar çok vatandaşımıza hani sırf belediyeden iş beklemek yerine ya ben kaynak operatörüyüm, forklift operatörüyüm, dikiş makinası operatörüyüm ya da yapabileceğimiz başka aranan meslekler varsa bunları başta ve Sarnıç’taki sanayicilerimiz ile görüşerek bu yönde eğitimler verme projelerimiz devam ediyor ve yapacağız bunları.
D.G: Örgüt ve belediye başkanı uyumu sıkça vurgulanır. Geçtiğimiz dönemde bu noktada sıkça sorun yaşanmıştı. Sizce de önemli mi, yeni dönemde nasıl bir yönetim anlayışınız var, olacak?
ÜNAL IŞIK: Şimdi belediye başkanı olduğunuzda Gaziemir’de ya da yaşadığınız ilçedeki herkesin belediye başkanısınız. Bir kere bu böyle. Yani artık rozetiniz Gaziemir Belediyesi rozeti. Ancak yadsınamayacak bir gerçek var. Siz bir partinin belediye başkanısınız aynı zamanda. Bir partiden seçilmiş belediye başkanısınız. Öncelikle kendi partimiz, sonrasında da diğer siyasi partilerde bir kere saygılı ve ölçülü olmak zorundasınız.
Kendi örgütünle ilgili olarak da içlerinden çıkmış, yani 13-14 yıl birlikte omuz omuza mücadele etmiş, suyu-gevreği bölüşmüşüz. Gaziemir’de her ev demek iddialı olabilir ama neredeyse her binaya onlarla birlikte girmiş bir belediye başkanı olarak, o örgütün başta ilçe başkanı, sonrasında en yeni neferine kadar, gençlik kollarına üye olmuş en yeni neferine kadar hepsine saygı duymamız gerekiyor. Ben böyle düşünüyorum. Çünkü bir biz seçimi bu örgüt sayesinde alıyoruz.
KAVGA ETMEK RUHUMDA YOK, SON SEÇENEĞİMDİR
Benimle birlikte kapı kapı dolaşıp broşür dağıtan, soğuk sıcak demeden, gece gündüz demeden çalışan insanlar var. Bunların emeklerine saygı duymak, onlara hak ettikleri saygıyı göstermemiz gerekiyor. Yani bu Gaziemir’de yaşayan herkes çok kıymetli benim için ama örgütüm de gerçekten çok kıymetli. Asla örgütle aramda bir sorun olmaz, olmamalı. Hiçbir belediye başkanıyla örgüt arasında sorun olmamalı diye düşünüyorum. Kavga etmek ruhumda yok. Yani kavga son seçeneğimdir.
D.G: Diyelim ki bir sıkıntı yaşandı, nasıl çözersiniz? Bildiğimi yaparım mı dersiniz biraraya gelip konuşmayı mı tercih edersiniz?
ÜNAL IŞIK: Asla o yönlü değilimdir. Gaziemir’de yaşayan birçok insana dokunduk. Seçim sürecinde de bugüne kadar 4,5 aylık belediye başkanlığı dönemimizde de birçok insana dokunduk.
Hem örgütümdeki arkadaşlarımız hem vatandaşlarımızın çoğu seçeneğinin yapıcı olmak, yapıcı olandan yana olmak, doğrudan yana olmak olduğunu herkes bilir. Kavga ya da tartışma, küsme, kin gütme gibi bir niyetimin olmadığını da yine bütün vatandaşlarım gayet iyi bilirler. Çünkü böyle bir kavgadan hiç kimse kazanamaz.
ÖRGÜTLE KAVGA ETSENİZ VE HAKLI ÇIKSANIZ DA KAYBEDEN KİM OLUR?
Örgüt ya da vatandaşınızla kavga etseniz, birini yenseniz bile bize bir şey kazandırmaz. Örgütünüzle kavga edip siz haklı çıksanız da kaybeden kim?
ÖRGÜTÜMLE ASLA BİR TARTIŞMA YAŞAMAM
Ben bu partide özellikle partili bir insan olarak, örgütten gelen birisi olarak kişinin değil zihniyetin iktidarda olması tarafında olan birisiyim. Zihniyetiniz iktidardaysa belediye başkanı zaten kendiniz belediye başkanıymış gibi keyif alan bir insanım. Böyle düşünüyorum. Örgütümle asla bir tartışma yaşamam.
D.G: Ekonomik koşullar insanları zorluyor. En çok da kadınlar, çocuklar yoksulluktan derin etkileniyor. Artık belediyeler de sosyal yardımlara ciddi kaynaklar ayırmak zorunda kalıyor. Gaziemir’de durum nedir, nasıldır?
Gaziemir Belediyesi sosyal yardımlara ne kadar ayıracak? Sosyal yardımlara daha yüksek pay ayrılması sizce ne anlama geliyor? Bu derin yoksulluğun ortaya daha belirgin bir şekilde çıkması anlamına gelmez mi?
ÜNAL IŞIK: Çok art niyetli insanları bir kenara koyarsak, hiç kimse gidip bir sosyal yardım almayı vicdanına ve aklına anlatamaz diye düşünüyorum. Eğer bu sayı artıyorsa bunu oturup belediyenin dışında devletin bütün örgütlerinin enine boyuna tartışması gerekiyor. Yani Gaziemir’de vatandaşların, belediyenin halk ekmeğini, kent ekmeğini istiyor olmaları bu kötüye gidişin bir işareti diye düşünüyorum. Çünkü ekonomik olarak bütün vatandaşlar zorda.
DAHA İYİ ORTA VE ORTA ÜSTÜ MAHALLELERDEN DE SOSYAL YARDIM TALEBİ GELİYOR ARTIK
Hani ekonomik olarak daha dar gelirli yurttaşların oturduğu mahallelerde bu hep istenir ve beklenirdi. Şimdi daha iyi ekonomik durumu orta ve ortanın biraz üstü diye düşündüğümüz mahallelerden de bu istek geliyor.
SOSYAL YARDIM TALEBİNDEKİ ARTIŞ ÜRKÜTÜYOR
Bu beni ürkütüyor açıkçası. Yani şimdi iyi bir semtte oturuyorsunuz, bir dairenin fiyatına bakıyorsunuz, kolay kolay herkesin ulaşamayacağı bir rakama ulaşmış durumda. Ama karnı doymuş, karnının doyması için ucuz ekmek büfesi isteyen vatandaşları görünce de içiniz burkulmadan yapamıyorsunuz. Kötü bir durum.
Biz kendi bütçemizi şimdi oluşturuyoruz. 2015 bütçesini yasaların elverdiği en üst noktaya bunu taşımak zorunda. Kendimizi görüyoruz yani. Çünkü sayı artıyor. Bu tespiti toplumun içerisinde dolaşarak ben, arkadaşlarım, Sosyal Yardım Müdürlüğümüzdeki arkadaşlarım bu tespitin önümüzdeki yılda ne olması gerektiğini belirliyoruz.
SOSYAL YARDIM BÜTÇEMİZİ ARTTIKMAK ZORUNDAYIZ; BU ZORUNLU
Birkaç ay, bir buçuk ay içerisinde bütçemiz bağlanmış olacak, tamamlanmış olacak. Burada şu anda kestiremiyoruz. Önümüzdeki yılın ne olacağını düşünemiyoruz. Bu yüzden temkinli davranıp en azından bu ulaşabildiğimiz yoksul yurttaşlarımıza, ihtiyacı olan yurttaşlarımıza daha çok kaynak ayırmak için bir olağanüstü çaba içerisindeyiz. Arttırmak zorundayız. Bu zorunlu.
D.G: Toplumcu belediyecilik ya da sosyal demokrat belediyecilik hakkında ne düşünüyorsunuz. CHP yöneticilerinin de sürekli vurguladığı ve uygulanmasını belirttiği bir durum bu. Sizin için ne ifade ediyor sosyal demokrat belediyecilik anlayışı ve neden özellikle de bu dönemde önemli? CHP’li belediyelerin başarısında nasıl bir katkısı olacak?
ÜNAL IŞIK: Yüzde yüz başarılı olacak. Sosyal demokrat bir belediye, sosyal demokrat, demokrat bir insan olduğunuzda yani toplumun ihtiyaçlarını göz ardı etme şansınız yok. Bir de belediye başkanı olarak, belediye yönetimi olarak toplumun içindesiniz zaten. Cenazede, düğünde, pazarda, sokakta, esnafta her yerdesiniz. Bunları görüp bunlar yokmuş gibi davranmak asla kabul edilebilir bir davranış olamaz.
SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYE HERKESE EŞİT HİZMET GÖTÜRMEK ZORUNDA
Sosyal demokrat ya da toplumcu belediye o kentte yaşayan herkese eşit hizmet götürmekle yükümlü. Ancak bu hani evet şu andaki var olan her şeyi eşit dağıtacağımız anlamına gelemiyor maalesef. Çünkü sizin elinizde olmayan bazı şeyler var. İşte herkesin doğalgazdan faydalanması gerekiyor. Ama bir kentsel dönüşüm alanı ya da altyapı problemi olan, mülkiyet sorunu olan yere doğalgazı götüremiyorsunuz. Eşit davranamıyorsunuz.
Çocuk parkı, kreş, kadınların etkinlik yapacağı bir alan yapmaya çalışıyorsunuz. Mülkiyet problemlerinden ya da kentsel dönüşüm sorunlarından dolayı süreç. Bunları yapamıyorsunuz. Ama buradaki işlev ya da görev şöyle olmalı. En azından bu süreçleri başlatmaya yönelik girişimleri başlatabilmeliyiz. Yani ben Aktepe’deki mülkiyet sorunlarının benim dönemimde çözülmesinden inanılmaz derecede mutlu olacak bir insanım.
ÇOCUKLAR BENDEN OYUN PARKI İSTİYOR
Çünkü çocuklar benden oyun parkı istiyor. Ne yerim var, ne yapabilme şansım var. Çünkü her bir metrekarede bir iç içe girmiş mülkiyet sorunları var. Şimdi bunu oturup bizim devlet kurumlarından istememiz, bunun şöyle çözülmesi faydalı olur. Buradaki insanlardan ücret alınmaması. Alınıyorsa da ödenebilir bir ücretin ödenebilir bir vadede istenmesi gerekir diye taleplere yönelik hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bunları hazırlıyoruz.
Benim umudum yüksek. Müracaatımı yapıyorum. İyi bir meclis yapımız var. Her partiden gerek kendi grubumuz, gerek iktidar partilerine mensup gruptaki arkadaşlarımızın bu olayların çözümüne yönelik olumlu baktıkları benim için inanılmaz bir artı değer. Çünkü buraya seçildiyseniz yani hizmetten kaçacağını kimsenin düşünmüyorum. Ki arkadaşlarımızın tamamı da iyi niyetli insanlar. Bunlarla birlikte ben mücadelemi veriyorum.
Girişimlerim başladı. İşte ormanla ilgili sorunum varsa yazışmalarıma cevap bekliyorum. Devlet demiryollarına ait sorunlarıma cevap bekliyorum. Arkasından Hazine ile ilgili yurttaşlarımızın, komşularımızın sorunları ile ilgili hazırlıklarımız biraz daha karmaşık.
D.G: Yani iktidar kanadından temsilcilerle uzlaşmacı bir tavır içerisinde mi olacaksınız? Yakın bir mesai ve işbirliği yapma tavrınız mı olacak?
ÜNAL IŞIK: Hızlanma için önemli. Olumsuz dönüş olduğunda arkadaşlarımızdan bu konuda destek isteyeceğim ki hepsi de destek vermeye hazır olduklarını beyan ediyorlar.
Örneğin pazaryeri yapmak istiyorum, kreş yapmak istiyorum, yaptırmak istiyorum. Yani tasarruf tedbiri ile yapamayacağım işler var. Ama bağış yöntemiyle yaptıracağımız sosyal STK’larla birlikte yapacağımız tesisler var. Bunlar için yer lazım bana. Orman İdaresi’nden yeri alamadığımda ben bu arkadaşlara bir de birlikte deneyelim diyeceğim.
BAĞIŞÇILARIMIZ HAZIR; SİZ YETER Kİ YER GÖSTERİN DİYORLAR
Mesela kreş yapmak isteyen birisi, meclis üyesi olmak üzere 2 arkadaşımız var. 2 mahalleye, hatta her mahalleye kreş sözüm var. Arsa problemini çözebildiğimiz ölçüde. Taziye evi yapmak için sırada bekleyen yurttaşlarımız var yani. Siz yeter ki arsayı gösterin, üstünü biz tamamlayacağız diyorlar. Yani bu işin çözümünü, arsa problemini, yer problemini kendim aşamadığımda yani ilk müracaatı doğal olarak ben yapıyorum. Sonrasında arkadaşlarımdan yardım isteyeceğim ve o yardımı da ellerinden geleni yapacaklarına eminim. Birlikte aşacağız.
D.G: Şimdi yeni dönemde CHP’li belediye başkanları nelere dikkat etmeli sizce? Öncelikler neler olmalı? Önümüzde belki erken seçim ya da genel seçim süreci de olacak. Türkiye genelinde birçok yerde CHP’li belediyeler seçimi kazandı. Bu başarının devamı için öncelikleriniz neler olacak?
ÜNAL IŞIK: Bir kere yani toplumun ihtiyaçlarını bilmeniz lazım. Toplumun görmesi lazım. Bunu hissettirmek anlamında söylemiyorum. Onu hissettireceksiniz ama aynı zamanda bileceksiniz.
YAPAMAYACAĞINIZ SÖZLERİ VERMEYECEKSİNİZ; HER VAADİ YERİNE GETİRMEK ZORUNDASINIZ
Yani gerçekçi bir yaklaşımla hareket edeceksiniz, popülist bir yaklaşımınız olmayacak. Yapamayacağınız, başta konuştuğumuz gibi yapamayacağınız vaatleri vermeyeceksiniz. Verdiğiniz her sözü, her vaadi de, yaptığınız her vaadi de yerine getirmek zorundasınız.
HALK KAVGA KÜLTÜRÜNDEN BIKMIŞ DURUMDA
Toplumun ihtiyaçlarını bildiğinizi anlatırken çözümüne yönelik onlarla birlikte çalıştığınızı da göstermeniz gerekir. Kavga kültüründen ülke bıkmış durumda. Yani kavgayla hiçbir şeyin elde edilemediğini. Biz geçen dönemde her konuda ülkede de, Gaziemir’de de, İzmir’de de her yerde gördük. Biz kavgayla hiçbir şey elde edemeyiz.
YAPABİLDİĞİM HERŞEYİ YAPMAK ZATEN BENİM GÖREVİM
Vatandaşların benden istediği, yapabildiğim her şeyi yapmak zaten görevim. Çöpü toplamak, park yapmak, ağacı budamak vesaire bunlar temel belediyecilik hizmetleri. Ama bunun dışında topluma kültürel ve sanatsal etkinliklerde etkinlikleri ayaklarına getirebilmeliyiz.
Mümkün olduğu kadar sağlık ve eğitim hizmetine ulaşamayan yurttaş sayımız çok fazla. Bunlara bir omuz verebilmek, ne bileyim öğrencilere işte dershane. Dershane değil de etüt desteği vermek. Sağlık hizmetlerinde sağlık hem pahalı hem de gitgide uzaklaşmaya başladı. İşte uzak hastanelere hasta naklini bile yapar hale geldik, şehir hastanelerine. Bunları topluma yayıp imkanlar ölçüsünde ve iyi anlatmakla bir çok şeyi başaracağımızı düşünüyorum.
CHP OLARAK ELDE EDECEĞİMİZ BAŞARI ÇOK ÇOK ÖNEMLİ
Cumhuriyet Halk Partisi olarak elde edeceğimiz başarı çok çok önemli. Kendimizi doğru anlatmaya başladık. Daha yumuşak bir dil kullanmaya başladık. Mesela gerek AK Parti Genel Başkanlığı, gerek Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının bir araya gelmesi olumlu bir havaydı.
MECLİSTE SİYASETEN TERS DÜŞEBİLİRİZ ANCAK…
Biz Gaziemir’de de 31 meclis üyesi, bir belediye başkanı hepimiz birbirimizi tanıyoruz, problem yok. Bizim aramızda bir gerginlik çok nadir yaşanır diye düşünüyorum. Gerginlik olmaz. Kimi konularda siyaseten ayrı davranmak, ters düşebiliriz. Onun dışında bu zamana kadar neredeyse bütün kararlarımız oybirliğiyle geçti. Bu tavrı her dönemde sürdürme niyetindeyiz. Karşılıklı. Bu bir tek bizden kaynaklanmıyor, benden kaynaklanmıyor. Arkadaşlarımız da bu yönde hassas davranıyor.
Toplumun tamamıyla, siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle bir barış, kendi örgütümüzde bir barış içerisinde olursak genel iktidarın temel taşlarını da biz böylece döşemiş oluruz. Söylediğim gibi ekonomik olarak ülkenin her kurumu gibi belediyeler de zorda. Ama ne mutlu bize ki atanmış olan bütün belediye başkanı arkadaşlarım ve ben daha kötü bir kötüye gidiş yaşanmazsa, kısa sürede bu zorlukları atlatabilecek donanıma ve bilgiye sahibiz.
İKİNCİ BÖLÜM YARIN YAYINDA OLACAK…