Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’in uzun süredir büyük bir deprem yaşamadığını belirterek “Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının deprem üretme zamanı geldi” uyarısında bulundu. Sözbilir, “İzmir, mutlaka depreme dirençli bir kent haline getirilmeli” dedi.
Aynı zamanda AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye genelinde aktif 485 fay bulunduğunu, bunların 200’ünün Batı Anadolu’da yer aldığını söyledi. Bölgenin yılda 40 milimetre güneybatıya hareket ettiğini belirten Sözbilir, “Bu fayların 6 ila 7 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli var. Son yüzyılda yalnızca sekiz fay kırıldı, geri kalanı hâlâ enerji biriktiriyor” dedi.
“İzmir’de 17 diri fay var”
İzmir özelinde 40 fay bulunduğunu, bunların 17’sinin karada ve “diri fay” sınıfında olduğunu vurgulayan Sözbilir, “İzmir merkezli en son büyük deprem 1688 yılında, 6,8 büyüklüğünde meydana geldi. O dönemde yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti. Aradan 337 yıl geçti, bu faylar yeniden kırılma potansiyeline sahip” diye konuştu.
2020’deki 6,6 büyüklüğündeki Sisam depreminin ise İzmir açıklarında meydana geldiğini hatırlatan Sözbilir, “O deprem kara faylarımızı kırmadı, ama kent için ciddi bir uyarıydı. Şimdi özellikle Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının deprem üretme zamanlarının geldiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Zamanı geldi, hazırlık şart”
Prof. Dr. Sözbilir, İzmir ve çevresindeki sismik hareketliliğin son yıllarda arttığına dikkat çekerek, “Yaptığımız ölçümler, İzmir’deki fayların bir kısmının deprem üretme periyoduna yaklaştığını gösteriyor. Bu nedenle yapı stoku, afet planlaması ve toplumsal farkındalık açısından zaman kaybetmeden önlem almak gerekiyor. İzmir’i depreme hazır bir kent haline getirmek zorundayız” dedi.