Bir aylıkken biyolojik annesi tarafından Sosyal Hizmetler Kurumu’na bırakılan ve ardından koruyucu aileye teslim edilen küçük kızla ilgili hukuk süreci Türkiye’de benzerine nadir rastlanan bir kararla sonuçlandı.
Sekiz yıl boyunca koruyucu ailesi G.K. ve Ü.K. ile yaşayan çocuk biyolojik annesinin ortaya çıkmasıyla ailesinden alınıp başka bir şehre götürüldü.
Koruyucu aile ise bu durumu yargıya taşıyarak ‘kişisel ilişki kurulması’ talebiyle dava açtı.
Koruyucu aile, 5 Nisan 2021’de başlattıkları dava ile küçüğü evlatları gibi gördüklerini belirtti. Başvuru, yerel mahkemece ilk etapta usul yönünden kaldırıldı.
Süreç sonunda Aile Mahkemesi 2 Mayıs 2024 tarihinde Medeni Kanun ve çocuk haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere atıfla karar verdi.
Her Ayın İki Günü Görüşme Hakkı Verildi
Mahkeme ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesini esas alarak, koruyucu aile ile çocuğun duygusal bağının dikkate alınması gerektiğine hükmetti.
Bu kapsamda koruyucu aileye her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günleri 10.00–18.00 saatleri arasında küçük kızla kişisel ilişki kurma hakkı tanındı.
Karar, davalı biyolojik anne tarafından istinafa taşındı. İstinaf mahkemesi ise 4 Kasım 2024’te yerel mahkemenin kararını onadı.
Gerekçeli kararda, “Çocukla davacılar (koruyucu aile) arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine uygun olmayacağı yönünde ciddi ve inandırıcı bir olgu ve delil bulunmamaktadır” ifadesi yer aldı.
Yargıtay Kararı Oybirliğiyle Onadı
Biyolojik annenin temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne taşındı. Daire 5 Şubat’ta oybirliğiyle aldığı kararla temyiz talebini reddetti ve yerel mahkemenin hükmünü onadı. Böylece koruyucu ailenin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı yasal güvence altına alındı.
Karar, Türkiye’de koruyucu aileler ile çocuklar arasındaki duygusal bağın yasal olarak tanınması açısından emsal teşkil ediyor.
İlginizi çekebilir: Doğum izninde yeni dönem: Ücretli izin süresi uzatılıyor