Demokrat Gündem- Son günlerde Adana ve Antalya’nın Kaş ilçesinde meydana gelen art arda depremler, Akdeniz bölgesindeki sismik aktivitenin hızla arttığını gösteriyor. Bu artış, bölgedeki depremlerin daha büyük bir tehlikenin habercisi olabileceğine işaret ediyor.
Helen Yayı çok kritik
Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bülent Özmen, Helen Yayı olarak bilinen bölgenin kritik önem taşıdığını belirtti. Bu bölgenin Afrika levhasının Ege Denizi altına daldığı alanı kapsadığını ve 8.0 büyüklüğünde depremler oluşma olasılığının yüksek olduğunu vurguladı.
“Antalya ve çevresinde deprem üretme potansiyeli olan çok sayıda fay var. Bu faylar Fethiye-Burdur Fay Zonu, Helenik-Kıbrıs Yayı, Kırkkavak ve Aksu fayı olarak sıralanabilir. Akdeniz’de Helen Yayı olarak bilinen bölge gerçekten çok kritik. Helen Yayı Afrika levhasının Ege Denizi altına daldığı alan. Bu hat Yunanistan’ın İyon Denizinden başlayıp, Girit ve Rodos adalarının güneyinden geçerek Fethiye körfezine doğru uzanıyor.
Tsunami ve Volkanik Patlamalar
Helen Yayı boyunca meydana gelebilecek büyük depremler, tsunami dalgaları ve potansiyel volkanik patlamalar nedeniyle büyük hasara yol açabilir. Özmen, bu risklerin ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“Bu hat boyunca 8.0 den büyük deprem olma olasılığı var. Ayrıca deprem sonrasında oluşacak tsunami dalgaları da depremin yıkım gücünü artırabilir. Ayrıca bölgede zaman zaman volkanik patlamalar meydana gelmekte ve ciddi hasarlara neden olabilir. Bu bölgede son zamanlarda artan deprem aktivitesi bölgenin ciddiyetli takip edilmesi gerektiğini gösterir.
Bu depremleri her ne kadar zamanını net olarak bilemesek de daha büyük bir depremin hazırlayıcısı gibi düşünmek doğru olacak. Bu hat boyunca oluşacak büyük depremlerin de hem deprem hem tsunami nedeniyle hasara neden olabileceğini düşünerek risk azaltma çalışmalarına önem vermeliyiz.”
Kaş ve Fethiye çok etkilenebilir
Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Utkucu, 365 yılında Girit Adası batısında meydana gelen büyük depremin bölgedeki tsunamilerle Antalya ve çevresini etkileyebileceğini söyledi. Özellikle Fethiye ve Kaş ilçeleri, bu tsunamilerden daha fazla etkilenme riski taşıyor.
Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu’nun uyarıları da şöyle:
“Girit Adası batısında meydana gelen ve büyüklüğünün 8.3 olduğu tahmin edilen 21 Temmuz 365 Depremi düşünüldüğünde büyük depremlerin yer hareketlerinden çok güçlü olmasa da güçlü şekilde etkilenme olasılığı var. Girit Adası’nın Antalya’ya uzaklığı çok güçlü etkilenmeyi önleyecektir. Bununla birlikte Girit Adası civarındaki büyük depremlerin oluşturacakları tsunamiler Antalya ve çevresini etkileyecektir.
Antalya şehir merkezi, batısındaki Teke Yarımadası nedeniyle bu tsunamilerden görece daha az etkilenecektir. Fethiye ve Kaş ilçeleri görece daha fazla etkilenme olasılıkları var. 365 depremi yer hareketi ve tsunamisi Sicilya, Yunanistan, Kıbrıs, Libya, Güneybatı Türkiye, Mısır ve Filistin’de etkili olmuştur. Girit civarında 365 yılındaki depreminin yanı sıra tarihte 66, 800, 1303, 1630, 1867 ve 1886 depremleri etkili olmuştur.”
Tarih Boyunca Büyük Depremler
Geçmişte yaşanan büyük depremler, Akdeniz bölgesinin sismik risklerini ortaya koyuyor. 365 yılındaki büyük deprem ve diğer önemli tarihler, bölgedeki deprem risklerinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Uzmanların uyarıları, büyük depremler ve tsunamiler karşısında hazırlıklı olmanın önemini vurguluyor. Deprem ve tsunami risklerinin etkin yönetilmesi ve risk azaltma çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiği ifade ediliyor. (Haber Merkezi)