DEMOKRAT GÜNDEM-2020 yılından bu yana Türkiye’de doğum kontrol araçlarına erişimde yaşanan ikinci adım sağlık sonuçlarına dikkat çeken bir gelişme yaşandı.
Aile Planlaması Politikalarını İzleme Projesi, Avrupa Birliği (AB) Sivil Düşün programı ve Daktilo1984 işbirliğiyle tamamlandı.
Mart 2020’den bu yana birinci basamak sağlık kurumlarında Sağlık Bakanlığı tarafından temini durdurulan doğum kontrol araçlarına tekrar ücretsiz bir şekilde erişim sağlamak için neler yapıldığının araştırıldığı Devletin Aile Planlaması Politikalarını İzleme Projesi’nin ilk 6 aylık saha çalışmasının sonuçlarını içeren raporu yayınlandı.
Yapılan araştırmada Aydın, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kilis, Kahramanmaraş, Muğla gibi illerde bulunan yaklaşık 100 Aile Sağlığı Merkezi ile iletişime geçilerek gizli müşteri telefon anketleri gerçekleştirildi.
Anketler sırasında aşağıdaki sorular soruldu:
- Merkezde doğum kontrol kiti stokları mevcut mu?
- Stok varsa hangi malzemeler mevcut?
- Stok yoksa hangi sebeple bulunmuyor?
- Kaç senedir temin edilemiyor?
SADECE 3 KENTTE DOĞUM KONTROL KİTİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Saha çalışması sonuçlarına göre, sadece Aydın, İzmir ve Gaziantep’teki bazı Aile Sağlığı Merkezlerinde doğum kontrol kitlerinin mevcut olduğu tespit edildi.
Özellikle doğum oranının yüksek olduğu Diyarbakır, Şanlıurfa gibi illerde ve deprem bölgesinde kit dağıtımı bulunmuyor. Deprem bölgesine UNFPA tarafından kitlerin akıbeti hakkında net bir bilgi yok.
Birçok ildeki Aile Sağlığı Merkezlerinde hala bakanlık tarafından doğum kontrol kitleri tedarik edilmiyor ve merkezlerin güncel iletişim bilgileri internet üzerinde yer almıyor.
Merkez çalışanlarının aile planlaması konusunda bilgisiz olduğu, bu nedenle danışan kişilere bilgi veremediği görülüyor. Görüşme sağlanan merkez çalışanları doğum kontrol araçlarının ücretsiz temin edilebildiği konusunda bilgi sahibi değil, bu da hastaların ihtiyaçlarının ve taleplerinin karşılanamadığı anlamına geliyor.
Saha araştırmalarının sonuçları, doğum kontrol araçlarına erişimde ciddi bir sorun yaşandığını ve doğum kontrol yoksulluğunun kronikleşmeye başladığını gösteriyor. Bu durum BM Nüfus Eylem Kalkınma Planı ile Nüfus Planlaması Kanunu’nun açıkça ihlal edildiği anlamına geldiği belirtiliyor.
DOĞUM KONTROL YOKSULLUĞU NEDİR?
Doğum kontrol yoksulluğu tıpkı regl yoksulluğu gibi kadınların temel ihtiyaçları arasında yer alan doğum kontrol araçlarına erişememesi anlamına geliyor. Doğum kontrol araçlarına erişememek, plansız gebeliklere, anne ve bebek ölümlerine uzun vadede ise çocuk yoksulluğuna yol açıyor. Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018’e göre katılımcıların yüzde 60’ı doğum kontrol araçlarına ve aile planlaması hizmetlerine erişebilmek istiyor.
ANNE-BEBEK ÖLÜMÜ, ÇOCUK YOKSULLUĞU-İŞÇİLİĞİ SONUÇLARI
Doğum kontrol yoksulluğu kısa vadede plansız gebelikler yüzünden anne ve bebek ölümlerine
uzun vadede ise çocuk yoksulluğu ve çocuk işçiliğine sebep olur.
Uzmanlar, gelecek nesilleri çocuk yoksulluğundan ve çocuk işçiliğinden uzak tutabilmek için devletin BM Nüfus Eylem Kalkınma Planı’na ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanuna uygun politikalar uygulanmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Önerilen haber: Menderes Belediyesi’nden konsere ‘Kadına Şiddet’ iptali: Afişleri toplandı