0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

2

DEMOKRAT GÜNDEM-ÖZEL RÖPORTAJ-Sayıştay’ın kamu zararı tespit edilmemesine karşın kooperatiflerden işlenmiş ürün ve doğrudan alım yapılmasını durduran kararına tepkiler sürüyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bugün Köy Koop çatısı altında örgütlenen üretici kooperatiflerinin temsilci ve üyelerinin de katıldığı bir basın açıklamasıyla duruma tepki gösterdi.

TUNÇ SOYER TEPKİ GÖSTERMİŞTİ

Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, karara tepkisini, “Başka Bir Tarım Mümkün’ politikasına darbe yapılmıştır. Ama biz bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Belediyemizin kooperatiflerden alarak 1 – 5 yaş arası çocuklarımıza dağıttığı Süt Kuzusu Projesi, Sayıştay eliyle durdurulmuştur. Buna teslim olmayacağız.

Ne çocuklarınızı sütsüz ne de kooperatiflerimizi öksüz bırakmayacağız. Süt Kuzusu projesini de diğer tarımsal projelerimizi de sonuna kadar devam ettireceğim. Ben gücümü halktan ve haktan alıyorum. Yok öyle yağma. Sizden, sizin alın terinizden, emeğinizden asla vazgeçmem” sözleriyle gösterdi.

Tunç Soyer’in dışında Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer de duruma tepki gösterdi.

NEPTÜN SOYER: BU EKONOMİK KRİZDE BU KARAR NASIL ALINDI?

Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin küçük üreticiden doğrudan alım yapmasını engelleyen kararın doğru olmadığını ve küçük üreticilerin ekonomik olarak darboğaza girip üretim yapamaz hale geleceğini söyledi.

Demokrat Gündem’e konuyu değerlendiren Köy Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer, “Bu karar bu ekonomik krizde bilhassa herkesin çok ciddi bir dar boğaza girdiği bu ekonomik krizde, nasıl alındı? Küçük üreticiler nasıl bu kadar görmezden gelindi?” diye sordu.

NEPTÜN SOYER’DEN VALİLİK VE BAKANLIKLARA ÇAĞRI

Kooperatiflerden sadece belediyenin değil Valilik desteğiyle diğer kamu kurumlarının da ürün alarak yerelde ekonomik kalkınmaya destek verebileceğini kaydeden Neptün Soyer, İzmir Valisi Süleyman Elban’a ‘işbirliği’ çağrısında bulundu.

KÜÇÜK ÜRETİCİ İÇİN BÜYÜK EKONOMİK KAZANÇ SAĞLIYOR

Neptün Soyer, çağrısını ve bunun gerekçelerini şu şekilde açıkladı: “Bu, Kamu İhale Kanunu, Kamu İhale Kanunu’nun 3A’sı. Kamuyu tanımlamak lazım. Büyükşehir Belediyesi, büyük bir marifetle, ekonomik olarak belediyenin ayırdığı, küçük üreticiyi koruduğu bütçesiyle aslında büyük bir ekonomik kazanç sağlıyor üretici için ve memleket için.

KAMU SADECE BELEDİYE Mİ?

Kamu sadece belediye mi? Valilik, devlet üniversiteleri, kaymakamlıklar, milli eğitim müdürlükleri, üniversitelerin öğrencilerin yemekhanelerinde çıkan yemeğin tarladan gelen kısmını, rektörlerin kararıyla, ihaleye çıkmadan, tam da bu Kamu İhale Kanunu’nun 3A’sıyla bizden almalı.

Sayın Vali, sizin müdürlüklerinize vereceğiniz talimatla, üniversitelerle-milli eğitim müdürlükleri ile de yapalım derken, “Proje çok güzel, kamunun bir zararı yoktur ama ihaleye çıkacaksın” diye bir kararla, biz durmayız, duramayız. Bu ekonomik kriz de bence hükümetin alacağı karar da bu durdurma kararının bozulmasıdır.“

KÖY-KOOP İZMİR BAŞKANI NEPTÜN SOYER’İN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI:

-Yol haritası aslında belli. Çünkü üreticinin üretime devam etmesi gerekiyor. Yani köydeki yaşam. Toprakta tarlada, ahırda, ağılda, bağda, bahçede üretimle devam eder. İzmir’in diğer illerden farkı, en büyük özelliği de köylüsünün hala köyünde yaşıyor olması ve üretime devam etmesidir.

-Bu karar bu ekonomik krizde bilhassa herkesin çok ciddi bir dar boğaza girdiği bu ekonomik krizde, nasıl alındı? Küçük üreticiler nasıl bu kadar görmezden gelindi? Çünkü küçük üretici dediğiniz aile işletmeleri, tam da adı üstünde, tarlasındaki o küçük parseliyle ağılındaki işte az sayıda büyük başıyla, küçük başıyla köydeki hayatını devam ettiriyor. İşte çocuğunu okutuyor. Düğününü yapıyor. Böyle bir hayatları var.

BİZİM YOL HARİTAMIZ BELLİ, ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

-Trilyoner olmak değildir köylünün hedefi. Köylünün hayattaki hedefi oradaki o toprağını sürmek, hayatımı devam ettirmektir. Ve bu ülkenin toprak yapısına sahip çıkandır. Köylü çiftçi, bizim yol haritamız belli, biz üretmeye devam edeceğiz. Şimdi şöyle bir şey var, buradaki konu sadece belediye ile yapılan bir işbirliği değil.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜÇÜK ÜRETİCİYİ KORUYOR

-Bu, Kamu İhale Kanunu, Kamu İhale Kanunu’nun 3A’sı. Kamuyu tanımlamak lazım. Büyükşehir Belediyesi, büyük bir marifetle, ekonomik olarak belediyenin ayırdığı, küçük üreticiyi koruduğu bütçesiyle aslında büyük bir ekonomik kazanç sağlıyor üretici için ve memleket için.

KAMU SADECE BELEDİYE Mİ?

-Kamu sadece belediye mi? Valilik, devlet üniversiteleri, kaymakamlıklar, milli eğitim müdürlükleri, üniversitelerin öğrencilerin yemekhanelerinde çıkan yemeğin tarladan gelen kısmını, rektörlerin kararıyla, ihaleye çıkmadan, tam da bu Kamu İhale Kanunu’nun 3A’sıyla bizden almalı.

-Biz bunun daha genişlemesi için her yerde çığlığımızı duysunlar diye söylerken, sadece belediye ile yapmayalım bunu.

SAYIN VALİ VERECEĞİNİZ TALİMATLA..

-Sayın Vali, sizin müdürlüklerinize vereceğiniz talimatla, üniversitelerle-milli eğitim müdürlükleri ile de yapalım derken, “Proje çok güzel, kamunun bir zararı yoktur ama ihaleye çıkacaksın” diye bir kararla, biz durmayız, duramayız.

BU EKONOMİK KRİZDE HÜKÜMET DURDURMA KARARINI BOZMALI

-Bu ekonomik krizde bence hükümetin alacağı karar da bu durdurma kararının bozulmasıdır. Yoksa gerçekten nefes alacak başka bir alanımız yoktu bizim. Yani biz çok uzun süre bakanlığın teşvikleriyle hareket ettik.

SADECE ÜRETME YOĞURT-PEYNİR-KAVURMA YAP, MEZBAHA KUR DİYEN BAKANLIKLAR

-‘Sen sadece süt üretme, bunu yoğurt yap- peynir yap diye bize mandıralar kurduran Tarım ve Ticaret Bakanlığı. ‘Sen sadece hayvancılıkla hayvan yetiştirme, entegre tesislerle mezbahalar kur; sucuk yap, kavurma yap diyen Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı.

NE YAPACAĞIM BEN ŞİMDİ BUNLARI?

-Ne yapacağım ben şimdi bunları? Bakanlık alabilecekse, bakanlık benim pazarlama kabiliyetimle ilgili gerçekten bir şey düşünmüşse, ben de belediyelerle iş yapmakta illa ki belediyeyle yapayım demiyorum ki! Ama bu ekonomik krizde bize bir şey söylemek zorundalar!

İlginizi çekebilir: Sayıştay’ın kooperatif kararına İzmir’den büyük tepki… Tunç Soyer: ‘İstedikleri bedeli ödetsinler, umurumda değil!’