Partnerinizle ilişkinizde kendinizi boğuluyor gibi hissediyor, ima yollu ya da dolaylı olarak hiç durmadan eleştiriliyor, kendinize dair imgenizin yavaş yavaş değersizleştiriliyor olabilirsiniz. Onu mutlu etmeye çalışırken, kendinizi işe yaramaz biri olarak da görebilirsiniz. Aileniz, çevreniz sizin kuşkularınızı ve endişelerinizi anlamıyor ve partnerinizi ideal bir eş olarak görüyor olabilir. Partneriniz evde ve dışarıda çok farklı davranıyor olabilir.
Dostlarınızla hiç görüşmüyor olabilirsiniz. Her eleştiriye karşı hırçın ve hatalarını hiç kabul etmiyor olabilir. Sürekli sizi suçluyor, ne yaparsanız yapın onu memnun edemeyeceğiniz duygusunu yaşıyor olabilirsiniz.
Duygusal manipülasyon, ilişkiler üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. İlişkideki güvene zarar verebilir, gücenmeye neden olabilir ve ruh sağlığını ve iyi oluşunu etkileyebilir. Duygusal manipülasyon, ilişkilerdeki çatışma ve tartışma anlarında uzlaşmaya veya çözüme yönelmektense, ilişkide iki tarafın birbiri üzerinde güç sahibi olmaya çalıştığı bir rekabetçi bir otama sebep olabiliyor.
Duygusal manipülasyon, duygusal bir istismar türü olduğu için özgüven eksikliği, depresyon, kaygı ve kaygı bozuklukları, madde kullanımı ve çeşitli bağımlılıklar ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi kronik durumlara bile yol açabilir,
Barışçıl tipte görünüşte her şey tozpembedir. Bu tür çift çatışma karşıtlığı içinde yaşar, ne pahasına olursa olsun ilişkilerinde barış vardır. Partnerlerden biri tarafından dayatılan sahte bir barıştır bu.
Manipülasyon ifadenin engellenmesinde yatar. Bir taraf sorun olmadığını ve tartışmanın durumu daha da kötüleştireceğine inandırmaya çalışır. Bu durum şantaj yoluyla manipüle etmeye götürür, sanki sevmek her zaman her konuda anlaşmayı gerektirirmiş gibi.
Sürtüşmelerden kaçınılır ama çatışma gizlidir. Çatışma fazlasıyla bir yana atılır ve söylenmeyenler derinde biriktirilir. Bu durum çiftin dengesi açısından çok zararlıdır. Yoğun bir şekilde tepki göstermek, birbirinin boğazına sarılmak anlamına gelmez. Eğer öfke varsa öfkeyi ifade etmeyi bilmek yararlıdır. Tatminsizlikler açığa çıkarılmalıdır. Yoksa kırgınlık ve yanlış anlaşılmalar katman katman yığılır ve iletişimin tüm olumlu yanlarının üzerini örter; ilişki artık ‘’boğulur’’. Ötekini anlamak, ona kendini anlatmak tüm bu diyaloglardan geçer.
Öfkenin bir duygu olduğu yerine bir tür şiddet olduğu ve şiddetin ancak zarar verebileceği inancından dolayı çatışmadan kaçınma vardır. Çatışma belirdiği anda sözel bir kalkan vasıtasıyla durdurulur. Bu belirsiz bir savaşın ortasında sonsuz ateşkese benzer. Manipülasyon kendini ifade etmenin engellenmesinde yatar. Manipüle edilen partner belirsiz bir iletişim içinde, karşılıklı alışverişin kimsenin olmadığı yerde olmaya mecburdur. Diğeri sorun olmadığına ve tartışmanın durumu daha da kötüleştireceğine inandırmaya çalışır.
Serap ve Hakan 6 yıldan beri bu ilişki tarzında yaşamaktadırlar. Terapiye birlikte giderler çünkü Serap Hakan’dan daha rahatsız ve eğer hiçbir şey değişmeyecekse ayrılmak istemektedir. Serap her konuda aynı fikirde olmadıklarını bu durumdan monoton olmadığı için memnun olduğunu söylerken, herhangi bir görüş bildirdiğinde Hakan’ın tartışmayı kestiğini ve en ufak bir saptamadan rahatsız olduğunu ya da sessiz kaldığını söylemektedir.
Hakan’ın kullandığı türde deyimler yangın söndürücü yerine geçer. Her öfke tohumunu yatıştırırlar ve evin dört duvarı arasında huzuru, sükûneti koruma iddiasındadırlar. Serap ise kendini ifade etme imkanının elinden alındığını görür, çünkü her türlü anlaşmazlık potansiyel olarak yıkıcı bir tartışma gibi yaşanır. Bu endişe şantaj yoluyla manipüle etmeye götürür, sanki sevmek her zaman her konuda anlaşmayı gerektirirmiş gibi.
Bu ilişki türü, eşler arasında daima var olan hoşnutsuzluk gerekçeleri karşısında büyük bir ihmalkârlık durumunu ister istemez yaratır. Sürtüşmelerden kaçınılır ama anlaşmazlık gizildir. Anlaşmazlık durumu bir yana atılır ve söylenmeyenler derinlerde birikir. Bu durum çiftin dengesi açısından çok zararlıdır. Yoğun bir şekilde tepki göstermek, birbirinin boğazına sarılmak anlamına gelmez. Eğer öfke duygusu varsa ifade etmeyi bilmek yararlıdır. Yaşanılan hoşnutsuzluk dile getirilmelidir aksi takdirde kırgınlık ve yanlış anlamalar katman katman yığılır ve ilişkinin olumlu yanlarının üzerini örter ve ilişki artık bitme noktasına gelir. Partnerini anlamak, ona kendini açmak ve dinlemek monologla değil diyalogla aşılır.
YORUMLAR