Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Servet Ertaş

Afetlerle mücadelede toplumsal mutabakat ve katılımcılık neden önemli?

Önceki yazımda, “afetlere dirençli kent” sözünü irdelemiş, kentlerin afetlere nasıl dirençli olabileceği, doğa olayları karşısında yıkımlara uğramadan nasıl ayakta kalınabileceği konusuna dair bazı önemli sorular sormuştum. Bu konuda birçok önemli faktör ve unsur olup, bunlardan en önemlisi ise afet risk azaltma planlarıdır.

Afet risk azaltma planlarından söz ederken de 1999 yılında yapılan BM destekli Radius Projesi ve İzmir Deprem Master Planı akla gelen ilk plan olup, bu konuda önemli bir başlangıçtır. Ancak bu plan adından da anlaşılacağı üzere tüm afet tiplerini kapsamayıp, deprem tehlikesine yönelik bir plandır.

2024 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi bu planı yeniden güncellemek için çalıştay düzenledi. Neticelerini hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Afet risk azaltma planı konusunda en kapsamlı plan, hiç şüphesiz ki birçok afet tipine yönelik hazırlanan ve tüm illerde yapılmış olan İRAP (İlin Afet Risklerini Azaltma Planı) planlarıdır. Önceki yazımda da İzmir İRAP Planından söz etmiştim. İzmir İRAP; kentimizi afetlere karşı hazırlıklı ve dirençli hale getirmek hedef ve iddiasıyla çalıştaylar sonrasında İzmir Valiliği (AFAD) tarafından hazırlanmıştı.

İlki 01-02 Temmuz 2021 tarihleri arasında, ikincisi ise 25-27 Ağustos 2021 tarihlerinde yapılan çalıştaylarda, İzmir için risk teşkil eden 8 afet tipi belirlenmiş, bu afet tipleri 8 ayrı masada değerlendirilerek kapsamlı bir sakınım planı oluşturulmuştu. Bu çalıştaylara toplumsal katılım düzeyi ne oldu? Meslek odaları ve STK’ların hangilerinin katıldığı ve hangi masalarda, hangi afet tipine yönelik ne gibi katkılar sundukları konusu da ayrıca önemli.

İzmir’in tamamını kapsayan, tüm afet tiplerini öngören bu master plan çok büyük öneme sahip. Eski bir AFAD emekçisi ve İZ-AFED Derneği kurucu başkanı olarak, İRAP’ı çok önemsiyoruz. Bu planın işlevli hale gelmesi için de elimizden gelen katkıları sunmaya hazırız.

Kentte yaşayan 7’den 77’ye herkesi (kişiler bunun bilincinde olmasalar da) ilgilendiren böylesine önemli bir plan, basının ve kamuoyunun gündeminde olmadı. 2021 yılından sonra İzmir’de düzenlenen afetlerle ilgili panel, sempozyum, seminer, çalıştay vb. etkinliklerin gündem ve programını inceledim. Ne yazık ki İRAP gündemde ya hiç yoktu, ya da üstünkörü değinilip geçilmişti.

(İzmir Kent Konseyi Bütünleşik Afet Yönetimi – Afetler Çalışma Grubu tarafından yapılan etkinliklerde birkaç kez değinilmişti. Ancak bu da yeterli değil.)

Ne meslek odaları, ne akademik çevre, ne belediyeler, ne de STK’lar bu plandan neredeyse hiç söz etmediler. Ana akım medyayı geçtim, yerel basın da hiç sormadı, sorgulamadı. Sanki kendilerini ilgilendiren bir şey değilmiş gibi. Oysa İzmir’in fay hatları, üretebileceği depremler, afetselliğin yüksekliği ve kırılganlığı birçok meslek odası ve akademisyen tarafından defalarca gündeme getirildi.

Yani hastalık teşhis edildi ama tedaviye yönelik plan yok sayıldı, unutuldu. Planın safha, yöntem ve detayları sorulmadı, sorgulanmadı ve öğrenilmedi. Bu durum anlaşılır gibi değil. İçerisinde yaşanılan kentin afetlere hazırlıklı ve dirençli hale getirilmesi konusuna, nasıl olur da bu kadar ilgisiz ve duyarsız kalınır?

Bir müstesna olarak Demokrat Gündem Gazetesi bu konuyu birkaç kez gündeme taşıdı. Genel Yayın Yönetmeni Halide Demir Polatlı, 2024 yılı Ağustos ayında İzmir’de meydana gelen orman yangınları sürecinde röportaj yaptığı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a İzmir-İRAP Planını sormuş, kendisinden bu konuda çarpıcı bir cevap almıştı. Şimdi o soruya ve cevaba bakalım.

Demokrat Gündem:

  • Türkiye Afet Müdahale Planı var, biliyorsunuz. Her bir durum bu planda ayrı ayrı aslında belirleniyor. Bir de Olmadan Önce Eylem Planı yani IRAP var; İlin Afet Riskini Azaltma Planı. Bu plan 2021 yılında dönemin valisi başkanlığında hazırlanıyor. O planda hangi kurumun ne yapacağı, hangi risk durumunda ne yapılacağı tek tek ayrıntılarıyla var. Ancak edindiğim bilgilere göre bu İRAP aradan 3 yıl geçmesine karşın kâğıt üstünde kalmış. Aslında orda yani belediye ne yapacak, AFAD ne yapacak, Orman Bölge Müdürlüğü ne yapacak, Büyükşehir Belediyesi ne yapacak, ilçe belediyeleri ne yapacak yazılı.

Cemil Tugay:

  • 2021 yılında oluşturulan İlin Afet Riskini Azaltma Planı (İRAP) kâğıt üzerinde kalmış bir plan. Uygulamaya geçirilmesi gerekiyor.

Bu cevaptan da anlaşılan o ki Cemil Başkan, İRAP Planını, kendisinin yönettiği kentin afet risk azaltma planı olarak henüz sahiplenmemiş.

Peki İRAP İzmir Planı, sadece Valiliğin planı mı? İzmir Büyükşehir Belediyesini ilgilendirmiyor mu? İRAP’ta belirlenen risk azaltma eylem ve görevleri, İzmir Büyükşehir Belediyesini kapsamıyor mu? İzmir Büyükşehir Belediyesi ana ve destek sorumlusu kuruluşlardan biri değil mi?

İzmir Büyükşehir Belediyesinin aradan 25 yıl geçtikten sonra 2. kez Deprem Master Planını gündemine almasının, bu konuyla ilgisi var mıdır?

Hatırlanacağı üzere, İzmir Büyükşehir Belediyesi 23 Eylül 2024 tarihinde; Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde “İzmir Deprem Master Planı 24 Çalıştayı” düzenledi. Yoğun katılımın olduğu çalıştayda akademisyen ve uzman isimler İzmir’in deprem gerçeğini konuştular.

Düzenlenen bu çalıştayda, İzmir’in depremselliği ve depreme karşı alınacak önlemler detayları ile konuşulurken, aynı kent için yapılan İRAP İzmir planından neredeyse hiç söz edilmedi. Oysa İRAP İzmir planının da en öncelikli afet tipi hiç şüphesiz ki depremdi. Öyleyse bu bihaberlik, bu yok sayış ne diyeydi?

İzmir İRAP (İlin Afet Risklerini Azaltma Planı) ile İzmir Deprem Master Planı 24 Çalıştayının bağının kurulamamış olması önemli bir eksiklikti. Bu durum merkezi idare kurumları ve yerel yönetimler arasında süregelen çekişmeyi ortaya koymaktaydı.

Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi bu yanlışa ortak olmamalıydı. Çünkü afetlere karşı mücadele, mutlak suretle toplumsal mutabakatı ve işbirliğini gerektiren, siyaset üstü bir konudur.

BM Afet Risk Azaltma Ofisi (UNDRR) tarafından 2015 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması III. Dünya Konferansı’nda “Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi” kabul edilerek, tüm dünyada afetlere karşı mücadelede başarılı olmak için, akılcılık, bilimsellik ve rasyonellik kadar toplumsal mutabakat ve işbirliğinin de altı özellikle çizilmişti.

Afetlere karşı mücadele mutabakatı ise; merkezi idare, yerel yönetimler, özel sektör, bilim kurumları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve basını da kapsayan bir işbirliğini ifade ediyor. Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesinde özellikle belirtildiği üzere, afetlere karşı mücadelede başarının yegâne şartı, toplumsal mutabakat, işbirliği, şeffaflık ve demokratik katılımcılıktır.

Aksi takdirde, siyasi çıkarlar yüzünden ayrışmış, sürekli olarak sürtüşen, yan yana gelmekten kaçınan, birbirini ve çabalarını yok sayan ya da kendinden olmayanların varlığını ve çalışmalarını yok etmeye uğraşan siyasi kamplaşmanın bedelini, ne yazık ki yoksul halk ödüyor.

İşte bu yüzden diyoruz ki afetlere karşı mücadele, tüm ülke halkının ortak sorunudur. Bu konu siyasi kamplaşmaya konu edilemez. Ülkemiz halkı zaten ekonomik sorunlarla boğuşurken, başka ağır bedeller ödemesin.

Sağlıklı ve dengeli bir çevrede, afetlere dirençli kentlerde, insanca koşullarda yaşamak umuduyla; herkese esenlikler diliyorum.

Servet Ertaş

Servet ERTAŞ: İZ-AFED(İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Afet Bilinci Eğitmeni, Kent Çevre ve Yerel Yönetimler Y.L Prog. Mezunu İzmir Kent Konseyi – Bütünleşik Afet Yönetimi Çalışma Grubu Kurucusu

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

one × 2 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ