Yarın (30 Haziran 2025) görülecek olan CHP kurultayının iptali davası, sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil, Türkiye’deki hukuk sisteminin de önemli bir sınavı haline geldi.
Duruşmada esas hakkında karar verilmesi ve davanın kabul edilmesi gibi bir olasılıktan söz ediliyor. Şunu açıkça ifade edelim ki, böylesi bir karar hukuk açısından son derece tartışmalı, hatta açıkça hukuksuz olacaktır.
Ancak, diyelim ki böyle bir karar verildi; bu kararın hemen uygulanamayacağı gerçeği kamuoyunda zaman zaman gözden kaçıyor. Zira, hukuk dünyasında da oybirliğiyle kabul edilen ilkeye göre, bir mahkeme kararı kesinleşmeden yürürlüğe girmez. Bu da, istinaf ve temyiz yollarının tüketilmesinden sonra kararın kesinleşmesi anlamına gelir.
Üstelik, CHP kurultayı başladıktan sonra, eski yönetimin görevinin sona erdiği ve kurultay başkanlık divanının, delegelerin oybirliğiyle seçildiği için yetkili olduğu ortada.
Buna rağmen, “eski yönetim yeniden göreve döner” şeklinde akıl dışı bir senaryoya kapı aralayacak bir karar çıkması ihtimalini tamamen imkânsız görmemek de ne yazık ki bugünün yargı pratiği açısından mümkün değil.
Peki, böyle bir karar verilirse, hemen uygulanabilir mi? Hayır. Bunun için ayrıca mahkemenin ihtiyati tedbir kararı alması gerekir. Fakat hukuk yargılamasının en temel ilkelerinden biri, “uyuşmazlığın esasını çözecek, davanın sonucunu peşinen sağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez” kuralıdır. Bu ilke, adeta hukuk yargılamasının ABC’si sayılacak kadar nettir. Aksi halde, yargılama daha başlamadan sonuçlandırılmış olur ki, bu da davayı anlamsız kılar.
Hatırlanacağı gibi, kısa süre önce Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili açılan davada da, aynı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebi reddedilmişti. Benzer şekilde, CHP kurultayına yönelik davada da esas hakkında karar verilmesi halinde, mahkeme ayrıca bir ihtiyati tedbir kararı vermedikçe, bu kararın derhal uygulanması mümkün olmayacaktır.
Bunun altını çizmek zorundayız: Mahkemenin böyle bir ihtiyati tedbir kararı vermesi, Türk Medeni Usul Hukuku’nu ters yüz etmek anlamına gelir. Ancak ne yazık ki, günümüz yargı pratiğinde bu kadar açık bir ilkenin bile ne ölçüde korunabileceği konusunda ciddi kuşkular yaşıyoruz. Bu durum bile tek başına, hukukun geldiği noktayı anlatmaya yeterli aslında.
Yarınki duruşmadan çıkacak kararı, yalnızca CHP açısından değil, hukukun asgari güvenceleri açısından da dikkatle izlemek gerekecek.
İlginizi çekebilir: Mansur Yavaş o haberi yalanladı
YORUMLAR