Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İzmir’de su alarmı: Üretimden düşme tehlikesiyle karşı karşıyayız

Kuraklık, düşen baraj seviyeleri ve vahşi sulama… İzmir’de tarımsal üretim ciddi risk altında. İTB Başkanı Işınsu Kestelli uyardı: “Verimli tarım alanları birkaç on yıl içinde üretim dışı kalabilir.”

Kuraklık, düşen baraj seviyeleri ve vahşi sulama... İzmir’de tarımsal üretim

İzmir’de kuraklık ve düşen su rezervleri, tarımsal üretim için tehlike çanlarını çaldırıyor. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Ege Bölgesi’ni etkisi altına alan aşırı sıcaklıklar ve yetersiz yağış nedeniyle barajların doluluk oranlarının kritik seviyelere düştüğünü belirtti. En büyük tehdidin ise yanlış sulama yöntemleriyle derinleştiğini vurguladı.

“Bu tablo devam ederse, İzmir’in verimli tarım arazileri birkaç on yıl içinde tamamen üretim dışı kalabilir” diyen Kestelli, sürdürülemez sulama pratiklerinin bölgenin tarım geleceğini karanlığa sürüklediği uyarısında bulundu.

KAVURUCU SICAKLAR, ÜRETİCİYİ VURDU

Son yılların en kurak yaz mevsimini geçiren İzmir ve çevresi, yağışsız geçen ayların ardından ciddi bir su sıkıntısıyla karşı karşıya. Özellikle pamuk, mısır ve domates gibi sulama ihtiyacı yüksek ürünlerde verim kaybı yaşanıyor. Kestelli, “Bitkiler, gelişim döneminde ihtiyaç duyduğu suyu alamadığı için zayıf gövdeli, kısa boylu ve düşük verimli hale geliyor” dedi.

Bu durum yalnızca üretim miktarını değil, ürün kalitesini de doğrudan etkiliyor. Pamukta lif kalitesi, mısırda dane iriliği düşüyor; buğday ve arpada ise hasat dönemi tamamlanırken verim kayıpları net biçimde görülüyor.

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli (Fotoğrafta), barajlardaki su seviyelerinin düşmesinin tarımsal sulamada ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi.Fotoğraf:İzmir,(DHA)

SU STRESİ TARLAYI VURUYOR

Tarla bitkilerinde yaşanan “su stresi”, yalnızca fiziksel gelişimi değil, bölge ekonomisini de tehdit ediyor. Kuraklık, tarımsal üretimin temel taşı olan sulamayı daha da zorlaştırırken, üreticiler çareyi yer altı sularında arıyor. Ancak bu kaynaklar da tükenme noktasında.

Kestelli, “Her yıl daha derinlere inerek su çekiyoruz. Bu hem enerji maliyetlerini artırıyor hem de yer altı su kaynaklarını geri dönüşü olmayan şekilde tüketiyor” dedi.

VAHŞİ SULAMA: SUYUN YÜZDE 60’I ZAYİ

İzmir’de yaygın olarak kullanılan vahşi sulama, suyun yüzde 60’ının buharlaşma ve sızma yoluyla kaybolmasına neden oluyor. Kestelli, bu yöntemin sadece su israfına yol açmadığını, aynı zamanda toprakta tuzlanma, erozyon ve gübre etkinliğinin düşmesi gibi çevresel tahribatlara da neden olduğunu vurguladı.

“Bu yöntemle devam edilirse, sadece birkaç on yıl içinde İzmir’in en verimli ovaları üretim dışı kalabilir,” diyen Kestelli, toprağın geleceği için alarm verdi.

‘ÜRETİM DESENİ DEĞİŞECEK’

Kestelli, su kaynaklarının azalmasının, İzmir gibi güçlü bir tarım kentinde üretim desenlerini de değiştireceğini belirtti. “Bazı ürünlerin yetiştiriciliği imkânsız hale gelecek. Bu sadece tarımı değil, kırsal ekonomiyi ve gıda arz güvenliğini de tehdit eder hale gelir,” dedi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: ZAMAN DARALIYOR

İTB Başkanı, su krizine karşı üç aşamalı çözüm planı önerdi:

  • Kısa vadede: Çiftçilere eğitim verilmesi, modern sulama tekniklerinin teşvik edilmesi, zarar gören üreticilere destek sağlanması.
  • Orta vadede: Ürün desenlerinin su varlığına göre yeniden planlanması, kuraklığa dayanıklı tohumların yaygınlaştırılması.
  • Uzun vadede: Su odaklı yeni bir tarım politikası oluşturulması ve akıllı sulama teknolojilerinin devreye alınması.

İzmir Tarım Teknoloji Merkezi gibi kurumlarla üniversite, özel sektör ve çiftçi arasında güçlü işbirliklerinin kurulmasının zorunlu hale geldiğini belirten Kestelli, “Suya dayalı stratejik dönüşüm artık ertelenemez. Bu mücadele sadece tarımın değil, toplumun tamamının sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.

Demokrat Gündem