Değerli okurlar, bugün sizlerle şehirlerimizin gelişimi ve teknolojinin sunduğu imkanlar üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirmek istiyorum.
Bazen en geleneksel kurumlarımızı bile yeniden düşünme zamanı gelir. İşte tam da böyle bir zamandayız…
Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Cemil Tugay’ın açıklamaları, şehir hayatımızın can damarlarından birini gündeme taşıdı.
Sayın Başkan, iş insanlarının kent gelişimine yeterince destek vermediğini, hatta bir kütüphane kurma sözü veren iş insanının son dakika vazgeçtiğini ifade etti.
“Her şeyi belediyeden bekliyorlar, ellerini ceplerine atmıyorlar” serzenişi, aslında pek çok kentimizde yankı bulabilecek bir eleştiri.
Lakin ben bugün bu tartışmayı farklı bir noktaya taşımak istiyorum. Belki de asıl sormamız gereken soru şu: Dijital çağda kütüphaneler nasıl olmalı?
Kütüphaneler dijitalleşirken: Yeni şişede eski şarap mı?
Dostlar, günümüzde bir kütüphane açmak demek sadece raflar dolusu kitap ve okuma salonları demek olmamalı salt.
Düşünsenize, fiziksel bir mekan inşa edeceksiniz, binlerce kitap satın alacaksınız, personel istihdam edeceksiniz, sürekli bakım ve temizlik masraflarına katlanacaksınız… Ve tüm bunlar sürdürülebilirlikten belki de uzak olacak.
Şöyle bir örnek vereyim: Bir kütüphaneye 10 bin kitap aldığınızda, bu kitapların her biri ortalama 50 TL’den hesaplansa bile (ki çoğu daha pahalı), sadece kitap maliyeti 500 bin TL yapıyor. Bina, personel ve işletme giderleri de eklendiğinde, milyonlarca liralık bir yatırımdan bahsediyoruz.
Peki, bu parayı ve emeği dijital bir altyapıya harcasak?
Bir tabletle tüm kütüphane cebinizde
Şimdi gelin, şöyle bir model düşünelim: Belediyelerimiz, yayınevleriyle dijital lisans anlaşmaları yapsa. Elindeki kitapların dijital kopyalarını, tıpkı fiziksel kütüphanelerdeki gibi, belirli sayıda okuyucuya belirli sürelerle ödünç verebilse.
Örneğin, İzmirli bir yurttaş belediyenin uygulamasına giriyor, istediği kitabı seçiyor ve bir haftalığına tabletine, telefonuna ya da bilgisayarına indiriyor. Süre bitince kitap otomatik olarak siliniyor ya da uzatma talebinde bulunuluyor. Tıpkı gerçek bir kütüphanede olduğu gibi.
Bu sistemin yazılım altyapısını yapabilecek güvenilir likayatli bilişim kurumları da elbette hem İzmir’de hem Türkiye’de var.
E-dergi uygulaması benzeri bir sistem, tüm belediyelerimizin kullanımına da sunulabilir.
Böylece hem yayınevleri yeni bir gelir kapısına kavuşur (hatta belki okurun beğendiği kitabı satın alması için fırsatlar yaratılır), hem de belediyeler daha az bütçeyle daha çok vatandaşa ulaşabilir.
Akıllı Şehirler akıllı çözümlerle oluşur
Sevgili okurlarım, belediyelerin ve iş dünyasının el ele vermesi elbette önemli. Bunu yaparken 21. yüzyılın gerçeklerini de göz ardı etmemeliyiz.
Sayın Tugay’ın serzenişindeki kütüphane projesini yeniden, dijital çağa uygun bir formatta tasarlamak ve hayata geçirmek İzmir için ne harika olur, değil mi? Heyecan verici…
Kamu hizmetlerinde dijitalleşme, sadece bir teknoloji meselesi değil, aynı zamanda bir erişim, eşitlik ve sürdürülebilirlik meselesidir. Akıllı şehirler, sadece teknoloji ile değil, akıllı çözümlerle inşa edilir.
YORUMLAR