İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) Başkanı İslam Yıldırım, İzmir’deki yapı stoğunun ne kadarının dönüşmesi ve dayanıklı bir kentsel sistem oluşturmak için neler yapılması gerektiğini Demokrat Gündem’e değerlendirdi.
İMDER Başkanı İslam Yıldırım, “İzmir’de 1980 öncesinde yapıların çoğu, deni kumu kullanılarak yapılmış ve depreme dayanıksız. Yapı stoğunun en az yüzde 60’ının dönüşmesi lazım” dedi.
DEMOKRAT GÜNDEM- Türkiye’de meydana gelen yıkıcı depremler ve 2020 yılında İzmir’de yaşanan 117 vatandaşımızın ölümüne yol açan deprem, İzmir’in depreme dayanıklı olup olmadığı ve yapı stoğunun ne kadarının dönüştürülmesi gerektiği sorularını akıllara getirdi.
“1980 ÖNCESİ YAPILARIN ÇOĞU DAYANIKSIZ”
İzmir’de 1980 öncesindeki yapıların çoğunun, o dönemde hazır beton ve nelvürlü demir olmadığı ve deniz kumu ile yapıldığı için dayanıksız olduğunu açıklayan İMDER Başkanı Yıldırım, İzmir’deki yapılarla ilgili değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Yapı stoğunun en az yüzde 60’ının dönüşmesi lazım. 1980 öncesi yapılarla birlikte 1999 öncesi yapıların bir kısmını da bunun içine katabiliriz. Üçkuyular’daki İnönü Caddesi’nden başlayarak Karşıyaka İskelesi’ne kadar dönüşüm şart. Bu bölgedeki en genç binaların ömrü bile 30-35 sene. 70 yıllık binalar da var.”
“EN KÖTÜ ZEMİNDE BİLE İNŞAAT YAPILIR”
İzmir’deki yapıların yapılaşmaya uygun yerlerde kurulu olup olmadığını da değerlendiren İMDER Başkanı, “Bu, aslında biraz tartışmalı bir konu. Günümüz teknolojisinde balçık da dâhil en kötü zeminde bile inşaat yapılır. Önemli olan, sizin inşaatı hangi kalite ile yaptığınız.
Örneğin; inşaatın zemini sağlam; ama yaptığınız inşaat dayanıksız ya da balçık bir zeminde kazık yapıp dikerseniz, zemini ıslah çalışması yaparsanız, daha stabil hale getirirsiniz yani oynaklığı azaltırsınız ve en kaliteli binayı inşa edebilirsiniz” ifadelerine yer vererek binanın zemininden çok nasıl yapıldığının önemli olduğunu vurguladı.
“ÇARPIK KENTLEŞME, TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN”
Geçmiş yılların koşullarında insanların jeofizik (yerfiziği) ile ilgili detaylı bilgi sahibi olmadığını, inşaat ruhsatı alanın kazmayı vurup inşaata başladığını belirten İslam Yıldırım, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“O dönemlerde inşaat ruhsatı alırken yerin katmanı, inşaatın yapılacağı yerden fay hattı geçiyor mu, geçmiyor mu, buranın zemini nasıldır? Yumuşak mıdır, kayalık zemin midir, bunlarla ilgili araştırmalar söz konusu değildi. 1950’lerden sonra Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri çarpık yapılaşma.”
“BİR BİNAMIZ YIKILMIŞSA İŞÇİLİK HATASINDAN”
İzmir Müteahhitler Derneği Başkanı İslam Yıldırım, Türkiye’de inşaat yapılacak zemin hakkında araştırma yapmayı 1999 depreminden sonra öğrenildiğini hatırlattı.
Yıldırım, “1999 depreminden sonra bilinçlenince yapı denetim sistemleri, deprem ve yangın yönetmelikleri üç-dört sefer değişti. Binalarımız, şu anda dünya standartlarında, hatta üstünde. Açık ve net söyleyeyim; eğer bir binamız yıkılmışsa bu işçilik, uygulama hatasından” diyerek kesinlikle malzemenin kötü kullanılmasından olmadığı vurguladı.
“İZMİR’DE YAPISAL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI YOK”
Kentteki yapıların yüzde 60’ının dönüşmesi gerektiğini hatırlatan İzmir Müteahhitler Derneği Başkanı Yıldırım, İzmir’de yapısal dönüşüme dair herhangi bir denetleme çalışması olmadığı bilgisini verdi.
Yıldırım, “Merkezi hükümet bir şey, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ayrı bir şey söylüyor. Belediyeler, zaten asli vazifelerini yerine getirmiyorlar.
“İZMİR’İN YÜZDE 40’I KAÇAK”
Kimse görevini layıkıyla yerine getirmediği için bugün geldiğimiz noktada İzmir’in yüzde 40’ı kaçak. Bu kaçak yapılar yapılırken komşu, muhtar, zabıta, belediye; belediye başkanı, bir hâkim, savcı görmemiş. İzmir, kaçak yapılarla dolmuş” ifadeleriyle bunun sadece İzmir’in değil Türkiye’nin komplike sorunu olduğunun altını çizdi.
“HER YERDE KAÇAK YAPI VAR”
İMDER Başkanı Yıldırım, “Balçova’dan tutun da Mavidere’ye, Konak’tan Karabağlar, Gaziemir, Karşıyaka ve Buca’ya kadar kent, kaçak yapılarla dolu” diyerek kaçak yapılaşmanın İzmir’in her semtine yayıldığı bilgisini verdi.
“KANUNLAR UYGULANMIYOR”
Kentteki kaçak yapılaşmaya karşı acilen önlem alınması gerektiğini vurgulayan İMDER Başkanı, bunun kanunda karşılığı olmasına rağmen kanunun uygulanmadığından dem vurdu.
“Kanun bile uygulanmazken kaçak yapılara karşı çalışma olsa ne olur, olmasa ne olur? Ben yapılacak çalışmanın projesi, gelecek planı hazır mı, bu proje doğrultusunda hareket ediliyor mu, ona bakarım” diyen Başkan Yıldırım, ‘yapanın, yaptığı yanına kâr kalan bir sistem olarak” nitelediği Türkiye’de genel olarak böyle bir işleyişin söz konusu olmadığını belirtti.
“ZİHİNSEL DEVRİM ŞART”
Başkan İslam Yıldırım, kaçak yapılaşmaya karşı yapılacak birçok şey ve hepsinin çok kolay olduğunu söyledi, “Ama öncelikle zihinsel bir devrim şart” dedi.
Bu devrim olmadığı sürece İzmir’de bu kaçak yapılaşmanın devam edeceğini ifade eden Yıldırım, “Ülkem ile alakalı çok idealist bir insandım; ama artık pes ettim. Neden mi? 6 Şubat depremini yaşadık biz. 50 binden fazla insanımız öldü. Vatandaş, binasını dönüştürülürken, ‘Benim metrekarem niye düşüyor? Neden Mitsubishi değil de başka bir marka kullanılıyor?’ diyor. 10 metrekare canından daha mı değerli? Allah, sana akıl fikir versin” diyerek zihniyet devriminin şart olduğunu yineledi.