DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22527001,68%
İzmir
36°

AZ BULUTLU

üst menü altı

EKİM’E DAİR

Mustafa Necati’nin yeni mezun öğretmenlere yazdığı mektubu Özdemir İnce’nin sözcük güncellemeleriyle 7 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde okudum. Mektubun açılış cümleleriyle yazıma başlamak isterim.

ABONE OL
25 Temmuz 2024 15:07
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Mustafa Necati’nin yeni mezun öğretmenlere yazdığı mektubu Özdemir İnce’nin sözcük güncellemeleriyle 7 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde okudum. Mektubun açılış cümleleriyle yazıma başlamak isterim.

“Öğretmen arkadaş;

Öğretmen Okulları bu mezunları dağılımında senin hissene Antalya Eğitim Emirliği mıntıkası dahilindeki Isparta ili isabet etti. Orası güzel vatanın gayret ve yol göstermesine muhtaç verimli bir köşesidir, yeni mezunlarımızın memleket içine dağılmalarının derece ve gerekliliğini gerek geçen sene mezunları arkadaşlarımızla ve gerekse sizinle tartışmış ve aramızda kararlaştırdığımız sonucu, ilk okul öğretmenleriyle mesleki bir dertleşme şeklinde bütün meslektaşlarımıza ilan etmiştim.”

Düşünün okulunu yeni bitirmiş bir öğretmensiniz; Milli Eğitim Bakanından size “arkadaş” diye hitap eden bir mektup alıyorsunuz. Cesaretiniz, çalışma tutkunuz nasıl da artar…

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 17 Mayıs 2024 tarihli açıklamasında; bundan böyle devlet okullarına yılda en fazla 6-8 bin öğretmen ataması yapılacağını duyurdu. Öğretmen olmak isteyen öğrenciler için “illa öğretmen, devlet memuru olmak isteyenler” ifadesini kullanan Tekin “tercihinizi ona göre yapın” diye belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 15 Haziran 2024 günü AKP Erzurum İl Başkanlığı’nın Yakutiye Kent Meydanı’nda düzenlediği bayramlaşma törenindeki konuşmasında öğretmenleri hedef aldı, “Dünyanın hiçbir tarafında bu kadar büyük bir öğretmen kitlesi, kamu tarafından fonlandırılmıyor” dedi.

Düşünün okulunu yeni bitirmiş bir öğretmensiniz; Milli Eğitim Bakanının bu cümleleri size ne hissettirir? Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlere yaklaşım şekli epey değişmiş. Hele geçen haftalarda ortaya çıkan Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu taslaklarıyla öğretmenliğin nasıl bir kalıba sokulmak istendiği iyice su yüzüne çıkıyor. Taslakta atanmayan öğretmenler için de çözüm düşünülmüş; MEB’e bağlı kurulacak 2 yıllık Akademi. Üniversiteyi bitirdikten sonra atanmamış olmayacaksınız, atanmak istiyorsanız bu akademiye başvurup 2 yıl daha eğitim alacaksınız. İki yıl daha işsiz olarak istatistiklere girmeyeceksiniz. Bu iki yıl içinde iktidarın söylemi ile sizin davranışlarınız uyumlu mu diye iyice bir gözlenip değerlendirileceksiniz.

Yıllardır çalışan, kadrolu bir öğretmenseniz de iktidarın söylemine ters eylem yapmanıza karşı Demokles’in kılıcı üstünüzde olacak. Aynı taslaktaki düzenlemeyle “görevini yerine getirmede yetersizliği tespit edilen” kadrolu öğretmenlerin Milli Eğitim Akademisi tarafından eğitime alınması, bu eğitimde başarılı olmazlarsa öğretmenlik mesleğinden ihraç edilmelerini öngören madde var. Böylece kamuda çalışan öğretmenlerin iş güvencesini de ortadan kalkacak.

Öğretmen sendikalarının direnişi sonucu bu yasa önerisi Ekim ayında başlayacak yeni yasama dönemine bırakıldı, tıpkı SGK ile ilgili yapılacağı söylenen düzenlemeler ve her gün “açız!” diye eylem yapan emekliler için yapılacağı söylenenler gibi.

Neden Ekim bekleniyor?

O tarihte insanların açlığını, işsizliğini unutturacak ne olabilir? Bu erteleme neden?

İnsan komplo teorileri üretmeden duramıyor. Sakın kim olduğu bilinmeden ülkeye doldurulanlarla çıkacak bir iç savaş ya da çevremizde süren savaşın içine ülkeyi sürükleme planları olmasın.

Ekim’in hikmetini Ekim de yaşayıp göreceğiz.

 

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (1)


HIZLI YORUM YAP