Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halide Demir Polatlı

Mutluluk ‘tadilatta’, umut ‘beklemede’

Bu yazıyı yazmak istemezdim, ancak Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun derin sessizliği, yanıt verme zahmetine dahi katlanmaması, telefonlara-mesaja dönüş yapmama kibrini göstermesi ve durumun üzüntüsünü taşımak yerine paylaşmak istedim…

Demokrat Gündem’in haberini okuduktan sonra insan istemeden şunu düşünüyor: “Mutluluk Kahvesi” projesi gerçekten mutluluk mu dağıtıyor, yoksa bu sadece güzel bir slogan mı?

Konak’ın yeşil vahası Aydın Erten Rekreasyon Tesisi’nde yaşananlar, sosyal demokrat belediyeciliğin nasıl ‘uygulanamayacağının’ somut örneği.

Ve ne acı ki, bu tablo “efsane başkan”ın kendi adını taşıyan tesiste yaşanıyor.

“İn cin top oynuyor” derken, gerçekten oynuyormuş

Yerinde yaptığımız gözlemler, durumun ne kadar dramatik olduğunu gözler önüne seriyor. Üç saat boyunca beklemek, sadece üç kişiyle karşılaşmak… Bu artık “sessizlik” değil, “hayalet kasaba” kategorisine giriyor. Yüzlerce kişilik kapasiteye sahip bir tesiste hafta sonu bu manzara, açıkçası trajikomiğin en güzel örneği.

“İğne atsan yere düşmez” denilen yerler hakkında çok şey duymuştuk, ama “iğne atsan ses çıkarır” durumunu ilk kez görüyoruz. Personel sayısının 3-4’e düşürülmesi, çalışma saatlerinin kısaltılması, yemek servisinin tamamen kaldırılması… Bu kararların arkasında hangi mantık var, gerçekten merak ediyoruz.

Fiyatlar gayet makul bu arada. 20 lira kahve, 10 lira çay, 35 lira tost… Konak’ın merkezinde bu fiyatlar neredeyse müze fiyatı sayılır. Yani sorun fiyatta değil, başka yerde. Belki de sorun, kahve içecek kimsenin kalmaması.

Çocuklar büyüyor, oyun alanları büyümüyor

Çocuk macera parkının ikinci yıldır kapalı olması, Türk bürokrasisinin en güzel örneklerinden biri. Önce “güvenli değil”, sonra “tadilat yapılacak”, en sonunda “birkaç güne açılır”… Bu, klasik bürokrasi taktiği: Oyalama sanatının doruk noktası.

Dostoyevski “İnsan her şeye alışır” demişti ama galiba çocuklar oyun alanı olmamaya alışamıyor. Normal de… Trambolin, ip tırmanma parkuru ve diğer aktivite alanları iki yıldır “tadilat” bekliyor. Bu kadar uzun tadilat olur mu? Sistine Şapeli bile daha kısa sürede restore edilmişti!

Bir belediye başkan yardımcısının “güvenli değil” kararı, binlerce çocuğun rekreasyon hakkını elinden alıyor. Acaba bu başkan yardımcısının kendi çocukları nerede oynuyor, merak ediyoruz.

“Mutluluk Kahvesi” mi, “Mutsuzluk Çayı” mı?

Başkan Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun “Mutluluk Kahvesi” projesi, adıyla müsemma bir ironiye dönüşmüş. Oscar Wilde “Hayat sanattan daha ironiktir” demişti ama bu durumda ironi sanattan da ağır basmış.

“Tüm İzmir ayağınızın altında” sloganı da artık “Tüm İzmir ayağını çekti” şeklinde güncellenmeli. Çünkü kimse gelmiyor. Üç saatlik gözlem bu projenin ne kadar “başarılı” olduğunu ortaya koyuyor.

Bu arada “mutluluk” kavramını yeniden tanımlamamız gerekiyor galiba. Boş masalarda tek başına oturmak mı mutluluk? Yoksa çocukların oyun alanlarına hasret kalması mı? Belki de 20 liraya kahve içip kimseyle konuşamama hali, mutluluğun postmodern tanımı oldu.

Sosyal Demokrat irade nerede, Efsane Başkan ne derdi?

Bülent Ecevit’in “Belediyecilik halkın günlük yaşamını doğrudan etkileyen hizmetlerdir” sözü, bu manzara karşısında kulağa çan gibi geliyor. Halka günlük yaşamında nasıl hizmet ediliyor bakıyoruz: Erken kapanan tesisler, kapalı oyun alanları, kısıtlı menüler…

Aydın Erten gibi sosyal demokrat geleneğin önemli isimlerinden birinin adını taşıyan tesisteki bu durum, ideolojik çelişkinin ötesinde, neredeyse saygısızlık sınırında. “Efsane başkan” bu durumu görseydi ne derdi acaba? “Benim adımı taşıyan tesiste ‘in cin top mu oynuyor’?” diye sorardı.

Gültepe’nin sokaklarını adım adım arşınlayan merhum Erten ordaki çocuklar sokak arasında oynarken ya da uyuşturucu bataklığına adım adım saplanırken üzüntüden kahrolordu herhalde. Zaten o böyle bir duruma asla müsade etmezdi.

Vatandaş görüşleri de durumun ciddiyetini ortaya koyuyor: “Eskiden şehir dışından bile gelenler olurdu”, “İş çıkışı gelip dinlenirdi”… Şimdi geleni de gideni de yok. Bu sadece hizmet kalitesi sorunu değil, sosyal demokrat değerlerin nasıl unutulduğunun trajikomik örneği.

Para var mı yok mu, işte bütün mesele bu

Ekonomik sürdürülebilirlik sorunu da cabası. Ziyaretçi yok, gelir yok, hizmet yok, ziyaretçi daha da yok… Bu kısır döngü, Sisifos’un taşı gibi sürekli aşağı yuvarlanıyor.

“Zarar ediyor” gerekçesiyle kapısına kilit vurulması ihtimali varmış. E tabi zarar eder, kimse gelmiyorsa. Ama asıl zarar, tesisi bu durumda bırakmak. Çünkü bu sadece ekonomik kayıp değil, sosyal ve kültürel bir kayıp da.

Çözüm çok zor değil aslında: Oyun alanlarını aç, çalışma saatlerini uzat, menüyü genişlet… Bunlar büyük yatırımlar değil, sadece biraz irade gerekiyor. Ama galiba o irade başka yerlerde meşgul.

Demokrat Gündem’in gözüyle

Yerel medya olarak bu haberi yapmak kolaydı derseniz, yanılırsınız. Çünkü eleştiri yapmak zordur, özellikle de kendi değerlerinize yakın gördüğünüz bir yönetimi eleştirmek. Ama gazetecilik mesleğinin gereği, bu haberi yapmamızı gerektirdi.

Tesiste ve alanda üç saatlik bekleyiş, sadece haber değil, belgeleme çalışması. Çekilen fotoğraflar, yapılan röportajlar… Bunlar, yerel medyanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü vatandaşın haber alma hakkı, demokratik denetimin temelini oluşturuyor.

Yani denge ve denetleme; işte bütün mesele bu olmalı bağımsız duruşu ve ciddi bir kamu görevi yapması gereken gazeteler ve gazeteciler için…

Çocuklar büyürken, biz ne yapıyoruz?

Sabahattin Ali’nin “Ölümünden sonra bir insanın yaşayıp yaşamadığı, onun adının nasıl anıldığından belli olur” sözü, bu durumun özeti gibi.

Efsane başkan Aydın Erten’in adı hala tesiste yazıyor ve ruhu bu manzarayı üzülerek izliyordur…

Çocuklar büyüyor, aileler başka yerler buluyor, ama bürokrasi hala “tadilat” diyor. Bu sadece bir tesisle ilgili değil, değerlerin nasıl unutulduğu, mirasın nasıl çiğnendiği konusunda da ders veriyor.

Gelecek kuşaklar bizi bağışlar mı?

Bu hikayenin sonunda kim kazanıyor, kim kaybediyor? Çocuklar kaybediyor, aileler kaybediyor, Aydın Erten’in mirası kaybediyor.

Peki kim kazanıyor? Bu sorunun yanıtını umarım düşünür yöneticilerimiz.

Aramamıza, mesajımıza yanıt vermeyen bir kadın başkan, danışmanının durumu ‘kişisel’ algılamaya çalıştığı bir durumda bize maalesef haberimizi yapmaktan ve yanıt beklemekten başka bir iş düşmüyor…

Belki de gelecek kuşaklar bize şunu soracak: “Siz o zamanlar neredeydiniz? Çocukların oyun alanları kapalıyken, tesisler boşken, sosyal demokrat değerler unutulurken ne yapıyordunuz?”

Bu soruya verecek güzel bir cevabımız olsun isteriz. Ama şu anda pek yok gibi görünüyor.

Çehov, ‘Güzellik dünyayı kurtaracak’ demişti

Anton Çehov “Güzellik dünyayı kurtaracak” demişti. Ama galiba güzellik de kurtarılmaya muhtaç. Aydın Erten Rekreasyon Tesisi’ndeki durum, sadece bir tesisteki problem değil, daha büyük bir sorunun semptomu. Bir anlayışın, iradenin, boşvermişliğin, kibrin boşvermişliği gibi..

Umarız bu yazı, bir uyarı niteliğinde olur. Ve umarız yakın zamanda “Aydın Erten Rekreasyon Tesisi yeniden canlandı” başlıklı bir haber yazarız.

O zamana kadar, bekleyeceğiz. Nasıl olsa beklemeye alışığız bu memlekette vesselam!

Boş Bahçenin Şarkısı

Bir zamanlar çocuk kahkahalarıyla çınlayan,
Şimdi sadece sessizliğin sesini duyan bahçeler.
“Nerede herkes?” diye sordu gazeteci,
“Gittiler” dedi rüzgar, “gelmiyorlar artık.”

“Mutluluk” yazıyor tabelada,
Ama içerde sadece sessizlik var.
Aydın Erten’in adı hala orada,
Ruhu gitmiş, sadece harfler kalmış.

Çocuklar soruyor: “Ne zaman açılacak?”
“Tadilat var” diyorlar, “Sabret.”
Sabır tükendi, umut da bitti,
Demokrat Gündem yazdı gerçeği.

Kim okuyacak, kim anlayacak?
Kim çözecek bu muammayı?
Boş masalar, sessiz köşeler,
Ve unutulan bir başkanın rüyası…

İlginizi çekebilir: Macera Parkı kapalı, tesiste ‘derin’ sessizlik

Halide Demir Polatlı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 − 3 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ