DOLAR 32,6278 0.17%
EURO 35,3986 0.24%
ALTIN 2.504,821,53
BITCOIN 1847348-2,75%
İzmir
32°

AÇIK

üst menü altı

ARTIK SAAT 22.00'yi BEKLİYORUZ

ABONE OL
9 Eylül 2022 10:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İzmir Büyükşehir Belediyesi kentin kurtuluşunu ve Milli Mücadele’nin kesin zaferini müjdeleyen 9 Eylül 1922’nin 100’üncü yıldönümünü tarihi etkinliklerle kutluyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 9 Eylül özel gösterisi için hazırladığı Gündoğdu Meydanı’ndaki dev sahne geceye özel hazırlanan prodüksiyonun ardından megastar Tarkan’ın konserine de ev sahipliği yapacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmirlilerin kutlamalara katılımını kolaylaştırmak için trafik ve toplu ulaşımda düzenleme yaptı.

Bugün (9 Eylül 2022 Cuma) ,otobüs, metro, tramvay ve vapur seferleri sıklaştırılacak, Konak ve Alsancak’ta bazı noktalar trafiğe kapatılacak. Büyükşehir Belediyesi bu tarihi kutlamalara katılacak İzmirlilerin trafikte sorun yaşamamaları için de özel araç yerine toplu ulaşım kullanma çağrısı yaptı.

 

*- BU KADINLARI KUTLAMALI

 

Notlarımın arasında kalmış…

Ama her zaman geçerli olduğu için Hatice Akış’ın uyarısını paylaşmak istiyorum.

Sanıyorum iki ay kadar önceki bir olay…

Hatice Hanım şöyle demiş:

‘Bugün için (iki ay önce) Urla Çeşmealtı’nda; domates, biber, barbunya, fasulye satan arabaya dikkat edin.

Tartının esas tartan bölümünde siyah bant yapıştırılı!

Bunlara dikkat edin!

Domates kasası 21 kg geliyor,  bunlar 32 kg. parası alıyor!

Dikkat edin!

Lütfen dikkatli olun! 

Bizzat ben kendim yakaladım kaçtılar…’

Dikkati çekmek için Hatice Akış Hanım adeta kendini parçalamış…

Neden?

Halkın aldatılmasını, kandırılmasını önlemek için…

Yıllar önce yaşamış ve anlatmıştım;

Bornova’da güğüm ile süt satan köylü kıyafetli biri, ben dahil herkesi aldatmıştı.

Tesadüfen bir ya da iki yıl sonra onu yakalamıştım…

‘Paranı vereyim!’ dedi ama yine de nasibini benden aldı…

‘İyi mi yaptım?’

Bu tartışmalı bir konu…

Urla Çeşmealtı’ndaki olaya iki ay önce yorum yapan Nural Tura, Hatice Hanım’a şöyle seslenmiş:

‘Plakasını alıp polise bildirseydin.

Geçen gün, ben de barbunya alacaktım, kilodan ve hareketlerinden şüphelendim, kendi tartımı çıkardım, ‘Bak bende tartacam!’ dedim ve tarttım 3 kilo geldi…

Ama poşet bile 3 kiloda parçalanmış, komşularınki hiç yırtılmamıştı.

Şüphelendiğinde polisi ara bir daha…’

Güzel ama yine tartışılacak bir konu…

Bazısı ‘Polisin işi mi?’ diyecek, kimisi ‘Zabıta ne yapıyor?’ diyecek…

Kimisi de, bir zamanlar televizyon reklamını hatırlatacaktır…

Kar yağıyor ve soğuktan titreyen bir apartman sakini pencereyi açıp bağırıyor;

‘Yönetişimiz uyuyor mu? Yetiş ‘İ.cam)!’ diye…

Kayyum Belediye Başkanı Kaymakam Bey de bir yerlere gelmiş müdürler de bu reklamı anımsayacaklardır…

Sakın üzerlerine alınmasınlar…

Bir Urlalı vatandaşımız da konuyla ilgili şunları söylüyor:

‘Bunlar genelde iki ya da üç kişi oluyorlar ve hareketleri, bağırışları ile dikkati başka yöne çekiyorlar.. Eve gidince ‘Acaba!’ diyerek aldatıldığınızı anlıyorsunuz…’

Şimdi de size Bursa’daki bir fırıncının kaleminden çıkanları anlatayım:

 

*- YAŞANMIŞ OLAY

 

‘Bursa’nın en çok ekmek satan fırınlarından birinin sahibiyim.

Her gün satılan binlerce ekmek diyebilirim.

İçeri giren çok olur ekmek ister, genelde veririz ‘bedava’ diye alır gider.

Üst kattayım, kameralara bakmaktayım.

Bir abla var, ilk defa karşılaşmaktayım. Kapının önünde 10 dk. oldu, bir sağa bir sola dolanıp durdu.

‘Kuyumcu olsak hırsız sanki bizi soyacak!’

Ama ne öyle bir hali var, ne de akılsız değil ya fırını soyacak kadar.

Baktım ki içeri gireceği yok.

İndim aşağıya, geçtim tam karşısına, ‘Ablacığım bir şeye mi baktın?’ dedim.

‘Yok abi, rahatsız ettim sizi, hayırlı işler’ dedi ve yola doğru ilerledi.

Elini tutan minik kız çocuğu çekiştiriyor: ‘Anne ne olur gitmeyelim’ diyordu.

Seslendim ablaya, ‘Kardeşim bana bir bakar mısın?’

Duymamış gibi yaptı, ama ikinci de durdu ve dönüp baktı.

‘Ablacım dedim vaktin varsa buyurun içeriye’

Konuşmadı, çocuğunun yüzüne baktı başını salladı, dükkanıma adım attı.

‘Bak abla’ dedim.

‘Bizim bu dükkana çok ekmek almaya gelen olur, parasız alırlar. Biliyorum bazen de beni kandırıyorlar. Ama olsun diyorum, ben bunun bereketi ile binlerce satıyorum.

Ama dikkat ettim sen üç defa döndün kapıdan tam içeri girecekken.

Var mı ihtiyaç?

Ne olur varsa söyle…’

Çaylarda geldi o arada, işaret ettim ve istedim masaya simit ve poğaçada…

‘Önce yiyin sonra konuşalım!’ dedim.

 

*- AÇTILAR

 

O çocuğun ve ablanın çiğnemeden, ağzındaki bitmeden tekrar ısırışlarına şahitlik ettim.

Aç kardeşim bunlar, böyle mi yer aç olmasalar!

Abla bir nefes aldı, ikinciye gelen çaydan yudumladı ve başladı anlatmaya:

‘Abi, dün eşim eve bir kadın getirdi. Terk edin hemen burayı, dedi.

Evden çıktığımda saat gece ikiye gelmekteydi.

Önce bir otobüs durağında oturduk.

Sonra baktım ki başımıza bir hal gelecek, bir karton bulduk ve Emirsultan Mezarlığı’nda uyuduk…’

‘…Tamam da beş kuruş vermedi ki adam bana. Çıktık işte bir mont ve küçük bir çantayla.

Acıktık tabii sabah olunca. Ama beş kuruş yok ki yanımda. Bir akrabam var ama o da çok uzakta. 20-30 TL lazım ki gideyim yanına Telefonumu da vermedi, satacak besbelli. Arayamadım da kimseyi.

Acıkınca da, kızım da elimden tutup senin fırının önünde durunca, girmedim içeriye istemeye utandım.

Bak nasıl gülüyor evladım, karnı doydu, diye.

Sevindirdin ikimizi de. Allah razı olsun, bu dükkânın hep müşteri ile dolsun’ dedi.

 

*- BÖYLELERİ DE VAR

 

Annem vefat etmişti geçen hafta. Oturuyordu 21 yıldır alt katımda. Aklıma orası geldi bir an da.

Hem boş, hem de eşyalı.

Şimdi götürsem eve bu ablayı hanım ne der acaba?

Anlattım ablaya.

Burada çalışmak ister misin dedim?

çocuğun ile gel hem karnını doyur hem de yardım et .

Zaten başka çaresi de yoktu.

Öyle sevindi ki, ayağa kalktı elimi öpmek istedi.

Eşimi aradım, o da çok sevindi.

‘Ben gelip onları araba ile alayım hemen’ dedi.

Üç aydır abla iş saatinde yanımda, akşam alt katımızda. Çok mutlular kızıyla.

Kira almıyoruz, faturaları biz ödüyoruz, evladımız yok onun kızını evlat gibi seviyoruz.

Bugün baktım, bir kadına iki ekmek verdi.

Parasını istemedi.

Sonra çantasından para alıp kasaya bırakıverdi.

O da birine iyilik yapmak istemişti.

Sesimi çıkarmadım.

Görmemiş gibi yaptım…’

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP