Atatürk’ün gençlere armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Balçova’da coşkulu bir konserle kutlandı.
Hergele Grubu’nun Adalet ve Demokrasi Parkı’nda verdiği konser sonunda konuşan Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit, ‘Gençlerle birlikte mücadele edersek aydınlık günler çok yakındır” dedi.
Gençlerin ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği, Türk bayraklarıyla katıldığı konsere eşi Ayşegül Yiğit ile.birlikte katılan Onur Yiğit, “Bugün çok özel bir gün. Bağımsızlık mücadelesinin kurtuluş meşalesinin yandığı gün.Bu meşaleyi Büyük Atatürk yaktı. Ruhu şad olsun. Saygıyla önünde eğiliyorum. 1918’de düşman kuvvetleri geldiğinde bir cümle kurdu: “Geldikleri gibi giderler.” Ve sözünde durdu, geldikleri gibi gittiler ve arkalarına bile bakamadılar. Bu çok kolay olmadı. Ülkemiz dünya savaşından sonra bitap düşmüş haldeydi. Anadolu insanı yorgundu.
Onları ateşleyecek bir güce ihtiyaçları vardı. O da Atatürk’tü. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastı. Büyük direniş için o gün orada o ateşi yaktı. Bu durum bize örnek olmalı. Aynı duruşla, aynı inanışla, aynı cesaretle çalışırsak çabalarsak bugün kırmızılaşan haritayla birlikte, genç başkanlarla birlikte ama en çok da sizlerle birlikte, gençlerle birlikte mücadele edersek aydınlık günler çok yakındır. Yaşasın gençler, yaşasın Balçova, yaşasın Türkiye” diye konuştu. Yiğit konuşmasının sonunda Hergele Grubu’na çiçek vererek teşekkür etti.
ÇELENK SUNULDU
Balçova’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nda gerçekleşen çelenk sunma töreni ve ardından Ekonomi Üniversitesi amfi tiyatroda düzenlenen törenle devam etti.
Ayrıca kutlamalar kapsamında Balçova ve Narlıdere minik basketbol takımlarının dostluk maçı gerçekleşti. Başlama öncesi hava atışını Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit ve Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun ile birlikte yaptı.
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, katıldığı bir youtube programında Türkiye’nin deprem riskine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Görür, en çok endişe ettiği bölgenin Tunceli yöresi olduğunu belirtti ve üç il ismi vererek uyardı: “Tehlikeli bir duruma gelmiş artık. Deprem üretme zamanı dolmuş.”
Görür, programda iyi bir jeolog olmanın püf noktalarını paylaşırken, araziye çıkmanın önemine vurgu yaptı. Ayrıca, hocası İhsan Ketin ile yaşadığı ilginç bir anısını da anlattı; evlendiği için hocasıyla 6 ay küs kaldığını dile getirdi.
“Defalarca uyardık ama hiçbir şey yapılmadı” diyen Görür, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin olacağını önceden bildirdiklerini ancak gereken önlemlerin alınmadığını belirtti.
DEFALARCA UYARDIK AMA HİÇBİR ŞEY YAPILMADI
Hükümete raporlar yazdıklarını ancak uyarılarının dikkate alınmadığını ifade etti. Görür, “Gerekli uyarıları haddinden fazla yaptık. Cumhurbaşkanlığından tut bakanlara kadar, o bölgenin milletvekillerine, belediye başkanlarına, valilerine kadar buraya deprem gelebilir, kentleri hazırlayın dedik ama hiçbir şey yapılmadı” şeklinde konuştu.
MARMARA VE İSTANBUL İÇİN BAS BAS BAĞIRIYORUZ
“Marmara ve İstanbul için bas bas bağırıyoru” diyen Görür, Marmara Bölgesi ve İstanbul için depreme hazırlık çağrısında bulundu. 6 Şubat öncesinde dikkat edilmediğini ve binlerce insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
KORKUYORUM Kİ TARİH TEKERRÜR EDECEK
Prof. Görür, “Marmara’da önlem alın diyoruz ki 6 Şubat depremleri tekerrür etmesin. İnsanlarımız ölmesin diye bas bas bağırıyoruz. Ama siyasi iradenin, halkımızın umursadığı da yok. Korkuyorum ki yine tarih tekerrür edecek” dedi.
“En çok endişe ettiğim yer” olarak nitelendirdiği üç il için uyarılarda bulunan Görür, Tunceli yöresinin önemine dikkat çekti.
DEPREM ÜRETME ZAMANI DOLMUŞ
Görür, “Erzincan, Bingöl-Karlıova arası endişe ettiğimiz yer. Deprem olma periyodu dolmuş, tehlikeli bir duruma gelmiş artık. Deprem üretme zamanı dolmuş” diyerek uyardı.
Görür, “Depremi durduramıyoruz” diyerek, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini söyledi.
Yerbilim uzmanı Görür coğrafyamızda depremlerin 13 milyon senedir devam ettiğini ve bu gerçeği kabul etmenin önemine vurgu yaptı ve “Biz bu coğrafyada yaşayacaksak, burayı yurt tuttuysak, bir gecede binlerce insanımızı toprağa gömmek istemiyorsak oturduğumuz yerleri deprem dirençli yapacağız. Çünkü depremi durduramıyoruz” dedi.
Bursa’da eşi Sabriye Arıç’ı 32 yerinden bıçaklayarak yaralayan ve ‘Eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklu yargılanan Ertan Arıç’a verilen 18 yıl hapis cezası, olay sonrası ambulans çağırması, pişmanlık duyması ve yargılama sürecindeki iyi hali dikkate alınarak 15 yıla düşürüldü.
Olay, 3 Mayıs 2022’de Karacabey ilçesinde bir evde meydana geldi. Dört çocuk babası Ertan Arıç, eşi Sabriye Arıç ile ‘kıskançlık’ sebebiyle tartışmaya başladı.
Hurdacılık yapan Arıç, tartışmanın büyümesiyle ekmek bıçağı ile eşini bacakları ve karın bölgesi olmak üzere toplam 32 yerinden bıçakladı. Kadın kanlar içinde yere yığılırken, kaçan şüpheli telefon ile arayarak 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bilgi verdi.
Kısa sürede belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, kadını ambulansla Karacabey Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Kadın tedaviye alınırken, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri kaçan şüpheliyi aynı gün yakaladı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Ertan Arıç, tutuklandı.
Bursa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan yargılanan Ertan Arıç, duruşmalarda savunma yaparak, olay öncesinde eşinin kendisine ilişki yaşadığını öğrendiği bir kişi ile tartıştığını belirtti.
Karısı ile konuşmak için evine gittiğini ve olayın bu sırada meydana geldiğini ifade etti. Arıç, pişmanlık duyduğunu ve amacının eşini korkutmak olduğunu iddia etti.
Eş Sabriye Arıç da duruşmalarda, eşinin uyuşturucu kullanması sonrası değiştiğini ve şiddet uygulamaya başladığını belirtti. Ancak mahkemede, şikayetinden vazgeçtiğini ve eşini hala sevdiğini ifade etti.
Yargılama sonucunda Ertan Arıç’a verilen 18 yıl hapis cezası, ambulans çağırması, pişmanlık duyması ve yargılama sırasındaki iyi hali dikkate alınarak 15 yıla indirildi. Mahkeme, tutukluluğunun devamına karar verdi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, tasarruf tedbirleri kapsamında taşra teşkilatlarında yeniden yapılandırma çalışmalarına başladı.
Bakan Mehmet Şimşek, bu kapsamda yapılan çalışmalara ilişkin olarak, “İlk aşamada 100, ikinci aşamada da 200 olmak üzere toplam 300 mal müdürlüğünün kapatılması sağlanacak” dedi.
Bakan Şimşek, tasarruf ve verimlilik çalışmaları kapsamında malmüdürlüklerinde yapılacak değişikliklere dair açıklamalarda bulundu.
Malmüdürlüklerinin muhasebe ve diğer saymanlık hizmetlerini yürüttüğünü hatırlatan Şimşek, “Tasarruf tedbirlerine yönelik Cumhurbaşkanı Genelgesi’yle birlikte Bakanlığımıza bağlı malmüdürlüklerinin yeniden yapılandırılması talimatını verdim. İlk aşamada 100, ikinci aşamada da 200 olmak üzere toplam 300 malmüdürlüğünün kapatılması sağlanacak.
Malmüdürlüklerinin yürüttüğü görevler, artık hizmet birleştirilmesiyle il merkezlerinden veya belirli kriterlere göre seçilmiş başka bir malmüdürlüğümüz tarafından gerçekleştirilecek.” şeklinde konuştu.
Şimşek, bakanlığının taşra teşkilatlarının yeniden yapılandırılmasıyla hedeflenenler arasında, kaynak kullanımında etkinlik, hizmet kalitesinin artırılması, teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme ile personel ve iş gücü yönetimi olduğunu ifade etti.
Tasarruf tedbirleri kapsamında atılan adımların, taşra teşkilatlarına tahsis edilen kaynaklarda önemli bir tasarruf sağlayacağına dikkat çeken Şimşek, “Kaynaklar daha verimli kullanılacak, gereksiz harcamalar önlenecek. Muhasebe hizmetlerinin merkezden yürütülmesi, iş süreçlerin hızlanmasını ve hata oranlarının azalmasını sağlayacak. Böylelikle kamu hizmeti kalitesi daha da yükselecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Şimşek, teknolojik sistemlerle kamu mali yönetiminde dijital dönüşümü hızlandırarak, kamu hizmetlerinin daha şeffaf ve izlenebilir hale gelmesini sağlayacaklarını belirtirken, bu süreçte iş gücü yönetiminin de önemli olduğunu vurguladı.
Son olarak Şimşek, “Teknoloji ile kamuyu küçültürken, hizmet kalitesinden de ödün vermeyeceğiz, müdürlüklerimizin bugüne kadar yürüttüğü hizmetlerde hiçbir şekilde aksama olmayacak.” şeklinde konuştu.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin devam eden soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı: 3 polis adliyeye sevk edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin soruşturma, firari sanık Serdar Sertçelik’in iddiaları üzerine başlatılmıştı. Bu kapsamda, suç işlemek için anlaşma, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma ve suçluyu kayırma suçlarından harekete geçirilen soruşturma devam ediyor.
Soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan 7 şüpheliden 3’ünün emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Firari sanığın iddiaları üzerine gözaltına alınan 3 emniyet görevlisi sabah saatlerinde Ankara Adliyesi’ne getirildi.
Şüpheliler, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde yapılan sorguların ardından adliyede soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısına ifade vermek üzere bulunuyorlar.
Diğer şüphelilerin ifadelerinin alınması için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde işlemlerin sürdüğü ve işlemlerin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilecekleri öğrenildi.
News
