Sevgili Okuyucularım:
Genelde tatil günleri güzelliklerden söz etmek isterin, adetten olduğu gibi.
Ancak ekonomik sıkıntılardan olmalı ki, hırsızlık ve dolandırıcılık olayları çevremizden de duyduğumuz gibi oldukça arttı.
İstanbul Valisi açıklamıştı, bilişim suçlarının yani dolandırıcılıkların ne kadar arttığını, rakamlarla…
Sürekli takipçilerimizden, Urla’dan komşumuz Haluk Narbay bir akademisyenin bir süre önce kaleme aldığı ve sosyal medyada oldukça fazla tıklanma rekoru kıran mektubunu paylaştı.
Benzer olayı benim de tanıdığım ünlü bir profesöre de uygulamak istemişler, son anda bu isteklerine kavuşamamışlardı.
Konu önemli…
Geçen yıl olması geçiştirilecek bir nokta değil.
Yarın da içimizden birinin başına gelebilir.
Bunun için Haluk Narbay’a teşekkür ediyor ve duyuru ile uyarımı yapıyorum:
*- ELLERİ UZUN
‘Sabah, saat 10.30’da internet üzerinden bağlı olan ev telefonumdan kendisini Terörle Mücadele Şb, Md. Hakan Kutlu olarak tanıtan ve sicil numarasını da benimle paylaşan kişi benim adıma 24 tane daha cep telefon hattı alındığını, Fetö Terör Örgütünden bu telefonları kullanan kişileri yakaladıklarını ve tek tek isimlerini yazdırarak bu kişileri tanıyıp tanımadığımı sordular.
Yakaladıkları bu kişiler beni tanıdıklarını ve benimde bu işlerin içinde olduğumu ve bu hatları benim alıp onlara verdiğimi söylediklerini ama kendilerinin 6 aydır yaptıkları teknik takiple benim suç ile ilintili biri olmadığımın anlaşıldığını ancak telefonda bazı bilgileri teyit etmem gerektiğini söylediler.
Benimle toplam 19 isim ve 24 telefon numarası paylaşıp bunları tanıyıp tanımadığımı ve bu tlf numaralarını hatırlayıp hatırlamadığımı tek tek sordular ve bu isim ve numaraları kendi el yazımla yazmamı, daha sonra Savcılığa gelip ifade vereceğim zaman bu el yazılı belgeyi ifade tutanağına eklemem gerektiğini söylediler.
Bu arada benimle ilgili detaylı bilgiye sahip olduklarını da konuşmalar sırasında anladım.
Bir hafta önce gittiğim Bodrum’da kaldığım otele kadar ablamın adı ve oturduğu semt ve eniştemin adı ve öldüğünü bilecek kadar bilgi sahibiydiler ve tüm bu benimle ilgili bilgileri de Cumhuriyet Savcısı Ahmet Akça tarafından 6 ay süresince yapılan teknik takip ile elde edildiğini söylediler.
Bu teknik takip sırasında, benim saygın bir üniversite hocası olduğumu ve adı geçen yapılanma ile gerek çalışma hayatım ve gerekse emeklilik sırasında herhangi bir ilişkimin olmadığı kanaatine ulaştıklarını ancak adıma alınan hatlarda bylock uygulaması olduğunu ve benim telefonumda da olup olmadığını sordular.
Bu arada ben sürekli ‘tamam anladım, teşekkür ederim ama benden ne istiyorsunuz?’ diye soruyorum ve ‘neredeyseniz oraya geleyim, yazılı ifade vereyim’ diyorum.
‘Yok biz şimdi öğleden sonra operasyon başlatacağız, sadece sizi bilgilendirmek ve sözlü ifadenizi almak istiyoruz’ dediler.
Bu arada tlf kapandı ve yeniden aradılar.
536 ile başlayan bir cep telefonundan aranıyorum ama numarayı yazamadım ve tlf numda internet üzerinden bağlı olduğu için sonrasında aranan numarayı da göremedim.
Tüm bunlar olurken tlf nu bazen kendisini Sav. Ahmet Akça, bazen Emniyet Amiri Yavuz Öztürk ve bazen de Terörle Mücadele Şb Amiri Hakan Kutlu diye tanıtan kişilerle konuşuyorum.
Hepsi saygılı ancak ağızları çok kalabalık, endişeli heyecanlı ve arkadaki seslerle sizi gerilime sokacak şekilde konuşuyorlar.
*- İNANMAYIN, KANMAYIN
Bu arada benim 11 Ekim 2021 de polisleri eleştiren bir sosyal medya paylaşımımı da bildiklerini söyleyerek örtülü bir biçimde tehdit ettiler.
Tamamen beni korumak ve bana ait banka hesaplarını ve kredi kartlarımı korumak amacıyla hesaplara bloke koyacaklarını söylediler ve tabii sadece bir banka dışında hesabımın olmadığını öğrendiler.(tüm bunlar olurken ev tlf ile onlarla konuşurken cep tlf nunmdan bankacımla yazışarak onu uyardım ve kendisinin tüm hesaplarıma anında bloke koymasını sağladım)
Bu arada kopyalanan kredi kartımla bir eczaneden 17.500 tl lik ilaç alınıp terör örgütlerine yollandığını söylediler.
‘Benim böyle bir harcamam yok olsa kart bilgilerimde görürdüm’ dedim, ‘göremezsiniz çünkü kopya kart ‘ dediler.
Bankacıma ne kadar güvendiğimi sordular, en son bankaya ne zaman gittiğimi araba ile mi toplu taşımayla gittiğimi sordular.
Miktarı paylaşmamı istemeden döviz hesabımın olup olmadığını sordular, ben hala ara ara sözlerini kesip ‘bunları neden benimle paylaştıklarını ve benden ne istediklerini’ soruyorum ama yanıt alamıyorum.
Sadece ‘operasyona başlayacağız siz devletine bağlı bir vatandaş olarak bize yardımcı olacaksınız’ deyip bir de bunun için yemin ettirdiler.
Bu konuşmalar tam 2 saat sürdü, ben ‘çok sıkıldım ve artık kapatmak istiyorum, size de başarılar diliyorum’ dedim ancak bitmedi.
Tamamen beni korumak ve adı geçen bankadaki hesaplarımı koruma altına almak için bankadan o anda gelen mesajdaki şifreyi paylaşmamı istediler.
Bende ‘üzgünüm şifreyi sizinle paylaşamam’ dedim ve ip orda koptu.
O ana kadar ‘sayın hocam’ hitabı hanımefendiye döndü ve ses yükseldi tehdit başladı.
‘Biz sizi bu dosyadan ayrı tutup sizi korumak için uğraşıyoruz siz bize güvenmiyorsunuz, yoksa biliriz sizi buraya getirmeyi’ deyip sözde telsizi alıp anons geçerek benim tutuklama emrinin hemen çıkartılarak evimden alınıp getirilme emrimi verdi.
Bende ‘şimdi üstümü giyinip iniyorum ve sizi bekliyorum’ dedim.
Tabii gelen giden olmadı, ben de hemen en yakın karakola gittim ve yarında savcılığa gideceğim.
*- SONUÇ OLARAK
Söylemek istediğim şudur ki;
fevkalade örgütlü ve inanılmaz detay bilgilerle karşınıza çıkıyorlar, benim düzeyimde insanlara bile ‘acaba mı, gerçekten polis olabilirler mi?’ diye düşünecek kadar profesyoneller.
Çok şükür ki sadece 2 saatim gitti, sorduğum sorularla zaman zaman köşeye sıkıştılar ama yılmadan devam ettiler, emellerine ulaşamadılar o nedenle çok sinirlendiler ama denemekten de asla vazgeçmeyecekler, Polisin de pek yapacağı bir şey yok sanki emniyettin bilişim suçları bölümü mutlaka ilgileniyor ve yakalıyorlardır ama her seferinde bir başka yol ve yöntemle bizim gibi suçtan ve polisten korkan, yaşamını düzgün ve dürüst yaşamış insanları da dolandırmak için çaba içindeler,,,’
YORUMLAR