Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Müjdat Çalış

Başınıza gelmeden birşeyi kavrayamayan cehaletiniz

Bazılarınız var ki, başına gelmeden hiçbir şeyi anlamıyor. Mümkün değil. Biri size saatlerce savaşın ne demek olduğunu anlatsa, siz yine de elektrik faturasını zamanında ödemediğinizde gelen SMS’i daha trajik buluyorsunuz. Çünkü siz, ağrıyı yalnızca kendi başınız ağrıdığında tanıyorsunuz.

Komşunun çocuğu açken “bilmem kaç kaloriyle de yaşanır” dersiniz, ama kendi çocuğunuz kahvaltıya zeytin bulamayınca kıyamet senaryoları yazarsınız.

Empati mi? O da ne? Sanki katalogdan seçilen bir lüks tüketim ürünü. “Denemedim ama tavsiye ederim” kafasında yaşıyorsunuz. Ne zaman bir grev görseniz “şımarıklar” diyorsunuz, ama aynı hak sizin cebinizden uçup gittiğinde “bizi soyuyorlar!” çığlıkları atıyorsunuz.

Demek ki mesele ilke değil, ilikle ilgili. Ceketinizin düğmesine kadar dokunulmazsanız özgürlükçüsünüz, ama biri omzunuza değdi mi “anarşi var!” diyorsunuz.

Çok özür dileyerek söylüyorum ama siz, insani duyarlılığı ancak kullanma kılavuzuyla çalıştırabilen bir nesilsiniz. Ve kılavuzu da okumuyorsunuz. Okusanız da anlamıyorsunuz. Çünkü orada yazanları yaşamış olmanız gerekiyor sizin için. Aksi halde “duygu sömürüsü” diyorsunuz, “abartıyorlar” diyorsunuz.

Ölen insanların ardından “kaçak mıydı binaları?” sorusunu sormayı marifet sayıyorsunuz. Çünkü yıkılmamış bir evde, sapasağlam koltukta oturarak, yıkıntının mantığını tartışmak sizin uzmanlık alanınız.

Şimdi size yeni bir kavram tanıtmak istiyorum: Ön-sezi. Hani olur ya, başınıza gelmeden önce bir şeyin kıymetini anlayabilmek. Bir ihtimali düşünerek ahlaki bir tutum almak. Bilmem zor mu geldi? Evet, zor. Çünkü siz, beyninizi sadece “haksızlık bana yapılınca” moduna alıyorsunuz. Geri kalan zamanlarda ise tatilde. O yüzden size her şeyi yaşatarak öğretmek gerekiyor. Empati değil de şok terapisiyle çalışıyorsunuz.

Şöyle düşünün: Siz karanlıkta kalmadan elektriğe değer biçemiyorsunuz. Susamadan suyun önemini kavrayamıyorsunuz. Bu yazı, başına geleni başkalarına anlatmadan önce, başkalarına geleni başına gelmeden anlayamayanlara yazıldı.

Bu yazı, ağrıyı hissetmediği için var saymayanlara yazıldı.

Bu yazı, sadece kendi yanığına üzülen kibrit kafalara yazıldı.

Ama ne yazık ki, gerçekler size sabırlı davranmıyor. Onlar kimseyi beklemiyor. Yani başınıza gelene kadar anlamadığınız her şey, başınıza geldikten sonra da işinize yaramıyor. Anlamışsınız ne olacak? Geçmiş olsun.

O yüzden rica ediyorum, bir gün de empatiyle anlayın. İlla ki başınıza gelmesin. Zira bu hızla gidersek, sıradaki felaketin başı kalabalık olacak. Ve siz yine, “nasıl oldu da bu başımıza geldi” diyerek kalabalığın içinde kaybolacaksınız.

Müjdat Çalış

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fourteen − 8 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ