Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yaşar Eyice

BİRBİRLERİNİ SUÇLUYORLAR

Amerikan basını gerek yazıları gerekse çizerleriyle Başkanlarına ateş püskürüyorlar.

Ukrayna görüşmelerinde Putin’e mağlup olduklarını iddia ediyorlar.

Çarşamba günü Rusların işgalini bekliyorduk, olmadı…

Herkes rahat bir nefes aldı.

Bugün ise Reuters haber ajansının haberine göre, Muhaliflerden Ukrayna hükümetine havan saldırısı suçlaması yapıldı!

Ukrayna'nın doğusundaki Rusya yanlısı muhalifler Perşembe günü Kiev hükümet güçlerini, çatışmayı sona erdirme amaçlı anlaşmaları ihlal ederek topraklarına havan topu saldırısı yapmakla suçladılar.

İngiliz Reuters haber ajansının geçtiği habere göre, muhalifler Ukrayna hükümetine bağlı güçlerin son 24 saat içinde 4 kez ateş açtığı suçlamasını yönelterek, ölü ya da yaralı olmadığına dair tespit etme çalışmalarının sürdüğünü ifade ettiler.

Ukrayna'daki Rusya yanlısı muhaliflerin iddiaları ardından olayların ne kadar ciddi olduğu ise henüz netlik kazanmadı.

Rusya Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması, Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlıları tarafından kurulan yönetimlerin tanınması için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e çağrıda bulunulmasına yönelik kararı gündemine almıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise dün yaptığı açıklamada Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlıları tarafından kurulan yönetimlerin tanınmasının Minsk Anlaşması ile bağdaşmayacağını belirterek, Putin'in bunu yapmayacağının sinyalini vermişti.

 

*-  TÜRK- UKRAYNA YAPIMI

 

Kaç zamandır, biz dahil bütün dünyayı meşgul eden en önemli konulardan biri de ‘Ukrayna!’

Öyle ki, özellikle Amerikalılar açık ve net hatta kendilerine göre tarih bile vererek, ‘Ruslar Ukrayna’yı işgal edecek!’ dediler…

Ama evdeki hesap çarşıya tutmadı gibi…

Biliyorsunuz;

Bizim Dışişleri mecbur kalmadıkça Türk vatandaşlarının Ukrayna’ya gitmemelerini istedi…

Türk Hava Yolları, biletli yolcularına ‘istedikleri takdirde biletlerini iade edebileceklerini’ açıkladı…

Ukrayna Parlamentosunda geçenlerde Türk Bayrağı da açılmıştı…

Bizim de iyi ilişkilerimiz olan bir ülke…

Ben ilişkimizi başka yönden dillendireceğim:..

‘KLONDIKE’yi anlatacağım:

Maryna Er Gorbach’ın yönetmenliğini, Mehmet Bahadır Er’in ortak yapımcılığını üstlendiği Ukrayna-Türkiye ortak yapımı ‘Klondike’ filmi, ‘Avrupa Prömiyerini’ 72. Berlin Uluslararası Film Festivali’nin “Panorama Bölümü”nde yaptı.

Bu yıl 10-20 Şubat tarihleri arasında düzenlenen Berlin Film Festivali'nde “Klondike” filminin galası ZooPalast sinemasında gerçekleşti.

Ukrayna Devlet Film Ajansı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve TRT 12 Punto ortak yapımı “Klondike”, festivalde gerçekleştirdiği Avrupa prömiyeri sonrası seyirciyle bir araya geldi.

Filmin sunumu Berlin Film Festivali yöneticisi Mariette Rissenbeek tarafından yapıldı.

 

*- BUGÜN YAŞANIYOR GİBİ

 

Mariette Rissenbeek konuşmasında Klondike’nin 2014 yılında geçen bir film olmasına rağmen gerçekliği neredeyse bugün yaşanıyormuşçasına hissedilen sanatsal bir başyapıt olduğunu vurguladı. 

Yönetmen Maryna Er Gorbach ile filmin ortak yapımcılığını üstlenen Mehmet Bahadır Er, Berlinale'de olmaktan mutlu olduklarını dile getirirken; filmin hikayesinin çok sıcak bir gündem olduğunu ve filmin Ukrayna'nın sesi olması, sekiz yıldır süren şiddet ve işgali seyirciye aktarabilmenin çok önemli olduğunu dile getirdiler. 

İlk kez fiziki olarak seyirci ile buluşan film ekibi izleyenlerden de övgü aldı.

 Filmi izlemeye gelen seyirci ile uzun süren soru cevabın ardına ekip ve seyirci sinema çıkışında da film hakkında konuşmaya devam etti.

 

*- HAMİLE KADININ HİKÂYESİ

 

Ukrayna – Rusya sınırında yaşayan, köyü ayrılıkçı gruplar tarafından kuşatılmış olmasına rağmen evini terk etmeyi reddeden hamile bir kadının hikayesine odaklanan film, sivil bir yolcu uçağının 17 Temmuz 2014’de Ukrayna’da düşürülmesi olayını da beyaz perdeye taşıyor. 

Ukrayna-Türkiye ortak yapımı "Klondike" filmi dünya prömiyerini 20-30 Ocak'ta çevrimiçi düzenlenen Sundance Film Festivali'nin ana yarışma bölümüne yaparak "En İyi Yönetmen" ödülünün sahibi olmuştu.

 

*-  AÇIKLAMA BEKLİYORUM

 

30 Ekim Depremini unutmadık, unutamayız!

Aradan çok uzun zaman geçmedi!

Ama bunu bir de evlerinden barklarından, mallarından daha da önemlisi canlarından olanlara sorun bakalım, ne diyecekler?

Her siyasi bir şeyler söylüyor da, elle tutulur gözle görülür, daha da önemlisi acaba acılar unutturuldu mu?

Kaç kişinin yaraları sarıldı?

Kaç kişi memnun, mutlu gibi?,,,

‘Gibi’ diyorum, çünkü hiç kimse bir şekilde mutlu olamaz…

Mutlaka bir yerleri sızlıyordur!

Ya kalbi, ya beyni ya da burnu!

Biliyoruz;

Birçok ev ‘Ağır hasarlı’ denilerek yıkıldı…

Birçok ev boşaltıldı…

Ama neredeyse hiçbiri müteahhitlerle anlaşamadı…

Anlaşma yapanlar, ceplerinden kendi daireleri için 400- 600 bin lira vermeyi kabul ettirenler de beklemede…

Çünkü müteahhitler şimdi fark istiyorlar…

Bir ara doları tutturdular kendilerini haklı göstermek için, şimdi de ekonomik durumu…

Tabii ki onların yüzde 8 gıda KDV’leri ile ilgileri yok…

Domates, biber, patlıcan demiyorlar…

Dedikleri: demir ve çimento fiyatları….

Dedikleri; inşaat malzemeleri ve işçilik ücretleri…

Dedikleri; ‘usta yok!’

Belki duydunuz depremzedelerin bir kısmı haklarını savunabilmek için ‘örgütlenme’ yoluna başvurdu ve dernek kurdu…

Biliyorum, ‘örgüt’ sözcüğü çoğunluğumuz tarafından hoş karşılanmaz…

Çünkü akıllarına, aklımıza ‘örgüt’ denilince hoş olmayan şeyler gelir…

İşte bu hak arayanlar bir araya geldiler, İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) kurdular, Manavkuyu Mahallesi 275/2 Sokak No:4/1, 35535, Bayraklı / İzmir adresinde buluştular ve yönetim kurulu başkanlığına da Haydar Özkan’ı getirdiler.

17 Şubat derneğin kuruluşunun birinci yıldönümü…

Saat 13.00’de bir araya gelecekler ve dertleşecekler…

Tabii ki asıl konu verilen sözler…

Yerine getirilenler ile getirilmeyenler…

Bence bir de kendilerinin üzerinden, söylemleri ile beklentilerini karşılamaya çalışanlar kimler?

Ya da sırtlarından kimler ne gibi kazanç elde ettiler?

Bunlar aralarında konuştukları konular..

Bakalım bir cesaret örneği göstererek, tekrar gündeme gelecekler mi?

Bekleyip göreceğiz!

 

*- YUMURTA FİYATLARI ARTMAYA DEVAM EDİYOR!

 

Mehmet Hanifi Gülel'in haberine göre; 30’lu L boy yumurta cuma günü yapılan zammın ardından markette 36,5 liradan 46 liraya yükseldi.

Yüzde 7’lik KDV indirimine rağmen 42,90 TL ile rafl arda yer aldı. Dolayısıyla, yumurta fiyatı KDV indirimine rağmen 36,5 liradan 42,9 liraya yükselerek yüzde 17,5 zam görmüş oldu.

Üreticiler 3 Şubat’ta yumurtayı 95 kuruştan satarken, yemin kilogram maliyeti 5 lira 21 kuruştu.

15 Şubat itibarıyla yemin kilogram maliyeti 5 lira 67 kuruşa çıkınca, üretici 1,10 kuruşa yükseltti.

 

*- ALTIN FİYATLARI YENİDEN YÜKSELİŞE GEÇTİ

 

Altın fiyatları, yatırımcıların Ukrayna’dan kaynaklanan belirsizliklere odaklanmasıyla yeniden yükselişe geçti.

Gram altın da dolar kurunun dar bir fiyat aralığında seyretmesiyle küresel altın fiyatlarındaki yükselişi takip etti.

ABD'li yetkililer, Rusya'nın Ukrayna sınırındaki askerlerinin bazılarını geri çektiği yönündeki açıklamasının doğru olmadığını ve Moskova'nın sınıra ilave 7 bin asker daha gönderdiğini iddia etti.

 

*- ONS ALTIN FİYATI

 

Yatırımcıların Ukrayna’dan kaynaklanan jeopolitik gerginliklere ağırlık vermesiyle yükselişe geçen ons altın, salı günü 8 ayın en yüksek seviyesine 1.878 dolar civarına tırmanmıştı. Rusya’nın tansiyonu düşüren açıklamaları sonrasında yüzde 1’e yakın değer kaybeden ons altın, perşembe günü yeniden yükselerek 1.873 dolar seviyesinde bulunuyor.

 

*- TÜRKİYE'NİN NATO ÜYELİĞİNİN 70'İNCİ YILI

 

Türkiye, 18 Şubat 1952'de NATO'ya katıldı.

NATO'ya katılım belgelerini Ankara'da dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar imzaladı.

Türkiye böylece 12 kurucu üye ABD, İngiltere, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz'den sonra Yunanistan'la birlikte İttifak'ın 3'üncü yılında NATO üyesi oldu.

Türkiye'nin NATO üyeliği sadece siyasi değil aynı zamanda askeri bakımdan önemli bir gelişmeydi. NATO için Türkiye'nin üye olması, güney kanadında hava, kara ve deniz imkanları, güçlü silahlı kuvvetleriyle güvenilir bir müttefik kazanması anlamına geliyordu.

Aradan geçen 70 yılda Türkiye, bulunduğu kritik coğrafyadaki stratejik konumuyla bölgedeki tehdit ve riskleri doğrudan göğüsleyen ilk müttefik olarak NATO'ya katkılar yaptı.

Aynı zamanda NATO da Türkiye'nin güvenlik ve savunmasında temel unsurlardan biri olarak önem taşıyor.

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

19 + 1 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ