Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. İrfan Palalı

HAKETMİYORLAR

Ekim ayı içli bir aydır. Senenin en içli ayıdır desek yerinde olur. Bu ayda yapraklar dallarda solmaya, kırlardaki otlar sararıp solmaya, kuşlar göçe, böcekler yavaş yavaş toprağa saklanmaya başlar. Bu ay müthiş doğumlar yapmış, uygarlığa güzel yavrular vermiştir. 29 Ekim Cumhurıyet'in ilanı bunlardan en önemlisidir. Yani bizim için başta vatanımızın doğduğu aydır. Birleşmiş Milletler'in (BM) organize edildiği, Ekim Devrimi' nin yaşandığı, elektriğin ışık olarak kullanılmaya başladığı aydır Ekim.  Ayrıca bu ay üniversitelerin açıldığı, gurbet kuşu gençlerin büyük şehirlere göç edip, Ekim'in ılık kucağında yeni çevresine alıştığı aydır. 
Memleketim Urfa, sokağıyla caddesi ile, evleri ve damlarıyla buram buram biber kokar bu ayda.  İsot yapma mevsimidir çünkü. Artı parantez, benim içinse  çok özeldir. Çünkü yarın kızım Ayşe Eda doğacaktır.

Bu güzel ortamda sabah yürüyüşündeyim, şimdi demin aklımdan geçenleri yaşıyorum bile. Berrak mavi ama rengine açık soğuk beyazlığı katmış gökyüzü hareketli. Bir grup göçmen kuş her an değişen sanatsal şekiller çizerek Batı'ya, bir başkası Doğu'ya doğru hareketliler. İstanbul uçağı olduğunu tahmin ettiğim uçak, arkasında beyaz iz birakarak Körfez'in üstünden kuzeye doğru yükselmekte. 
Ama ben bu güzellikler içinde hem kızgınım, hem de öfkeli kızgınım. Neden mi diyorsunuz? Nedeni, dün akşam televizyon kanallarında gördüğüm bir haber. Efendim, Başkan basketbol oynamış, 27 sayı yapmış. Efendim neymiş, Kılıçdaroğlu yedi kilometre  yürümüş. Birisinin boyuna uygun bir pota ve yüzlerce koruma, öbürün çevresinde onlarca refakatçi ve haberci belliki servis için yapılmış bir haberler silsilesi. Efendim sizler ulu orta spor yapamazsınız. Yapsanız da gizli yaparsınız, evinizde, özelinizde kalır. Bu haberler seçim yatırımı besbelli. Ben hala enerjiğim, oyu bana verin anlamında bu gösteriler. Bu haberler ancak gelişmiş ülkelerde duyulur, o liderler az da olsa haketmişlerse bile, buna rağmen kamuoyu tarafından yadırganırlar. 
Ama siz haketmiyorsunuz böyle bir propogandayı. Siz ülkenizde kişi başı geliri 7 bin dolar olan ABD gibi ülkelerin seviyesine çıkarmadan spor yapamazsınız, yapacaksanız bile evinizde gizli yapın, orada kalsın. Haberlere çıkmaya, bunu oy devşirme yöntemi olarak kullanmaya hakkınız yok. Var sanıyorsanız da, yanlış. Haketmiyorsunuz. Siz açlık sınırının altında asgari ücret öderken, 200 milyon dolarcığı henüz yüzde 100 tedavi garantisi yok diye FDA onayı almış bir tedavi yöntemini daha önce üç, üç de yetmez beş çocuk yapın diye çağrı yapmış bir kişi olarak SMA hastalarından esirgerken,  S.400 alıp parayı atıl bırakıp, kendinize dört saray yaptırır, 300 kişi ile fos Amerika ziyareti yaparken, spor yapmayı, hele alenen potayı boyuna indirip,  '27 sayı yaptım' diye böbürlenmeyi haketmiyorsunuz.

Siz Kemal bey, bir kere bile “Ben gelince bu çocukların 200 milyon dolarını derhal karşılayacağım" demeden, ya da şimdi bile bir kampanyanın başına geçmeden yürüyüş dinginliğinizle bu toplumdan oy istemeyi haketmiyorsunuz. Lisede ilk kez aşık olup, heyecan ve coşkumdan kendimi tutamayıp neneme açılıp, onun hiç aşık olup olmadığını sormuştum. Cahil heyecanı diyelim. Ne cevap almıştım bilir misiniz? Söyleyeyim. “Oğlum biz bulduğumuz mitil yorganı üstümüze alıp yatamadan, çoluk çocuğumuzla tıka basa doyamadan nasıl aşık olurduk; bizim sevgimiz de, aşkımız da karın doyurmak, rahat uyumak, hastalanmadan yaşamaktı. “Sen ne deyisen kurban, Mehemet” demişti. 
Utanmıştım. Çok utanmıştım. Ama, bu şerefliler utanmaz, bunların yatacak yeri yok.

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

two + seventeen =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ