Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halide Demir Polatlı

İzmir Otogarı meselesinin perde arkası

İzmir Otogarı dosyası artık bir şirket ile bir belediye arasındaki sıradan bir hukuki çekişme değil. Bu mesele, bir kentin sabrının, bir yönetimin kararlılığının ve bir işletmecinin samimiyetinin aynı anda tartıldığı bir sınava dönüştü.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ödenmeyen alacağa dair haciz işlemi başlatmasıyla başlayan tartışmanın gerisinde, hem hukuki hem meşru bir talep var.

Sözleşme bitti ancak ödenmeyen borç ve ısrarla boşaltılmayan bir otogar var

Gerçek en basit haliyle şöyle:

İZOTAŞ’ın otogarı işletmek için yaptığı 25 yıllık sözleşme Aralık 2023’te resmen sona erdi. Bu tarihten sonra şirketin otogardaki varlığı hukuken “geçici.” Fiilen ise, belediyenin taşınmazında “misafir” statüsünde.

Bu durum dünyanın hiçbir yerinde normal karşılanmaz. Çünkü sözleşme bittiyse, işletme devredilir. Ancak İzmir’de tablo tam tersi: sözleşmesi sona eren taraf yani İZOTAŞ’ın mevcut yönetimi bir yıldır otogarda kalmaya devam ediyor ve İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi mülkünde tam yetki kullanamıyor.

İZOTAŞ’ın açıklaması: “Hazırım ama ödemiyorum” çelişkisi

İZOTAŞ’ın bu hafta yaptığı son açıklama, işin özünü berraklaştırdı: “Borcumuzu ödemiyor değiliz, projemiz hazır, inşaata başlarız ama 305 milyon TL ecrimisil haksızdır.”

Peki, sorulmaz mı?

Hazırsanız neden ödemiyorsunuz?

Haksız buluyorsanız neden ‘Projelerimiz hazır ve inşaata başlarız’ diyorsunuz?

Bir yandan mağduriyet anlatıp diğer yandan yatırım mesajı vermek nasıl tutarlı olabilir?

Bu çelişki, aslında yıllardır yaşanan gecikmenin de küçük bir özeti gibi.

Haciz neden? Çünkü kamu zararını önlemek zorunluluk

Belediyenin başlattığı haciz işlemi olması gereken en basit hukuki refleks aslında.

Kentin alacağını güvenceye almak, kamu zararını durdurmak.

Ecrimisil, yani ‘haksız kullanım’ bedeli, sözleşme bittikten sonra devletin ya da belediyenin malını kullanan herkesin ödemesi gereken bir bedeldir. Bu konu yargı kararlarıyla da nettir. İhtiyati tedbir, işletmeciyi “dokunulmaz” kılmaz.

Aksi halde yargı kararı, adaleti değil keyfiyeti koruyan bir araca dönüşür ki, bu hukuk devletinde olmayan, olmaması gereken bir durumdur.

“Otogar kapanır” argümanı gerçeği yansıtmıyor

İZOTAŞ’ın yaptığı açıklamada “Bu işlem şehirlerarası taşımacılığı durdurur” ifadesi ise adeta bir tehdit gibi duruyor ancak gerçeği yansıtmıyor.

Hayır.

Otogar kapanmıyor.

Otobüsler durmuyor.

Sadece gişeden geçen paranın adresi değişiyor. Yani şirket kasasından İzmir’in kasasına girmesi gereken ödeme girecek, girmeli.

Yolcular mağdur olmuyor.

Öte yandan İzmir Otogarı’nı işlettikleri halde bu süreçte yıpranan, Türkiye’nin 3.büyük kentine yakışmayan bir görüntü ile karşı karşıyayız.

25 yıl boyunca giderek daha da kararan bir tablo var: Dökülen sıvalar, karanlık koridorlar, sarkan kablolar, bakımsız peronlar… Yani İzmir’in yıllardır hak etmediği bir görüntü.

Asıl mağduriyeti, yıllarca bu izbelik görüntüye razı edilen İzmir yaşamıyor mu?

Kent onurunun teslim vakti

Şunu kabul edelim: İzmir Otogarı mevcut eskimiş, birçok alanı adeta mezbele görüntüsü ile İzmir’e kesinlikle yakışmıyor. Üstelik 25 yıl boyunca neden yenilenmediğinin, bu bakımsızlığın bir yanıtı da açıklamalarda verilmiyor.

Bugün konuşulan şey salt alacak-borç meselesi değil; İzmir’in geleceği. İzmir Otogarı’nın bu kente yakışır hale gelmesi, getirilmesi de gerekiyor.

Bir tarafta kentin kaynaklarını, itibarını ve geleceğini korumaya çalışan ve alacağını artık tahsil etmesi gereken bir kurum.

Diğer tarafta ise 25 yıllık ihmali pandemiyle, yargıyla, çeşitli bahanelerle perdelemeye çalışan İZOTAŞ’ın mevcut yönetimi.

İzmir artık bu tabloyu taşımak zorunda değil.

O karanlık, bakımsız, kente yakışmayan görüntüler ortadan kalkmalı. İZOTAŞ yönetimi borcunu ödemeli ve hukuk neyi gerektiriyorsa gereğini yerine getirmeli.

İZOTAŞ borcunu ödemeli, devri gerçekleştirmeli ve artık İzmir hak ettiği modern yeni bir otogar tesisine kavuşmalı.

Halide Demir Polatlı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 + 15 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ