Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. İrfan Palalı

Kadınlar gününe kötü örnek

Geç kalktım, ‘Çalar Saat’de Tunç Soyer’i dinliyorum; ve heyecanlanıyorum. Belediye hizmetlerini anlatıyor. Konuşmasının bir yerinde bir yaşanmışlık nakletti; kadın bir otobüs şoförü ile erkek bir otobüs şoförünün toplum katında yarattığı farklı farkındalığın altını çizdi, dinlerken tüylerim diken diken oldu. Erkek şoför, “Halk bana hanım şoföre davrandığı gibi davranmıyor, onun vasıtasına binerken şoföre ‘Günaydın’ diyorlar, ama bana demiyorlar” diye yakınıyormuş.
Başkanın gündemi kadın.
Ben de ezelden beri bu düzeye gelmiş uygarlıktan nema kapan insanlığın dörtte üçünün hala kadını aşağılamasına çıldırırım.
Her neyse başkanın konuşmasına dikkat kesilmişim;
Başkan devam ediyor, şey diyor; “Tüm kadın sivil toplum örgütlerini birbirlerinden haberleri olsun diye belediye olarak aynı yerde buluşturuyoruz. Anadolu’nun gereğini yapıyoruz. Ülkemiz Ana-dolu demek, ana demek, eş demek, kardeş demek. Hedefimiz onların yaratıcılığını, uzlaşmacılığını, huzur aşılama yeteneklerini ortaya çıkarmak” diyor. Konuşmayı dinlerken heyecanın yanında, aklımdan kötü bir anım da hırr diye akıyor.
Sene bilmem kaç; bir kadın, uygar görünüyor, eğitimi ve kariyeri ile bilgi küpü görünümde. Bir de yetmezmiş gibi güzel de. Başbakan olmak üzere. Adı Tansu Çiller. Başbakan oldu olacak. Ben de bir heyecan bir sevinç, sormayın gitsin. Orada burada canhıraş arkasında durmak bir yana, bahçeme, adıyla uzun ömürlü olsun diye bir ceviz ağacı dikiyorum. Ve de bir an evvel büyüsün diye ağacın gözünün içine içine bakmaktayım. Kadın Başbakan oldu, benim Tansu’um da umduğundan iyi büyüyor, ama kadın Başbakan kısa bir süre sonra su kaçırmaya başladı. Önce beklenmedik şekilde muhtemel potens sorunu olan kocası çıktı sahneye. Adam her işe maydanoz. Bakıyorsunuz olmadık bir yerde onun burnu parlamakta, her TV kanalında ülkeyi idare etme edasında. Sonra bunların mal varlığı konusu gündeme geliyor, olay o kadar hacimli ki benim gibi ahmakça destekçileri bile mızrağı çuvala sığdıramıyor. Aç gözü dönmüş kadın başbakan, hizmetçisinin adına bile Kuşadası’ndan arsa alıp mal kaçırma telaşında. Nasıl olduysa, işte o sıralar aklım başıma geldi. Al sana ‘uygar başbakan’, al sana 'kadın başbakan' diyorum.
Bu serüvenin sonunu herkes biliyor, ama benim bu maceradaki davranışımı kimse bilmiyor. Sonuç olarak, büyük bir hayal kırıklığı içinde insanca bir öfke ile ceviz ağacını, yani Tansu’ yu, kesiyorum. Aklımca ben de, ülkede bu defolu kadından kurtuluyoruz. Kurtulamadık, şimdilerde utanmadan, hala egemenlerin dibinde onlara yaranma çabasında. Kesilen cevizin suçu neydi diye sormayın. Bilmiyorum.
Kiyıdaki bisiklet yolundan kadınlı erkekli on kadar, belki daha fazla bisikletli geçiyor, neşe içindeler, cıvıl cıvıl bahar habercisi kuşlar gibiler. Allı renkli giysileri umut, uygar gelecek kokuyor. Masamdaki sigara küllerini temizlerken penceremi açtım. Kendi kendime yalnızca 8 Mart yetmez, tüm günler kadınlar günü olmalı diye düşündüm. Uygarlığın başlangıcı ile başlayan erkek eğemen paradigmalara karşı her gün kadınlar günü olmalı ki dünya, kadınlarını uğradığı haksızlık ara kapatsın, dedim. Kapatmaz ya, olsun, zararın neresinden dönülse kardır yargısı hep haklıdır diye düşünmekteyim. Dünya Kadınlar günü her gün olmalı. Ve de bence dünya erkekler günü de hiç olmamalı. Erkekler uygarlık mirasını yeterince, hatta fazlasıyla kullanmışlar zaten.

Her gün kadınlar günü olsun ve kutlu olsun.
İçimden çok yaşa Soyer Başkan, çok yaşa diye bağırmak geçiyor.
 

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sixteen − 3 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ