Son günlerde birileri kendisine iş yaratıyor!
İnanılacak gibi değil!
Ama inanın…
Söyledikleri de, günün modasına göre, ‘İşbirliği protokolü!’
Karşılıklı imzalar atılıyor…
Ama şöyle geriye bakıyorum, belki de onlarca yıl hep böyle…
Körlerle sağırlar birbirini ağırlar…
Bir bakıyorsunuz, üniversiteler ile sanayiciler…
Bir bakıyorsunuz; üniversiteler ile kent yöneticileri…
Ya da bakanlık ile yerelde birileri…
Sonra da karşılıklı ziyaretler, teşekkürler, kutlamalar…
Hadi protokol uygulandı diyelim…
En fazla 20- 30 kişiyi içinde barındırıyor…
Sonuçta törenler ya da sertifikalar!
Hiçbir işe yaramıyor…
Be kardeşim, ‘üniversite diplomaları’ bile zaman zaman işe yaramazken, yani ailesinin dişinden tırnağından arttırdıkları ile okuyanların içler acısı haline görmüyor musunuz?
Bir aylık iş günü ile açılan kurslar kime ne kazandırır?
Ha sahi mesleği söylemeyeyim, ama 9 bin lira aylıkla bazı kursiyerlerin, ya da sözde eğitim alanların iş güç sahibi olduklarını da söyleyebilirim…
Şaşırdınız değil mi?
Şöyle bir araştırma yapın, benim gibi bulacaksınız…
Ama bunların eğitimi biraz daha uzun…
Bunu da kabul edelim…
Hem fiyakalı hem de cakalılar, bunlar…
Ama sakın aklınıza ‘Karşıyakalılar’ gelmesin…
Onlar şarkıda böyleler…
Tanıdığım ve sevdiğim bir Karşıyakalı çift var…
Yılbaşı öncesinde ev sahibi ‘çocuğumu evlendiriyorum!’ dedi…
Bırakın Karşıyaka’yı İzmir’de gelirlerine göre bir daire bulamayınca kenti terk etmek zorunda kaldılar..
Allah’tan Akdeniz bölgesinde bir İzmirli ailenin evi varmış, oraya taşındılar…
Ama göç ile İzmir’e gelenler el üstündeler…
Birisi çıkıyor, hem de İzmir Ticaret Odası’nin meclisinde, İzmirliler için atıyor tutuyor…
Neredeyse hepimiz hain sayılacağız…
Elimiz armut topluyor…
Düşmana çiçek atıyoruz…
Çıt yok!
Bu arada üç göbekten İzmirli olduğunu söyleyen, ama yazılarıyla batı değil doğudakileri göklere çıkaran biri bunlara yol gösterici oluyor…
Yılanın başı küçükken ezilir, diye bir ata sözümüz var…
Ama biz denize düşmeden yılana sarılmışız, onları dost diye içimize almışız…
Sonuç belli…de olduğu gibi mahallelerimizden, kentimizden çok uzaklara atıyorlar…
Yani ‘işbirliği’ denilen protokoller benim hep şüphe ile bakmama neden oluyor…
Bize ders veriyorlar, bizleri Karşıyaka örneğin
Benim sözüm şu:
‘Şüphe insanı doğruya götürür…
Körü körüne inanmak ise felakete!’
YORUMLAR