Nöbetçi Eczaneler
Aklı başında olanlar söylüyor ve uyarıyor:
‘Orman yangınlarımızda şu eksikti bu eksikti demeyi asla doğru bulmuyorum. Sorumluluğumuzun bilinci içerisinde olmalıyız. Çok üzüldüğümüz konulardan bir tanesi de, ‘yangın şu şekilde çıktı, bu şekilde çıktı!’ diye bilgi kirliliği yapılması. Bu söylemleri de asla doğru bulmamalıyız. Ciğerlerimiz yanıyor!’
Daha önce de bu konuda ciddi uyarı görevlerimizi yaptık.
‘Aman dikkat! Bilgi kirliliğine dikkat!’ demiş, örnekler vermiştik.
Kaybımız çok büyük!
Ama önemli olan birlik ve beraberliğimiz…
Tabii ki, hiçbir şekilde kulak arkası edemeyeceğimiz, etmeyeceğimiz etkenler var…
Sırası gelince bunun hesabı da ‘ihmal’ varsa veya ‘görev suiistimali’ varsa, ‘tedbirsizlik’ varsa hesabı sorulacaktır.
Bence bu arada şehitlerimiz için ise gelecek nesillere de ‘meçhul asker’ anıtları gibi çalışmalar yapılmalı ve bu yangın felaketinin önemi akıllardan çıkarılmamalıdır.
Bakın size bir sanayici hanım arkadaşımın anısını anlatayım…
İznini almadığım için sadece kim olduğuna dair tiyo vereyim:
Bunlar beş kız kardeş…
İzmir’in hatta Türkiye’nin en önemli sanayi kuruluşlarının sahipleri…
Kökleri Aydın’a uzanıyor…
7- 8 yıl kadar önce bu kardeşlerden biri sabah sporu olarak İnciraltı yolu üzerindeki ‘Kent Ormanında bisiklet turu’ atarken, bir ‘mangal meraklısı’ nın erkenden ‘işbaşı’ yaptığını görünce, görevliyi bulup gördüklerini anlatır.
Yanıt şöyledir:
‘Garibanlardan ne istiyorsun… Başka eğlenceleri yok ki!’
Hâlbuki o tarihte de, gerek belediye gerekse valilik piknik yerleri ile orman alanlarına ateş yakma ve mangal yasağı getirmişlerdi.
Görevi buna mani olmak olan kişilerden biri uyarı yapan vatandaşa, ‘Garibanlarla neden uğraşıyorsunuz’ ve benzeri cümleler kullanıyor…
Bir kıvılcımın nelere mal olacağını bilmiyor, düşünemiyor…
Demek ki, eğitim eksiğimiz var, her konuda, her işte olduğu gibi…
Bu küçük örnek ama unutmayalım, sinek de çok küçük ama mide bulandırıyor…
*- AĞIT BİLE YAKILDI
Düşünebiliyor musunuz?
Bir yanda hayatını kaybeden kardeşlerimiz var, diğer yanda binde bir bile olsa ‘Bir şey olmaz!’ diyen, sözde vatandaşı korumaya çalışan, madalyonun diğer yüzünü görmeyen ve görmek istemeyenler…
Türkiye'mizin her noktasındaki yangınların söndürülmesinde büyük seferberlik gösteren ve gecesini gündüzüne kadar tüm çalışanlarımıza ne kadar teşekkürden çok fazlasına layıklar.
Onlar gerçek kahramanlar, aynen pandemi döneminde kaybettiğimiz onlarca sağlık görevlilerimiz, doktorlarımız gibi…
Biliyoruz;
Doktorluk, avukatlık, mimarlık, eğitimini almayanların icra edemeyeceği meslekler. Ehliyetsizler yapamaz.
Siyaset, her türden lümpenin ülkenin iyi yetişmiş insanına duyduğu kültürel nefreti masumlaştırdığı, ideoloji ile adeta kutsadığı kullanışlı alan…
Bu işlere el atanlar da bunlar…
Bakalım şimdi bu orman yangınlarından sonra birleşerek bir karar alacaklar mı?
Ne demek istediğimi bilmem anlatabildim mi?
YORUMLAR