Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Prof. İrfan Palalı

Malzeme bu…

Yürüyorum; artık yürürken gölgeleri, köşeleri, ağaç gölgesini, saçak altlarını seçiyorum, çünkü güneş çok yakıyor. 
Düşünüyor ve de  hak vermiyorum da, zaman zaman da haklı demek içimden gelmiyor değil. Kime mi? 
Bizim Haluk’a. 
Bu mevcut CHP yöneticileri lümpen, hazırcı, tembel kişiler. Kafa yormadan, çalışmadan rant sağlama peşindeler. Kendimi bildim bileli bu da böyle olmuştur. Kalkıp laikliğin, Cumhuriyet'in, demokrasinin faydalarını derinlemesine anlatacaklarına, işi yüzeysel geçiştirip durmuşlar. Çok zor şartlara müdahale edecek “Milli Güvenlik Kurulu” kurup, ayağını devirip yatmışlar. Nerdeyse yarım asır. 
CHP hep böyle lümpen yaşamaya bayılır. Onun içinde uzun zamandır hep muhalefetteler.
Geleyim esas konuya, neymiş efendim, Katarlı öğrenciler Türkiye’de tıp okuyacak, hem de sınavsız. Ee, ne var bunda, bu, bütün dünyadaki uygulama değil mi? Benim tıbbiyedeki arkadaşlarımın yarısı Avrupa’da eğitim görmüştü. Ne var bunda, bir kaşık suda fırtına koparıp, oy devşirme çabası. Size söyleyeyim, KOLAY MUHALEFET.
İstanbul Sözleşmesi olayı da kolay muhalefet. Bir şekilde iktidara gelmiş şeriat hedefli bir adam var. Bu adamın elinden geleni şeriat için kullanacağını görmemek zor değil. Ey CHP, sen elini taşın altına koy da, oy veren halka şimdiki İslam'ın Arap geleneği olduğunu, laikliğin insana kişilik verdiğini, demokrasinin tüm var olan kültürleri korumanın en kesin yolu olduğunu anlat, oyunu arttır. İktidara gelince, sen de bir genelge ile İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden kabul edersin. Olur biter. Bizim Haluk’un dediği gibi, adam gibi muhalefet yap. Neden mi sana mecburuza gelince; çünkü malzeme bu. Senden bu kadar olur. 
Biliyoruz.
Ama şimdilik maalesef mecburuz. Gemi kaptansız olmaz da ondan.
Akşamları çıkan fırtına azmağın su seviyesini yükseltiyor bu nedenle sabahları beslenmelerini seyre bayıldığım kuş türleri uzaklara kaçmış, beslenme için daha sığ bölgelere gitmiş. Erken çıkan kuzey esinti yanaklarımı okşayıp, ikiz tepelere yöneliyor. Çatalkaya'daki koyu sisi dağıtmaya gücü yeter mi, bilmem. İşte böyle. Malzeme bu diyorum kendi kendime. Sıcak hızla artıyor. Eve dönüyorum.
 

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

15 − seven =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

TÜMÜ