KAN ÇİÇEKLERİ

“… Duvarın dibinde bir yaralı gül,

Gülleri solduran gülebilmezmiş.

Bu şehrin üstünü duman, sis almış

Tomurcuk çiçekler kana belenmiş

Dağlar çiçek açmış, ülke dert açmış

Umudun goncası kan çiçekler.” 

2 yaşındaki Sıla bebeğin tecavüz ve şiddet sonucu katledilmesi, Narin’in katillinin ya da katillerinin ve ölüm nedeninin halen ortaya çıkarılmaması. En son aynı gün yarım saat arayla, aynı katil tarafından vahşice öldürülen 2 kadın. Zülfü Livaneli’nin dizeleri geliyor aklıma. Hiç biri denize varamayan kan çiçekleri. Aynı kan çiçekleri(gelincikler) gibi yaygın, her yerde kadın cinayeti. Ülke cinayet mahalline dönmüş. 

İstanbul’un göbeğinde, Beyoğlu’nda sokak ortasında yere yatırılan, vatandaş müdahale etmese belki de tecavüz edilecek kadın. ‘Bundan daha dehşet uyandırıcı ne olabilir derseniz?’ Güpe gündüz Beyoğlu’nda bunu yapan Semir Tarhan ve Ömer Koru önce serbest bırakılıyor. “Gelen tepkiler üzerine “gözaltına alıyor. Yani size, ablanıza, kız kardeşinize, kızınıza, annenize bir gün biri yolda, evde, sokakta, arabada saldırabilir. Eğer kamuoyundan tepki gelmezse bu yaptığı suçlarına eklenir; elini kolunu sallaya sallaya yeni kurbanlarını arar. ‘Cinsel saldırıya uğrayan kadınlar neden şikayetçi olmuyor?’ deniyor. Şikayetçi olunsa belki hiçbir ceza almayacak saldırgan, ancak şikayetçinin kimlik bilgileri, adresi, telefonunu da ele geçirmiş olacak.  Tabii şikayetçinin tüm çevresi de nerede, nasıl tecavüze uğradığını öğrenecek. Bu durumda siz şikayetçi olur muydunuz? 

Buradan gelelim Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattına Ağustos 2024’te gelen çağrılara. 1 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında bu hatta toplam 222 çağrı yapılmış. Bu çağrıların 66’sı ilk kayıt açılan vaka. Bunların 43’ü ev içi şiddet, bunun 23’ü evli olduğu eşin uyguladığı şiddet, 11’i sığınma evi, biri acil müdahale gerektiren yardım talebi. Evlerde de kan çiçekleri açıyor, ülke dert açıyor…

(*)Adalet Bakanlığı verilerine göre Cumhuriyet Başsavcılıklarında soruşturma evresine gelen “cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlara” dair dosya sayısı 187336. Bu dosyalardaki şüpheli sayısı 200611. “Çocukların cinsel istismarı” ile ilgili dosya sayısı 66138, bu dosyalardaki şüpheli 69773 kişi. “Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu” 27674, şüpheli 26144 kişi.

TÜİK 2023 yılı Doğum İstatistikleri Raporuna göre; 15-17 yaş arasında doğum yapan 6 bin 505 çocuğun 535’i ikinci, 31’i üçüncü kez doğum yapmış.

Kadını, çocuğu öldüren, tecavüz edenlere ceza verilmezse, iyi hal, ağır tahrik indirimleri uygulanırsa; ülkenin üstünü duman, sis alır. Hükümetin, Erdoğan’ın aleyhinde söz söyleyenler hapishaneleri doldurduğu için; tecavüzcülere, katillere, silah/uyuşturucu kaçakçılarına yer kalmıyor. Adli kontrol şartıyla salıveriliyorlar. Salıverilenlerden bazıları teşekkür için siyasilere koşuyor. Suç işleyenlerin hesap vermediği, kadına şiddetin normalleştiği cezasızlık politikaları yüzünden hiçbir kadın kendini güvende hissetmiyor. Gündüz, gece, evinde, sokakta, işinde, minibüste… Suç işleyenler cezasız kaldıkça bunun bedenini kadınlar, çocuklar, hayvanlar canlarıyla ödüyorlar. 

Biz kadınlar; 

Yaşamak İstiyoruz!

 Güvende Olmak İstiyoruz! 

Adalet İstiyoruz!

Kadın, çocuk cinayetlerine, kadına, çocuğa tecavüze son verilmesi için konuya duyarlı tüm kesimleri İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi için çaba harcamaya davet ediyoruz. 

Yarın çok geç olmadan.

(*) Bu veriler 14 Eylül 2024 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 6 .sayfasındaki Murat Ağırel’in ‘Karanlık Feodal Düzen’ makalesinden alınmıştır.