Ege Üniversitesi’nde ‘Kariyer Söyleşileri’ kapsamında, ‘Geçmişten Günümüze İzmir'de Tıp’ başlıklı bir konferans verildi.
Nedense bu tür konferanslar fazla ilgi çekmiyor…
Bunu anlamakta zorluk çekiyorum…
Hâlbuki kentimizin her yönden geçmişini bilmek kadar önemli bir gündem maddesi olduğunu sanmıyorum…
Bilirsek, bizi yanıltanları hemen anlarız…
Tabii benim söylediğim genelde siyasiler ve sahte tarihçiler için…
Önce küçük bir örnek vereyim;
Bir zamanlar İzmir’in eşrafının ve köklü zengin ailelerinin yaz aylarında Çiğli’yi, Ödemiş’in Gölcüğü gibi tercih ettiklerini anlatmış, bu arada bu güzel yöremizin yani Çiğli’nin üç aile tarafından kurulduğunu anlatmıştım;
Yağcılar, Yazganlar ve Balcılar tarafından…
Bu yazım üzerine bir mühendis hanım aramış, teşekkür etmişti.
Nedeni de, ‘Son zamanlarda göç ile Çiğli’ye gelip hazine arazilerine ve tepelere gecekondu yapan, ya da hisse tapulu imarsız yerlere kaçak yapı yapanlar’ ile 40-50 yıl göç eden bazı kişilerin ‘Çiğli’yi biz kurduk!’ gibi tavır içinde olduklarından duydukları rahatsızlığı anlatmıştı…
Aslında bir kenti, mahalleyi, geçmişi sahiplenmenin güzel tarafları da var.
Ama bundan siyasi yönden yararlanıp, bir yerlere gelmeye çalışmanın ne kadar tehlikeli olduğunu da anlamamak biraz sıkıntı yaratabilir.
Bu kadar önemli konu birer cümle ve paragraf ile ele alınacak kadar basit değil…
Şimdi, ‘İzmir, sağlık turizmi alanında en fazla pay alacak şehirlerden biri!’ diyen Dr. Eren Akçiçek’in konferansına dönelim:
*- ARAPLAR BİLE…
Dr. Akçiçek, ‘İzmir’e, Amazonlar, Persler, Romalılar, Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok medeniyet farklı tarihlerde ev sahipliği yapmıştır.
Bu açıdan İzmir çok önemli bir konuma sahiptir.
20. yüzyılın başlarında İzmir'de on altı adet hastane bulunmaktaydı. Hollanda Hastanesi, St. Antonie Katolik Hastanesi, Rum Hastanesi, İngiliz Hastanesi, Fransız Hastanesi bunlardan bazılarıdır.
1827 yılında kurulan Karataş Musevi Hastanesi günümüze kadar ayakta kalmış ve faaliyet göstermeye devam etmektedir.
İzmir sağlık alanında önemli gelişmeler göstermiş ve ilklere imza atmıştır. 112 Acil Bisikletli Ekipler ilk İzmir'de faaliyet göstermiştir.
Yenidoğan Ambulansı, Kanser İzleme ve Denetim Merkezi, kalite belgeli İlk sağlık Müdürlüğü bunlardan bazılarıdır.
İzmir'deki ilkler turizmin ve sağlık turizminin gelişmesine de katkı sağlamıştır.
İzmir, Türkiye’nin termal tesis sektörünün yüzde 10'unu elinde bulundurmaktadır.
Yaşlı ve engelli bakımı ile medikal turizm açısından da önemli bir merkezdir.
ABD’de tüp bebek tedavisi 15 bin dolar iken, Türkiye’de ortalama 3 bin dolar civarındadır.
Sağlık turizmi alanında en fazla pay alacak şehirlerden birinin İzmir olduğunu düşünüyorum’ diyor.
Şunu da unutmayalım; Sahiplenmek başka, sahip çıkmak başkadır…
*- SEFARAD KÜLTÜR FESTİVALİ SONA ERDİ
28 Kasım’da başlayan 3. İzmir Sefarad Kültür Festivali, dopdolu etkinlik takvimiyle Konak’ta dokuz gün sürdü.
Sefarad kültürünün çeşitli etkinliklerle anlatıldığı festivalin kapanışı, Hanuka Bayramı Mum Yakma Töreni’yle yapıldı.
Törene katılan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur festivalin çok önemli bir mesaj taşıdığını belirterek, “Tüm farklılıklara rağmen, birlikte dostça ve kardeşçe yaşadığımızı gösteriyoruz, bunun mümkün olduğunu kanıtlıyoruz. Konak’taki bu uyum, bu tablo çok büyük bir zenginliktir” diye konuştu.
*- HAVALİMANA ALTERNATİF OTOPARK
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Başkan Tunç Soyer'in kentteki otopark sayısını artırma hedefi doğrultusunda Adnan Menderes Havalimanı’nda yaşanan bekleme sorununa çözüm bulmak için çalışma başlattı.
Toplam 215 araca hizmet verecek otoparkta, havaalanına ulaşım için “Park Et, Ring ile Devam Et” uygulaması ile yolcu transferinde kolaylık sağlanacak.
*-KARŞIYAKA’DA BALKAN KADINLARI DERNEĞİ
Karşıyaka Balkan Kadınları Derneği (KARBALKAD)’nin kongresinde KARBALKAD Başkanı Emine Özarslan şunları söyledi.
‘Derneğimizi 2020 yılı Şubat ayında kurduk fakat pandemi nedeniyle fazla bir faaliyetimiz olmadı bu gün tam anlamıyla yola çıkıyoruz diyebilirim. Kadınlarımızın sosyal ve kültürel alanda daha fazla birlik ve beraberliğini sağlamak için bir araya geldik.
Bugün iki mutluluğu bir arada yaşıyoruz birincisi derneğimizin kuruluşu ikincisi Atamızın biz kadınlara kazandırdığı seçme ve seçilme hakkına kavuştuğumuzun yıl dönümüdür.
Atamızın biz kadınlara verdiği bu hakların sonuna kadar savunucusu olacağız. Aslında bizler kadın olarak fazla bir şey istemiyoruz temsilde eşitlik istiyoruz.
1934 yılında bu hakkı bize veren Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü minnetle anıyoruz. Atamızın izinde giderek örgütlenmede eksik olan kadınlarımızı örgütleyerek bu günlere geldik.
Kültürümüzü nesilden nesille aktaran kadınlarımız olacaktır.
Böyle güçlü bir balkan camiasının bir ferdi olmaktan onur ve şeref duyuyorum.
Ben değil biz varız.
Güçlenirsek el ele verirsek büyür ve daha da güçleniriz.’
YORUMLAR