Sahneye bezirganlar mı çıkıyor?

Değerli okurlar, sevgili dostlar; Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk basındaki haberlere göre iki ilginç laf etmiş: Birisinde Atatürk’ü şimdiki devlet başkanımız ile kıyaslayıp “Atatürk’ten sonra ikinci devlet büyüğüdür” demiş. Ve yine ilave ederek “Sayın Bahçeli’nin elini sıkmaya, ziyarete gideceğim” demiş.

Şahsi fikrine saygı duyarım; kendi düşüncesidir. Atatürk sadece yarısını abartı sayarsak bile 2000 kitap okumuş, dil bilen bir kişiydi. Ben en eski Çankaya Köşkü’nde J. J. Rousseau’yu okuduğunun kanıtını gördüm. Başarısı, dünya liderlerinin samimi takdirleri içindeydi. Sadece bu özellikleriyle bile kıyaslanmaz bir liderdi. Neyse ne…

Ancak, benim de desteklediğim çözüm süreci içinde bu lafları etmek, bazı hassas dengelerde hassasiyet doğurup, hassas dengede yürüyen çözüm sürecine menfi etkiler yapar kanaatindeyim.

Bu arkadaş neden 8 yıldır hapiste olan gencecik Kürt liderine ve başka Kürt unsurlara destek vermezken, böyle gündem olacak hadsiz laflar eder, anlamakta zorlanıyorum.

O beni tanımaz ama ben onu tanırım. 1971’de abisi Abdurrahim Türk berberde tıraş olurken bir gensoru oylamasına yetişememiş, Demirel hükümeti düşmüştü. Sonra da Abdurrahim Türk ölmüştü.
Senatördü. Alelacele ara seçim yapılmış, abisi Abdurrahim’in yerine Ahmet Türk seçime sokulmaya çalışılmıştı. Benim yaşımda olan Ahmet Türk, senatör olma şartı taşımıyordu. Urfa-Harrankapı Sağlık Ocağı’nda beni bulmuşlar; onu ben muayene ettim. O beni anımsamaz ancak ben onu iyi hatırlıyorum. Paralı aile çocuklarının gönderildiği özel akademi mezunuydu.

Değerli dostlar, ben Ahmet Türk’ün cahilliğini —örneğin J. J. Rousseau’dan haberdar mı— sorgulayamam. Kendi bilgisi, görgüsü içinde bana göre bir hadsizlik yapmış; elbette bu yaşta sağduyulu Kürt çevrelerce ona bedeli ödettirilecektir diye düşünmekteyim.

Bu yazıyı kaleme alırken aklımdan geçenleri yazmadan edemeyeceğim: Acaba siyasette sahneye Kürt Bezirganlar mı çıkıyor?