Nöbetçi Eczaneler
‘2020’yi nasıl geçeceğiz?’ diye düşünürken işte son günündeyiz
Acaba rüyada mıyız?
Ne vartalar atlattık da bugüne ulaştık…
Aç ve açıkta var mı?
AKP’ye göre yok…
Baksanıza; ‘kuru ekmek’ yiyenlere bile ‘Öyleyse karnın tok!’ diyebiliyorlar…
Baksanıza; açlığa dayanamadığı için canına kıyan müzisyenin ‘Köpeğimi aç bırakmayın!’ notu üzerine ‘Köpek bile besleyen aç kalır mı?’ yorumunu yapabiliyorlar…
Neyse bunları bir an için bir yana bırakalım, birbirimize kenetlenerek geçirdiğimiz bu zorlu yılı geride bırakırken sevdiklerimizle birlikte nice güzel yıllar yaşamak için mücadelemizi sürdürelim.
Sevdiklerimizle aramızda sosyal mesafe bıraktığımız son yeni yıl olmasını temenni ediyorum.
6-7 yıl önce Emir adında bir üniversite öğrencisi Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde, üzerinde İngilizce ‘Beni seviyorsan sarıl!’ anlamında bir t-shirt ile tur atmıştı…
Aynı gün ve aynı anda benzer t-shirt taşıyan milyonlarca gencin de ‘Harp yapma sev!’ diyenler grubu gibi dünyanın dört bir yanında birbirlerine sarıldıklarını görüntülerden anımsıyorum…
Tabii bu bir noktada protesto anlamına geliyordu, bazı tabulara karşı.
Emir’e sormuştum, ‘Kaç kişi ile sarıldın?’ diye, ‘12 ya da 13 yabancı kişi ile’ demişti…
Demek ki, insanlarımızdan sadece bu kadarı İngilizce biliyor ve dünya çapındaki sosyal medyayı takip ediyordu.
Düşünün insanlar hiç tanımadıkları birine sarılarak, güzelliklerden söz edebiliyorlardı.
Ya şimdi:
İzmir Barosu’nun, ‘Dün Türkiye'de 4 Kadın Erkekler Tarafından Katledildi.
Davaların Takipçisi Kadınlardır, Avukatlardır, Barolardır’ açıklamasını paylaşayım:
‘Maalesef onların isimleri de hayatta kalmayı başaran kadınların belleklerindeki acı soykırım anıtında yerini aldı.
Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Sönmez, Betül Tuğluk…
Türkiye'de kadınlar, erkin kendinden yana olduğunu bilen, cezasızlık kültürüne güvenen erkekler tarafından her gün öldürülüyor. Hal böyle iken en yetkili devlet ağızlarından davaların takipçisi olacaklarına, katillerin en ağır cezayı alması için uğraşacaklarına ilişkin açıklamalar yapılıyor.
Davaların takipçisi kadınlardır, avukatlardır, barolardır.
Devletin görevi cinayetleri engellemektir.
Öldürülen kadınların arkasından ajitasyon yapmaktan vazgeçin. Öldürülen kadınların yaşamını didik didik eden medyayı, kadını ikinci cins, anne, bakım görevlisi olarak gören zihniyeti durdurun.
Kadın cinayetlerinin durduracak politikalar üretin, İstanbul Sözleşmesini uygulayın. ‘
Umarım artık her vicdan sahibi konu ile ilgilenmeli…
2021’de Emir gibilerin sayısı artar…
Şunu da unutmayalım:
2020 yılını cinsiyet eşitliği, kadın ve çocuk hakları açısından değerlendirmemiz yerinde olur.
2020 yılında 297 kadının katledildiği, 161 kadının şüpheli şekilde öldüğünü unutmamamız lazım.
YAŞADIKLARIMIZIN BAZILARI
Herhalde şunları da hatırlamamız gerekecek Mustafa Göğüş’ün yazısında belirttiği gibi:
– Rant için ormanları yakanlar varken,
– kendi ego’sunu tatmin edebilmek için, masum sokak hayvanlarını zehirleyen insan görüntülü hayvanlar varken,
– komşusu açken, horul, horul uyuyanlar varken,
– üç kuruş miras için, Amca’sını öldüren yeğen, yeğen’ini öldüren Amca varken,
Suçlu olarak 2020’yi mi kabul edeceğiz?
Aşı geldi ya da gelecek!
Sıra size bize ne zaman gelecek?
Buna da tamam…
Ama; ormanları, fakirleri ve hayvanları insanlardan koruyacak aşı var mı?
Yani bulundu mu?
Yaptığı iyiliği ve koruyuculuğu menfaate bağlayanlara ne demeli?
BUNLAR BOŞ BIRAKMAZLAR!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yeni yıl mesajında, ‘Zor bir yıl oldu ama iyi sınav verdik’ diyerek 2020’yi özetlemiş.
Doğru birçok felaketle yalnız belediyeler değil bizler de mücadele ettik.
Herhalde birçok konuda ders çıkarmış, ‘iyi ile kötü’ arasındaki farkı görmüşüzdür.
Halkı, esnafı, memuru, öğrenciyi, emekliyi, yaşlıyı genci kim düşünüyor, kim bunlardan yararlanıyor özellikle medyada pompalanan isimlerden kadrolu sahtekârlardan bir şeyler kapmışızdır
Yani ders çıkarmışızdır.
Umuyorum yeni yılda hiç kimsenin bizi yalanlarla süslü vaatlerle aldatmaması, hepimiz sağlık ve mutluluk içinde 2021’i geçiririz…
YORUMLAR