DOLAR 32,5776 0.18%
EURO 35,0575 0.23%
ALTIN 2.454,640,80
BITCOIN 1969394-3,73%
İzmir
30°

AÇIK

üst menü altı

SERÇE MESELESİ ÜZERİNE

ABONE OL
22 Ocak 2022 10:31
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sezen Aksu, bir zamanların efsanesi,  Minik Serçesiydi. O özel insanı gördüğümüzde kalbimizden geçen şarkıların sahibi. İçimizin aktığı insana söylemek istediklerimizi söze, müziğe döken kadın. Çok sevdik onu, kıymetlimizdi.

Sonra 2010 yılında yapılan referandum için “evet” kampanyasının içinde yer aldı. Öyle ki “referandumda hayır oyu verecekler iki cihanda lekelidir.” dedi. Erdoğan’ı arayıp anne babasıyla konuştuğunu, canı gönülden desteklediklerini söyledi. Sezen Aksu’nun babası, biz İzmirlilerin gayet iyi bildiği Yamanlar Koleji’nin kurucu müdürüdür. Hani şimdilerin FETÖ terör örgütü dedikleri Fettullah Gülen’in en önemli okulunun. 2010 referandumu ise bugün yaşadıklarımızın yolunu açtı, temel taşlarından oldu.

Bu konuda günler günlerce konuşulsa az. Ciltler ciltlerce yazılsa eksik bir şey kalır.

Geldik günümüze. Bir gün bir sabah kalktık. Sezen Aksu’nun beş yıl önce, Kültür Bakanlığı’nın denetiminden geçerek piyasaya çıkan şarkısı dini değerlere hakaret eder bulunuyor.

Bu garabeti beş açıdan değerlendirebiliriz. Ama her şeyden önce cami avlusu insanların ötekileştirileceği, hedef gösterileceği yer değildir. Bu durumun en çok mütedeyyin vatandaşları rahatsız etmesi gerekir. Onların görüş ve yorumlarını merakla bekliyoruz.

Birincisi “Bize zamanında hakaret etseniz, ‘iki cihanda lekeli’ olduğumuzu söyleseniz de; sizler zor duruma düştüğünüzde, yanınızda sizi savunacak yalnız biz olacağız.” Cümlesi her zamanki gibi doğru çıktı. Ayarını bozduğunuz kantar gün geldi sizi de tarttı.

Kendinin sanatçı, aydın olduğunu düşünenlerin sorumluluğu büyüktür. Kendisi bir yaşam tarzını sürdürürken toplumun bambaşka yerlere savrulmasını savunamaz, buna çanak tutamaz. Tutarsa başına neyin gelebileceğini minik serçe anlatsın.

İkincisi aydınların, sanatçıların ve sade vatandaşların iktidar aleyhine söz söylemeyi aklından bile geçirmemesi için bir parmak sallamadır. “Sezen Aksu’ya bile, beş yıl önce söylediği bir şarkı için bu yapılıyorsa, bana ne yapılmaz?” korkusunu, duygusunu yaşatma çabasıdır. Bu çaba içindekilere bir gün herhangi bir semt pazarına gitmelerini öneririm. Orada insanların önlerine gelen, hiç tanımadıkları kişilere söylediklerini inanın muhalefet dile getirmiyor.

Üçüncüsü bu yaşanan durum; toplumu dini söylemler üzerinden bölme denemelerinin bir yenisidir. Seçim sürecine girdiğimiz bugünde; iktidarın kendi oylarını kilitlemek, oyların muhalefete kaçmasını engellemek için yaptığı yeni bir girişimdir. Sezen Aksu’yu seven kararsız seçmeni de kararlı hale getirdiğinizi hatırlatmak isterim.

Dördüncüsü her hangi bir gün, o güne kadar kabul edilen her hangi bir şey şeriat çağrısı yapmanın nedeni mi olacak? Atamızın tarikat ve cemaatleri kapattığının ve halen kanunlar önünde bu yapılanmalarının yasak olduğunun altını çizmek isterim.

Beşincisi yaşadığımız ekonomik gündemi unutturmak adına bu bir ‘cambaza bak’ formülüdür. Vatandaşın eline Ocak ayı elektrik, doğalgaz faturaları geçmeye başladı. İnsanlar bu soğukta saatlerce ucuz ekmek kuyruğunda bekliyor. Her gün markette, bakkalda peynirin, sütün fiyatını görüyor. Yolda yürürken yanınıza gelip “bana iki ekmek alabilir misin? Yarım kilo zeytin alabilir misin?” diyenleri görüyoruz.  Etten hiç bahsetmiyorum farkındaysanız. Karnını doyuracağı en temel gıda ürünlerinin fiyatları kanatlandı uçuyor. Millet karnının gurultusundan bu nafile muhabbeti duyamıyor, duymaz. İşsizlik almış başını yürümüş. Büyük usta Nazım’ın söylediği gibi bugün; “… 21 yaşında ‘işsiz kalırsam’ diye düşünüyoruz. 22 yaşında ‘işsiz kalırsam’ diye düşünüyoruz. 23 yaşında ‘işsiz kalırsam’ diye düşünüyoruz. 24 yaşında. Ve zaman zaman işsiz kalarak ‘işsiz kalırsam’ diye düşünüyoruz…”

Toplum büyük ustaları ve serçeleri ilgiyle izliyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP