DOLAR 32,6309 0.17%
EURO 35,4368 0.31%
ALTIN 2.509,951,74
BITCOIN 1842966-2,81%
İzmir
32°

AÇIK

üst menü altı

ÜÇ ARKADAŞTAN BİRİ

ABONE OL
6 Ağustos 2022 09:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bazı olayları anlatmakta zorlanıyorum…

Her gün hiç aklımızdan geçmeyen durumlarla karşılaşıyoruz.

İsim versek, mahkemelik olacağız…

En iyisi Tuğba Yıldız’dan duyduğum bir hikâyeyi paylaşayım.

Mutlaka sizin de benzer bir hikâyeniz olmuştur…

Eski tarihlerde bir medresede eğitim gören çok samimi üç arkadaş medreseden mezun olduktan sonra birbirlerinden ayrılmaları çok zor olmuş.

Yedikleri ve içtikleri ayrı gitmeyen bu üç arkadaş;

Nerede, hangi işte ve hangi görevde olurlarsa olsunlar, birbirleri ile

İrtibatı asla kesmeyeceklerine,

Doğru yoldan, adalet ve hakkaniyetten ayrılmayacaklarına, vatana hizmet davasından hiçbir zaman geri kalmayacaklarına dair söz vermişler.

Aradan yıllar geçmiş birbirleri ile irtibat kuramamışlar.

Çünkü o dönemde iletişim araçları sınırlı imiş.

Bunu bilen arkadaşlar zamanın kendilerini de yıpratması sonucu karşılaşmaları halinde birbirlerini tanımakta zorluk çekmemeleri için aralarında bir şifre belirlemeye karar vermişler.

Çok kısa ve hatırda kalıcı bir şifrede anlaşmışlar.

O da: ‘Ben O’yum!..’

Aradan uzun yıllar geçmiş, bizim üç idealist dava arkadaşının her biri bir köşeye savrulmuş:

– Biri Müderris (hoca),

– Diğeri sayılır bir tüccar,

– Bir diğeri de Mutasarrıf (vali) olmuş.

Tüccar olan şehir şehir dolaşırken, bir şehirde arkadaşının o şehrin mutasarrıf olduğunu öğrenir.

Hemen kadim dost ve dava arkadaşını ziyaret ve tebrik etmek ister.

Kapıya varır görüşmek ister fakat güvenlik ve bürokrasi çarkını aşmak kolay olmaz.

Görevlilere kendini tanıtıp, vali beyin medrese arkadaşı olduğunu, yıllar öncesinden tanıştıklarını, anlatmışsa da fayda etmez, sırasını beklemek zorunda kalır.

Vakit geçmiş, lakin kendisine bir türlü sıra gelmemiş…

Nice sonra bizim tüccarın aklına mezuniyet günündeki yıllarda belirledikleri şifre gelmiş.

Derhal küçük bir kâğıt parçasına:

“Ben O’yum”diye yazmış ve görevliye uzatarak bunu, vali beye iletmesini istirham etmiş…

Onun bu ricasını isteksizce yerine getiren görevli az sonra geri dönüp aynı kâğıdı tüccara uzatmış…

Bizimki şaşırmış…

Ama asıl şaşkınlığı kâğıdın arkasını çevirince yaşamış.

Kâğıdın arkasında:

“Sen O olabilirsin ama…

Ben O değilim!” yazmaz mı?

Bu kıssa, günümüz insanlarını ne kadar da güzel anlatmıyor mu?

Hakikat şu ki, nice arkadaşlar makamla, parayla, şöhretle tanışıp her imkâna sahip olunca, adeta ‘tanınmaz’ hale geliyorlar ve: ‘Ben O değilim!’ çizgisine savruluyorlar.

Çünkü bu kişiler, ulvi ideallerle yola çıktıkları halde amaca ulaşmak için:

Yolda bulduklarını, yola çıktıklarına değişen ve amacına ulaşmak için her yolu mubah gören kişiliksiz ve omurgasız karakteri zayıf insanlar…

Kıssamıza uygun söylersek bu gün:

‘Ben O’yum!’ diyebilen kaç gerçek dost ve arkadaş var?

Öte yandan;

‘Ben O değilim!’ diyenler dünyaya sultan olsa ne önemi var?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP