Sabah saat 9’u 5 geçiyordu. Bir siren sesi duyuldu. Trafikteki araçlar durdu. Araçlardan inenler hemen oracıkta saygı duruşuna geçtiler. Yolda yayalar durdu. Hayat durdu. Saygı duruşu için kimse kimseyi zorlamıyordu. Ülke ölümsüzlüğe yürüyüşünün 84. yıldönümünde Ata’sını selamlıyordu.
Saygı duruşundayken bir fotoğraf belirdi gözlerimin önünde. Atatürk bir Cumhuriyet Balosunda şık bir hanımefendi ile dans ediyor. Cumhuriyet öncesi nüfus sayımlarında erkekler ve evdeki hayvanlar sayılırdı. Kadınlar hesaba katılmazdı; yoktu, yoktular. Sonra… Kadın hayatın her alanında oldu. Bugün de sosyal yaşamın içinde olmak isteyen, erkekle eşit olmak isteyen kadınlar ayaktaydı. Liderlerinin önünde saygı duruşundaydılar.
“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”
Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin annelerine böyle seslenmiştir ya; barışa inanan tüm anneler, eşler, evlatlar Ata’larının huzurunda saygı duruşundadır.
Afife, Zehra (Zühre), Sabiha, Afet, Rukiye, Nebile ve Ülkü Atatürk’ün manevi evlatlarıdır. Bu kızların eğitimine Atatürk büyük önem vermiştir. Kız çocuklarının istediği eğitimi alması konusunda topluma örnek olmuştur. Eğitim alma arzusu ile yanıp tutuşan kız çocukları, Türkan Saylan gibi kız çocuklarının eğitimine hayatını adayanlar saat tam 9:05’de Başöğretmen için saygı duruşundaydılar.
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?”
Evet böyle güçlü tanımlamış kadının toplumda olması gereken yeri Ata’mız. Bu bakış açısının sonucu olarak; kadının tanıklığı mahkemede erkekle bir tutuldu. Osmanlı döneminde iki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına denkti. Mirastan erkek kardeşiyle eşit yararlandı. Bir erkeğin 2, 3, 4 karısından biri değil tek eşi oldu. Eşinin’ Boş ol’ sözcüğüyle ortada kalma yerine boşanmada hakları oldu. Kadınlar için reşit olma ve evlilik yaşı belirlendi. Kız çocukları babası, dedesi yaşındaki adamlarla evlenmekten kurtuldu. Cumhuriyetle kendilerine verilen haklar için, bugün alanlarda, yerlerde sürüklenmek pahasına mücadele eden kadınlar bu devrimci için saygı duruşundaydı.
Anıtkabir’i bu yılın ilk 10 ayında 3 milyon kişi ziyaret etmiş. Ziyaret edenlere kumanya yok, çetelesi tutulmuyor. Ziyaret etmezse kara listeye alınmıyor. 364 gün önderine koşanlar saygısını gösteriyor. Bir gün tezahürat sesleri Anıtkabir’i inletiyor. Tezahüratta bulunanları da, onları bağırtmak için Anıtkabir’e taşıyanları da, toplum vicdanındaki terazide 365 gün tartıyor.
"Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir." diyen Atatürk’ten ‘erkekle eşit olmak kadının fıtratında yoktur.’ denen günlere geldik. Şiddete uğradığında:”Kız mıdır, kadın mıdır, bilemem” denerek önce kadın sorgulanır oldu. Bu nedenle; kadına şiddete, tecavüze, kadın cinayetlerine ‘Dur!’ diyen kadınlar Ata’sına saygı duruşunda önde, en öndeler.
Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’de yapıldı. 17 kadın milletvekili ilk kez Meclise girdi. Bugün TBMM’deki 600 vekilden 101’i kadın(%17). Türkiye, kadın milletvekili oranında Afrika ve Orta Doğu ülkelerinin gerisinde. Dünyadaki 192 ülke içinde 117'nci sırada yer alıyor. Kadın ve erkeğin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de dünyadaki oranlarla temsil edilmesi için çalışanlar 10 Kasım günü saygı duruşundaydı.
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."
Atam, biz kadınlar; her gün çağdaş, uygar, bilimi yol gösterici yapmış bir Türkiye için çalışıyoruz, çalışacağız. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüyoruz, yürüyeceğiz.
Dünyanın kıskandığı ölümsüz lidere saygıyla…
News
