DOLAR 32,2667 -0.23%
EURO 34,8083 -0.08%
ALTIN 2.412,600,81
BITCOIN 2038790-1,54%
İzmir
21°

AÇIK

Özgün Utku

Özgün Utku

27 Mart 2023 Pazartesi

ANLAMAK

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kasımda aşk başkadır. Çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır.

Ölümsüzlük sizce nedir?

Okuduğunuz satırları 10 kasım 2021 gecesinde, dolu dolu yaşanmış bir 10 kasım Atatürk Gününün gecesinde yazıyorum.

16 mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a hareket ederken vapuru aramaya gelen İtilaf devletleri subayları için yanındaki arkadaşlarına:”Biz silah ve cephane değil, ülkü ve inanç dolu kafa götürüyoruz.” demiştin ya. Bugün senin adını her yerden silmeye çalışsalar, sana lanet de okusalar senin izini yok edemiyorlar. Çünkü biz senin devrimci yolundan gidenler; silah ve cephane değil, ülkenin laik, demokratik ve aydınlık yarınlarına inanan, bağımsızlık, çağdaşlık ilkelerine bağlı kafalar taşıyoruz.

Atamızı sonsuzluğa uğurlayışımızın üstünden 83 yıl geçti. Şu an alanlarda olanlar O’nu hiç görmeden tanımış, anlamış, sevmiş olanlar. Hiçbir zorunluluk yokken sabah 9’u 5 geçe evde, yolda, tarlada O’nun anısına ayağa kalkanlar… O’nun yaptıkları önünde şapka çıkarıp saygıyla duranlar… Çocuğu, genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle her yurttaş Atatürk Günü’nde Atasına koşuyor. Ankara’da Anıtkabir her yıl yeni bir ziyaretçi rekoru kırıyor. İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı. İzmir’de Latife Hanım’ın mezarı, Cumhuriyet Meydanı, Atatürk anıtları. Türkiye’nin her şehrinde, mutlaka bir an bile olsa O’na koşuyoruz.

10 kasımlarda saat 9’u 5 geçe gözleri dolan evlatların olduğu sürece sen hep yaşayacaksın.

İzmir’de saat 14:00’de 350 metre uzunluğundaki dev Atatürk posterini Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanına taşıdık. Ah o duygu seli. Önünüzde, arkanızda, posterin diğer tarafında hiç tanımadığınız, size dostça gülen gözler. Aynı ülküye gidenlerin yoldaşlığı. Posteri taşırken geçenlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi Deneme Sahnesi oyuncularından izlediğim, Ayşe Emel Mesci yönetmenliğindeki Kuvayi Milliye Destanı’nı anımsıyorum. Tüylerim diken diken. Kuvayi Milliye Destanı’nın bu yorumunu mutlaka izlemenizi öneririm dostlar.

“Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
 güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.”

Ah o yürek coşkusu. Tüylerim diken diken, gözlerim dolu. Atam sen nasıl bir lidersin ki; 83 yıldır sensiz ama seninleyiz. Yıllar içinde, bizler büyürken ‘insan seni’ de tanıyoruz. Kuru fasulye pilav yerken senin ilk kuru fasulye pilavı dayının dükkanında yediğini ve çok sevdiğini anımsıyoruz. İçimizde çok sevdiğimize duyulan özlemle bir sıcaklık akıp geçiyor. Pazarda elimiz narlara uzandığında Selanik’teki evinizin bahçesindeki nar ağacına tırmandığını; yıllar sonra kardeşin Makbule’ye ‘acaba o ağaç hala duruyor mudur?’ diye sorduğunu düşünüyoruz. Narları sevgiyle sarmalamak geliyor içimizden, incitmekten korkarak okşuyoruz.

Nazilli Basma Fabrikası’nın kapısında yazdığı gibi “Atam Sen Bizim Bütünümüzsün”.

Işığınla sadece yaşadığın dönemi değil bugünü ve yarınları da aydınlattın, aydınlatacaksın. Kurduğun gelecek bize emanet.

Gençliğe Hitabende demiştin ya:

“Ey Türk gençliği! Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel senin en değerli hazinendir. Gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. Birgün bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, bulunduğun durumun olanak ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve şartlar, çok elverişsiz bir özellikte ortaya çıkabilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada eşi görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi eylemli olarak ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acı ve daha tehlikeli olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar duyarsızlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler. Üstelik bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi istekleriyle birleştirebilirler. Ulus fakirlik ve çaresizlik içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir.

Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır.

Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır!”

Atam; seni her geçen gün artan bir özlem, sevgi ve saygıyla anıyor, anlıyor ve gelecek nesillere anlatıyoruz. Sen yolumuzsun sonsuza kadar…