DOLAR 32,3249 -0.12%
EURO 34,7651 -0.1%
ALTIN 2.388,92-0,32
BITCOIN 19130501,52%
İzmir
24°

PARÇALI AZ BULUTLU

Yaşar AKSOY

Yaşar AKSOY

12 Mayıs 2021 Çarşamba

BUNDAN SONRA KİMSE, JACK LONDON'UN İSMİNİ BİLE HATIRLAMAZ!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Küresel Edebiyat, küreselleşmenin en büyük silahların­dan biridir, dünyayı ele geçirmenin ve elde tut­manın bir ma­nipülasyonudur. Amerika Birleşik Devletleri’nin güdümünde olan Batı Emperyalist Sistemi, küreselleşme de­diği bu yeni ultra post-modern aşamasında, egemenliği al­tında olan milyarlarca insanı, emek, sermaye, sömürü, fa­kirlik, işsizlik, çevre kirliliği, savaş kışkırtıcılığı, petrol yağmacılığı, dini ve ırkçı bağnazlık, kıyamet senaryosu kültürel dayatması, cinsel zulüm gibi dün­yasal gerçekler­den hızla uzaklaştırarak, hayali bir edebiyat sunmakta ve koyunlaştırarak ustaca oyalamaktadır. Hayli de başarılıdır.

Küresel Edebiyat, ustaca bilgisayar animasyonları da kullanılarak inanılmaz efektler eşliğinde beyazperdeye akta­rılarak müthiş rakamları yutan pazarlar yaratmaktadır. Tüm zamanların en başarılı ve para kazandırıcı film serisi olan Harry Potter’in son yapımı olan Harry Potter ve Ölüm Yadigar­ları filmi Londra’da gerçekleşen galasıyla birlikte dünyanın her yerinde ve Türkiye’de de aynı anda vizyona girdi, mil­yonları içine çekti. Rowling”in romanından uyar­lanan serinin yedinci filminin ilk bölümü, yapımcılarına yüzmilyonlarca dolar kazandırdı. Yönetmenliğini David Yates’in yaptığı fil­min ikinci ve son bölümü, 2011’de göste­rime girecek ve böy­lece Harry Potter’ın beyazperde mace­rası sona ermiş olacak. Peki aklımızda ne kalacak?.. Sem­patik büyücü çocuğun gü­lümse­mesi ve büyü numaraları!..

Hiç şüphesiz bu cendereyi kıran Gabriel Garcia Marquez ya da Foucault Sarkacı’nın yazarı Umberto Eco, Nobel ödüllerini kazanan bazı yazarlar vardır, bunlar hem geçen yüzyıldan arta kalmışlardır, hem de rüya gören milyarları birer saniyelik uyandıran uzak gök gürlemelerinden başka bir şey değillerdir. Küresel kitleler Harry Potter’i tanır, on­ları tanımaz..

Anatole France, büyük devrimci romancı Jack London’un ölümsüz eseri Demir Ökçe’yi okuduktan sonra şöyle yaz­mıştı, buraya aktaralım ve biraz avunalım:

 

“Ey gelecek çağların kuşakları, sınav gününün gençleri! Sizler amansız savaşlar vereceksiniz. Geri tepmeler sizi kuşkuya düşürse bile, kendinizi yine toplayıp, bu romanın kahramanı soylu Everhard ile birlikte şöyle diyeceksiniz: “Davamızı yarın, bilgi ve disiplince daha da güçlenmiş olarak yine ortaya getirece­ğiz!.”

 

Anatole France’nın sözünü ettiği dava, insanların ve ulus­ların eşitliği davasıdır. Küresel Edebiyatta bu idealin zırnığını bulamazsınız.

Bu bakımdan Carlos Fuentes’in Can Yayınları’ndan çı­kan Kartal Koltuğu’nu satır satır okumalı.. Evrensel baskı düzenini anlatan George Orwell’in “1984” isimli yapıtın­dan daha kor­kunç bir dünya düzenini, yani 2020’de olup bitenleri hayali olarak an­latan yazar, özelde Meksika’yı dillendirirken, dün­yanın her yerinde aynı düzene sahip politik entrikaları, ABD Emperya­lizmini, evrensel sömü­rüyü, pek güzel açıklıyor.

Romanda, Meksika’nın ABD’ye kafa tutacağı tutar, o an­dan itibaren ABD ise Meksika’nın iletişimini sağlayan uyduda bir arıza olduğunu ileri sürerek ülkeyi faks, e-posta, internet, telefon, televizyon hizmetlerinden yoksun bırakır. Bunun üze­rine halk birbiriyle mektuplaşmaya baş­lar. Romanda bu mektuplar yayınlanmakta ve bir mektup devrimi anlatılmak­tadır.

Ne dersiniz?

Amerika bunları yapar mı?..

Romanı okuyun derim..