19 MAYIS’I COŞKULU KUTLAMAYA DOĞRU
Bugün de size bir soru sorarak başlayacağım?
‘N’olur?’ diyerek ‘yalvarıcı’ bir şekilde söze kim başlar?
Çaresizler değil mi?
Ya da ‘çare’ arayanlar değil mi?
Örneğin anneler, babalar söz dinlemeyen çocuklarına seslenirken ne derler?
‘N’olur yapma!’
Çocuk dinler mi?
Yine yapacağını yapar ve anne ile babayı çileden çıkartır…
Öyle zaman olur ki, ‘N’olur!’ dan sonra evin dağınıklığını gören, özellikle çalışan, ekmek paralarını kazanmaya, anne ve babalar saçlarını başlarını yolacak hale gelir.
‘Ayrılık’ başlamadan önce genç aşıkların da sözüdür bu, ‘N’olur beni dinle!’ gibi..
Özetle, ‘N’olur!’ diye başlayan cümle, ‘Yalvarma’ ve ‘Yakarış’tır….
Aksini kimse söyleyemez…
Ama siyasette ‘N’olur?’ denir mi?
Deniyor işte!
Reis, televizyondaki canlı yayında, Karadenizli hemşerilerine nasıl seslendi?
‘N’olur fındık ve çay bahçelerine 28 Mayıs’tan sonra gidin!’
Seyahatlerinizi ileri tarihe bırakın, diyor…
Normal bir istek bir siyasetçi için…
Üstelik bir de ortada koltuk ve güç var…
En azından beş yıl daha ‘mutlak lider’ olmak var…
Şimdi yarış yeniden başladı…
Yani sıfır ve sıfır ile…
Kim bir fazla oy alırsa o ‘Cumhurbaşkanı’ olacak…
Bu yüzden Reis de, ağzından henüz çıkmadı ama Kılıçdaroğlu da ‘N’olur!’ diyerek seçmenin oy kullanmak için sandığa gitmesini isteyebilir.
Bunda garip, tuhaf bir durum yok!
Mühim olan şimdi değil, 28 Mayıs’tan sonrası!
Tepki oylarının ne kadarı 28 Mayıs’ta sahaya çıkacak?
İşte bu önemli…
Bakalım tarla mı, deniz mi seçmene daha çekici gelecek?
*- NELERİ GÖRECEĞİZ
‘Bir adamı öldür ve sen bir katilsin. Milyonlarca insanı öldürün ve siz bir fatihsiniz…’ alıntısıyla tanınan Jean Rostand’ın düşüncelerinden söz eden Adem Emmi, bakın neyi anımsatıyor?
‘Bir gün atomun enerjisini serbest bırakacağız!
Gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz!
Ömrü uzatıp, tüberküloz ve kanseri tedavi edeceğiz ama en düşük seviyeli insanlar tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz!’
Mehmet Karadoğan da yine anımsatmış George Orwel’in daha önce de belirttiğimiz bir ünlü sözünü;
‘Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır!’
Artık yorumlarını kendinize göre yapın!
Ben bir de Bornova Küçükpark’tan arkadaşım Nevzat Karagülle’nin söylediğini nakledeyim:
Nevzat, ‘Küçükken bize hep kurtlardan korkmayı öğrettiler.
Oysa büyüyünce anladık ki, gerçek tehlike koyunlardır..’ diyor.
Düşündürücü değil mi?
Umutsuz durumlar yoktur!
Umutsuz insanlar vardır!
Asla hiçbir şeyden ve düşüncelerinizden vaz geçmeyin…
*- TÜRK MUTFAĞI HAFTASI’NDA LEZZET ŞÖLENİ
21-27 Mayıs tarihleri arasında yurt içinde ve yurt dışı temsilciliklerde kutlanan “Türk Mutfağı Haftası” bu yıl da ülkemizin zengin mutfak kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlıyor.
Binyılları aşan kültür, gelenek, toplumsal miras, hikâye ve derin bir tecrübenin eseri olan zengin Türk Mutfağı, bir kez daha bereketli sofrası eşliğinde, benzersiz serüvenini dünya ile paylaşacak.
İzmir’de, Valilik koordinasyonunda kentin tanıtımına katkı sunacak faaliyetleri planlayan ve hayata geçiren “İl Tanıtım ve Geliştirme Kurulu”, bu yıl yapılacak Türk Mutfağı Haftası etkinliklerine, yurt içinde en yüksek katılımın sağlanmasını, faaliyetlerin de etkin şekilde yürütülmesini amaçlıyor.
*- BAŞKAN ORAN YEREL ÜRETİCİLERE FİDAN DAĞITTI
Karakılçık Buğdayı, Anason, Kara Yulaf, Çeşme Sakızı, Sakız Enginarı gibi yerel değerlere sahip çıkarak, onları yeniden üretime kazandıran Belediye Başkanı M. Ekrem Oran Tohum Merkezi’nde yerel üreticiye fidan dağıttı.
Göreve geldiği günden bu yana Tarım Hizmetler Müdürlüğü kurararak, gerçekleştirdiği projelerle tarım alanında devrim yapan Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, Ovacık’ta hayata geçirilen Çeşme Belediyesi Tohum Merkezi’nde yerel üreticilere fidan dağıtımına başladıklarını duyurdu.
Karakılçık Buğdayı, Çeşme Kavunu, Çeşme Beyaz Soğanı, Çeşme Sakızı, Sakız Enginarı gibi Çeşme’nin birçok endemik ürününe sahip çıkan Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran Çeşme Belediyesi Tohum Merkezi’ni kurdu.
News