Yağmur başladı Betül. Bodrum -kargı koyu Marin’deyim. Tentelerin üstüneden tıpı tıp sesleri soluk soluğa sonbahar geldi diye bağırırken, yapraklar banyo var diye çoluk çocuğa sesleniyorlar.
Sabah erkenden Kerem’le gelirken bir grup böğürtlen kümesine rastlamış ona böğürtlen yedirmiş senin anlattıklarını hatırlamıştım. Hani anlatırdın ya; “çocukken bahçeden dönerken dedem beni atın terkisine bindirir, böğürtlen kümelerine götün götün yaklaşır böğürtlen yememi sağlardı” derdin. Kerem böğürtlen yerken bunları düşünmüş seni anmıştım. Şimdi yağmurun bitişini , güneşin iktidara çıkışını seyrediyorum.
Memleketin halini sorarsan eğer, demokrasinin kara bulutları üstümüze çökmüş biz de ülkece güneşin iktidarını bekliyoruz diyeyim sen anla.
Hep anlatırdım ya sana demokrasinin, kötülüklerinden bahis ederdim. İşte şimdi aklımda bunlar dolaşıyor.
Bilirsin, Nietzsche demokrasiyi “Okur yazar olmayan insana hangi kitabı okursun demeye benzer”diye tanımlamıştır. İşte böyle böyle, henüz iyiyim ve çocuklarının başındayım vesselam.
YORUMLAR