Altın renkli bir yaz sabahındayım. Saat 8’ler civarında TV karşısında oturduğum salonun pencerelerinden kuzeyden nazlı nazlı giren esinti tüm bedenimi sarmalamakta. Keyifle haber izlemekteyim.
Tv’de bir haberle irkiliyorum, hatta üşüyorum. Alt yazı; THY’de bir grup pilot kokpitlerin namaz kılınacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulamış.
Aklımdan ‘Yahu bu nasıl istek, bu nasıl özgürlük?’ diye geçiyor. ‘Efendim onlar namaz saatini kaçırmak istemiyor herhal’ diye zihnim bilincime mesaj gönderiyor.
Kendi kendime ‘Oğlum uçak deve mi? Deveyle ulaşımda, deveciler herhal kendi seccadelerini taşıyordu. Onların torunları da kokpitte seccade ve yer ihtiyacı istiyorlar’ diyorum.
Değerli okurlar, işte Siyasi İslam, Arap islamı budur. Kendisinin yaşam özgürlüğü üstüne özgürlük tanımaz, kendi yaşam tarzını diretir. Umurunda mı onun, o namazını kılsın isterse uçak düşsün. Ula cacığa doğranan sebzeler olur mu?
Uçakta pilot namaz kılar mı? Çok meraklıysa, kaza kılsa olmaz mı? Hayır olmaz, onun derdi ibadetten çok kendi yaşam tarzını zoraki kabul ettirmek.
Uçağın da helali olur mu? Olur diyorsan otur sen helal uçak yap. Hayır ben yapmam, ben alırım, kokpiti de değiştiririm he mi? Yemezler.
Değerli dostlar, Hande Yener’’in konserini yasaklayan zihniyet de bu işte. Bizden olmayanın kültürü, yaşam tarzı olmaz. İlla da onlar da bizim gibi olacak derler. Dostlarım siyasi islam, Arap islamı budur.
Artık Muhalefet cesaret bulmalı bu dayatmalara şiddetle karşı çıkmalı vesselam.
YORUMLAR