Kendimden bilirim hayale sınır işlemez. Hayal kurmaya başladım mı kendimi Urfa’da ciğer dürümü, İstanbul’da sütlaç yerken, adını vermeyim sevgilimle görür, atlar kendimi Bodrum’da denizde yüzerken bulurum. Kah İzmir’de, Muğla’da poliklinik masasına oturur, kah da gençliğimde Ankara’da soğuktan korumak için sabah ezanında Cebeci Hamamı’nda ısınmaya gitmiş bulurum .
Değerli okurlar, kadim dostlarım, yeni bir roman yaratıyorum, daha doğrusu henüz başladım bu romanın bir kahramanı var, adı Dünya; Dünya Usta bir demirci ustası. Hayali geniş Piyalepaşa gibi. Oldukça bilge ve hayalperest. Bana hayallerini anlattı; ‘I have a dream’ gibi hayalleri.
Şöyle diyor Demir Usta: ‘Usta, bak, dinle hayallerim diyor. Farzet ki Ankara’da ki ‘Beştepe’ sarayı Dünya Kültür Merkeze olmuş, tüm dünyadan bilim ve kültür adamları, sanatçılar buraya geliyor, cihanı şümul aktiviteler yapılıyor. Türkiye Dünya medyasında her gün gündem. Hayal etsene diyor, bir sanat önde geleni Milli Eğitim Bakanı olmuş. Artık Şeriat vakıfları ile sözleşme yok. İmam Hatip okulları ülkenin imam ihtiyacına göre ayarlanmış. Üniversite eğitimleri İlahiyat Fakülteleri ile sınırlanmış. Çocuklarımız ikbal için artık batıya göçmüyor. Doğudan eğitim için gelenlere batıdan gelenlerde katılmış. Kadın-erken eşitliği hafızalara kazınmış. Dolar değeri artmıyor, Türk lirası başat bir para birimi olmuş.’
Falan filan. Onu sabırla dinliyorum; hayalleri çok, hepsi yazılır gibi değil. Ona diyorum ki; ‘Martin Luther’in hayali gerçekleşti. Zenci- beyaz eşit oldu, üzülme bir gün senin de hayallerin gerçekleşir vesselam.’
YORUMLAR