‘Hegel’ hayatının bir bölümünü idealist (önce düşünce, sonra madde) bir bölümünü materyalist (önce madde sonra düşünce) olarak geçirmiştir.
Koleradan öldüğü zaman 60 yaşındaydı. İşte bu kısa yaşamda düşünce dünyamızın son kilometre taşını yerleştirmiş ve öldüğünde henüz 3 yaşında olan Engels’e diyalektiği metodlaştırmak için zemin yapmıştır.
Değerli okurlar saat 8 ve İzmir’de şafak yeni söktü. Ben neredeyse bir saattir uyanmış, bir tarafdan Hegel’in estetik ve sanat hakkındaki düşüncelerini okurken bir taraftan da aylık ekonomik planlamamı yapıyorum.
Herkes değil, ama gerçekten 7 bin 500 lira ile geçinmeye çalışan emekliyi düşünüyorum. Bunlar, ‘pehlivan’ diyorum içimden. (Urfa’da zor işi başarana verilen bir yakıştırma)
Değerli okurlar bu konuda Hegel’in bir sözü zihnimde parlıyor; “Bir sarayda, bir kulübedenkinden başka türlü düşünülür”.
Evet dostlar, halk arasında ‘Ne anlar tok açın halinden‘ deyişini de anımsıyor, bu deyişin Hegel’in düşüncesine cuk oturduğunu görüyorum. Tüm saraylarda da böyle görülmesi normaldir vesselam diyorum.
YORUMLAR