Son zamanlarda farkettim. Ben kendimi yaşlandıkça bunak cesareti kazanırken bulmaktayım. Ne mi yapıyorum?
ne yapmıyorum ki…
Örneğin umum tuvalette sıkışmışsam ve kadın bölümü boşsa oraya dalıyorum. Yakalanırsam, ‘yazık, yaşlı’ denip hoşgörü aralığına gireceğimi hissediyorum. Bir keresinde oldu. Kapıda bekleyen hanımın benim numaradan yaptığım şaşkın halime hoşgörüsünü hissettim. Nereye kadar sürer onu bilemem ama acık da eğleniyorum galiba.
Neyse ne, açık olan sıkışınca bunak havalarına girip abuk sabuk konuşmak, cahile cesaret vermek bugünlerde ülkemizde moda olmalı. Adam Cumhuriyet'in uygar, köklü, üstelik kanunlarla destekli kurumlarını ortadan kaldırmayı ısrarla teklif ediyor, tıpkı benim sıkışınca kadın tuvaletine yönelmem gibi o da sıkıştıkça ‘Türk Tabipler Birliği'ni’ kapatalım, ‘baroları’ lağvedelim, hele ‘mimar odalarını' hem kapatalım hem de mukim üyelerini asalım falan diyor. Ve kendi avanesinden bir alkıştır kopuyor. Adam benim yaptığım gibi kısa yolu seçip dalıyor mahrem alana. Ama benimki gibi bilinçli mi yapıyor yoksa o, hakket bunamış mı bilemem. Doktorlar bilir. Bunak kendini bunak görür mü canım! Ben de kendimi henüz bunamış görmüyorum! Herhal.
Dün iktidarının doruğunda astığım astık, kestiğim kestik diyen, durup durup etrafı alazla süpüren güneş bu sabah sanki etkisini kaybetti. Kuzeye açık penceremden ‘Karayel’ kendini takdim etti. Üfür üfür esmekte Bu günlerde yaşadığımız cehennem çekilir gibi.
YORUMLAR